İbn Rushd-Goethe Camii'nin kurucularından avukat, kadın ve insan hakları savunucusu Seyran Ateş, camiyi neden açtıklarını ve karşılaştıkları tepkileri anlattı,

Seyran Ateş, haklarındaki "Gülenci" oldukları iddialarına da yanıt verdi.

Bu projeye neden, hangi amaçla başladınız?

Gerçekten Allah'a inanan ve İslam dininden vazgeçmek istemeyen, dünyada İslam adına ne kadar çok çirkin şeyler yapılsa da vazgeçmek istemeyen bir insan olarak, kadın olarak, bir camiye girip de itilmemek için yaptım. İlk başta kadın hakkı savunucusu olarak... İnsan hakkı savunucusu olarak da camilerde nefret değil sevgi, yani insanlar arasındaki sevginin ön planda olduğu bir cami hayal ederek bu projeyi gerçekleştirdim.

İbn Rushd-Goethe Camii'ye neden liberal cami deniyor? Normal camilerden farkı ne?

Bizim camimizde ilk başta kadın erkek ayrımı yok. Kadın erkek eşitliği için yola çıktık. Ve kendini İslam'a ait gören her türlü insana kapımız açık; Sünniymiş, Şiiymiş, Alevi, Sufi ayrımı yok. Bizi birleştiren nokta Müslümanlık. Dolayısıyla kadın erkek ayrımında da aynısını söylüyoruz. Biz camiye girdiğimizde kadını erkeği cinselleştirmiyoruz. Yani kadın erkek yanyana namaz kılamaz, bir kadın cuma namazını kıldıramaz deniyor. Biz de şunu soruyoruz, niye? Bunun bilimsel, teoretik gerekçeleri nerede? Ben avukat olarak onu soruyorum.

Bazıları bu camiye İslami reform projesi diyor, siz nasıl adlandırıyorsunuz?

Biz daha da geriye gidiyoruz, reform değil bu rönesans diyoruz. Hatırlatıyoruz, onun için de caminin adını İbn Rushd-Goethe koyduk. İbn Rushd, 12. yüzyılda İslam alemindeki en aydın insanlardan biriydi. Hem hukukçu, hem doktor, hem felsefeciydi ve bu aydın insanın yazılarını hatırlatmak istiyoruz. Onun için buna reform demeye gerek yok.

İbn Rushd-Goethe Camii'nde namaz kılanlar

Peki din eğitimi almış mıydınız ve camiye gidip ibadet eden bir insan mısınız?

Hayır, camiye gitmiyordum. Ben zaten şu an işin teolojik yönünü yöneten kişi değilim. Ekim ayında Berlin Frei Üniversitesi'nde İslam bilimi okumaya başlayacağım. Ve ileride Berlin'e İlahiyat Fakültesi gelirse inşallah, ilahiyat da okuyacağım.

Peki işin dini kısmını yürütecek birini, bir imam bulmakta zorlandınız mı?

Hiç zorlanmıyoruz çünkü hem cemaate katılan hem de camiyi kuran kişiler arasında işin teolojik yönünü götürebilecek yeterince insanımız var. Başta gelen Profesör Dr Abdel-Hakim Ourghi, Freiburg Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde profesörlük yapıyor. Onun dışında Almanya'da bize katılan, destekleyen ve bizim yaptığımız çalışmaları destekleyen yeterince ilahiyatçı var. Bunun yanında Kanada'dan, Avustralya'dan ilahiyatçılar bize mail atıyor, açıklamalar yapıyorlar. Türkiye'den de çok katılanlar var, onun da altını çizmek istiyorum.

Camiye yer nasıl buldunuz?

Camiye yer ararken birçok kişiye anlattım yer aradığımızı. St. Johannes Kilisesi'nden bir teklif geldi. Başka yerlere de baktıktan sonra burayı kabul ettik. Ama kilisenin içinde değiliz. Arka tarafında bir binadayız.

Projenin finansal desteği nereden geliyor?

Bağış, tamamen bağış. Ve bazen bağışlara "Barış için, güzel bir İslam için, cesur insanlar için" gibi çok güzel mesajlar eşlik ediyor ve bu bize müthiş bir güç veriyor.

Caminize hangi gruplardan insanlar geliyor? Cemaatiniz büyük mü?

