Deutsche Welle

Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) zirvesinde ortak bir iltica politikası konusunda mutabakat sağlanamadı. AB Konseyi Başkanı Charles Michel, 27 üye ülke liderleri arasında uzun süren müzakerelerin bir uzlaşma ile sonuçlanmadığını duyurdu.

Michel, göç konusuna ilişkin ortak bir sonuç bildirgesi yerine Polonya ve Macaristan dışındaki 25 üyenin desteklediği bir metin yayımladı. Metinde üyelerin çoğunluğunun, göç politikasının her alanındaki çalışmaların devamına yönelik istekli olduklarını ifade ettikleri belirtildi. 25 üye, Varşova ve Budapeşte'nin sığınmacıların yerleştirilmeleri ve yeniden yerleştirmelerinin gönüllülük temelinde düzenlenmesi talebine ise çekinceli yaklaştı.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki zirvede, Paris'te yaşananlara benzer sahneleri ülkelerinde görmek istemediğini ifade etti. 17 yaşındaki Nahel M.'nin polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan eylemlere atıfta bulunan Moawiecki, "Birbiri ardına yasa dışı göç dalgalarının bir ülkeye giriş yapmasının hangi riskleri doğurduğunu herkes görebilir" ifadelerini kullandı.

Tartışmalı "reform" planı

Yıllar süren tartışmaların ardından Haziran ayı başında AB üyelerinin içişleri bakanları, ortak bir iltica reformu üzerinde anlaşmaya varmıştı. Söz konusu reform, yoğun bir göçle karşı karşıya olan ülkelerin yükünün hafifletilebilmesi için üye devletler arasında dengeli bir paylaşım öngörüyor. Buna göre, her yıl en az 30 bin sığınmacının yeniden yerleştirilmesi mümkün olacak. Göçmenleri ülkelerine kabul etmeyi reddeden üye devletlerin ise, reddettikleri her göçmen için 20 bin euro ödemesine yönelik planlar, Polonya ve Macaristan'la ihtilafın temelini oluşturuyor. Bu iki ülkenin, yasal süreci durduramayacak olsa da yeni düzenlemenin uygulanma sürecini tıkama ihtimalleri Birlik içinde endişeye neden oluyor.

AB'ye düzensiz göçün azaltılması ise tüm üye devletlerin üzerinde mutabık kaldığı bir konu. Bu amaca yönelik olarak, yeni düzenlemeyle iltica başvurularının AB sınırlarında değerlendirilmesi tasarlanıyor. Zirvede, bu amaca yönelik olarak üçüncü ülkelerle göç anlaşmalarının imzalanması da gündeme geldi. Birlik, yakın zamanda Tunus'la bir prensip anlaşması imzalamayı planlıyor. Bu anlaşma için AB-Türkiye mülteci anlaşmasının örnek olarak alınacağı belirtilirken, Tunus'un sığınmacıları kendi kıyılarında durdurmasının yanı sıra, sınır dışı edilenleri de kabul edeceği belirtiliyor.

Birliğin söz konusu planlarının ilticacılar için felakete varan sonuçları olacağını savunan insan hakları örgütleri, AB'nin reform planlarına tepkili. Alman mülteci yardım örgütü Pro Asyl, Birliğin adımını, "Avrupa'da insan haklarının satılması" olarak değerlendirmişti.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir

Menzilciler kavga etti: Belçika'da birbirine girdiler Menzilciler kavga etti: Belçika'da birbirine girdiler