Mesela İranlılar, Türkiyeliler olabiliyor…"Ben aslında Allah'tan dinimden vazgeçmiştim. Gelmiş olduğum ülkede artık o kadar gerici bir İslam yaşanıyor ki bunun artık dinle hiçbir alakası yok, ama size geldim gördüm ki dinimin çok güzel yanları var" diyenler oluyor.

Sayı konusu da çok ilginç. Böyle bir harekete, başladığında yüzlerce, binlerce insanın gelmeyeceği aşikar. Bizim gerçekleştirdiğimiz tarz birçok insana aykırı. Aykırı olduğu için, çok ölüm tehdidi alan bir grup olduğumuz için binlerce insanın geleceğini düşünemeyiz. Böyle hareketler hep tek kişilerle başlar, az kişilerle başlar ama sonradan büyür.

2 ay içinde sadece, 7 kişi olarak başlattığımız camiyi şu an 30 kişiye çıkardık. Ama bunun yanında destek veren kişilerle 100'den fazla olduk diyebiliriz. Ve onların yanısıra binlerce insan onaylıyor.Çok büyük bir dalga başlattık ve dalga gerçekten yayılıyor.

Camii ne zamanlar açık? 5 vakit namaz kılınıyor mu?

Camiyi ne kadar çok açık tutabilirsek o kadar açık tutmaya çalışıyoruz. Çünkü camiyi açık tutabilmek için güvenlik sorunumuz var. Bize kalsa kapıyı açık bırakacağız ki insanlar gidip namazını kılıp çıksın. Ama şu an hakkımızda çok kötü haberler yapıldığı için, tehdit aldığımız için maalesef cami açık olduğunda orada birinin bulunması gerekiyor. Şu an da bunu haftanın her günü 24 saat sağlayamıyoruz. Dolayısıyla genelde sabah 9-10'dan akşam 8'e kadar birisi orada bulunuyor şu an. Cuma namazı kesinlikle tabii ki kıldırılıyor.

İbn Rushd-Goethe Camii önünde polis arabası

Tehdit alıyor musunuz?

Ben zaten 2006'dan bu yana polis koruması altında yaşıyorum. Sebepleri de hep aynı, kadın hakları, insan hakları savunucusu olarak… insan haklarına aykırı bazı geleneklere karşı savaş veren birisi olduğum için… Bu camiyi açarken de tabii ki, her türlü çirkin haber, saldırı olabilir diye düşündüm.

Ama Türkiye'de böyle yalan haber yapılabileceğini düşünemedim. Birisi açılış günü geliyor, gizli bir çekim yapıyor. O çekimde Kuran'ı raftan alıp yere koyuyor ve üstüne doğru bir ayak tutuyor, sanki birisi Kuran'ın üstüne basıyormuş gibi bir fotoğraf çekiyor. Topladığımız görüntülerden bunu kimin yaptığını bulacağız. Polis tarafından da inceleniyor.

İbn Rushd-Goethe Camii'nin içi

Örneğin başörtülü kadınların girişi yasak diye haberler de çıktı, öyle bir yasak yok, aramızda başörtülüler var, şu an cemaatimizde ezanı okuyan, namaz kıldıran baş örtülü kadın var. Yani yasak yok, bu bir yalan.

Türk basınında caminizin Gülen Hareketi ile bağlantılı olduğuna dair iddialar da ortaya atıldı. Buna ne diyorsunuz?

Bizim uzaktan yakından Gülen cemaatiyle hiçbir alakamız yok. Onlar bizim camimize gelip namaz kılmaz. Bizim yapmış olduğumuzu onaylamazlar ki, onaylamıyorlar da zaten. Birincisi bu, ikincisi de gelseler bile, biz Almanya'da demokraside yaşıyoruz. Gelseler bile biz kapıyı kapatmayız, bizim kapımız açık.

Şimdi yaptığımız yüzde 100 doğru, doğrunun sahibi biziz demiyoruz. Sadece siz doğrunun sahibi olduğunuzu iddia etmeyin, bize ölüm tehditleri göndermeyin, biz size ölüm tehditleri göndermiyoruz. Hepimiz Müslümansak, kardeşsek o zaman kardeşlik içinde yaşayalım. (Haber: Aylin Yazan/BBC)