Ne tür önlemler planlanıyor ve Çin'in Covid'e karşı "sıfır tolerans" politikası başarılı oldu mu?

Kış Olimpiyatları için Tokyo Olimpiyatları'ndan daha sıkı önlemler alındı.

Yabancı seyircilerin alınmayacağı, oyunları sadece Çin'de yaşayanların izleyebileceği açıklandı. Bu kişilerin evlerine döndüklerinde karantinada kalmaları da isteniyor.

Ayrıca Pekin dışında yaşayanların Olimpiyatlar için başkente seyahat etmemesi de tavsiye ediliyor.

Şimdiden medya mensupları, atletler ve gözlemciler üç ayrı gruba ayrıldı ve böylece birbirinden kopuk üç korumalı ortam yaratıldı bile. Ve bu ortamlara girecek kişilerin mutlaka tam aşılı olup 21 gün de karantinada kalmaları isteniyor.

Ayrıca her gün Covid testi yapılıyor ve bütün ortamlarda maske takılması zorunlu.

Hiç kimse yaratılan bu üç koruma ortamından dışarı çıkamıyor.

Başka ülkelerden gelenler Çin'e ulaşır ulaşmaz bu koruma ortamlarından birine giriyor ve ülkeden ayrılana kadar bu ortamdan çıkmamaları isteniyor.

Her bir korumalı ortam içerisinde aşçılar, sürücüler de dahil bir çok destek gönüllüsü ve görevlisi de var. Onlar da dış dış dünya ile, hatta aileleri ile bile ilişkilerini Olimpiyatlar süresince kesiyor.

Sistem katılımcıları sadece kaldıkları bölge, konut ortamı, sağlık üniteleri bakımından değil fakat ulaşım bağlantıları bakımından da birbirinden ayırıyor.

Kapalı devre sadece bu yolculara ayrılan havaalanları ve büyük kısmı Pekin'in dışında olan spor tesislerine gidiş için hızlı trenler var.

BBC Türkçe'nin haberine göre olimpiyat personelinin kullanacağı bütün araçların önünde özel bir kırmızı işaret var ve trafik yetkilileri kamuoyuna bu araçlarla bir kaza yaşanması halinde temastan kaçınmalarını tavsiye ediyor.

Çöpler de enfeksiyonun yayılması riskine karşı geçici depolarda muhafaza edilecek.

ÇİN'DE SALGINA KARŞI HANGİ GENEL KURALLAR UYGULANIYOR?

Çin şu anda yabancıların ülkeye girişi ve ülke dışına seyahati ciddi şekilde sınırlıyor ve ülke içinde seyahat de pandeminin başından bu yana sınırlamalara tabi.

Başka ülkelerden Çin'e gitmek için özel izin alabilen yolcular, ülkeye girişlerinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra, devletin belirlediği otellerde en az iki hafta zorunlu karantinaya giriyorlar.

Bir çok kentte bu karantina süresini otelde ve evde 7 günlük ek bir karantina, onu da yine 7 günlük bir gözlem süresi izliyor. Bu süre içinde de sosyal temas yasak ve yerel sağlık makamlarına sürekli bilgi verilmesi gerekiyor.

Çin ayrıca uluslararası seyahati en aza indirebilmek amacıyla ülke içinde ve dışında "çok acil durumlar" dışında pasaport yenilemeyi ve yeni pasaport vermeyi de durdurdu.

Ülke içindeki kentler, hatta bazen aynı kentin mahalleleri arasında seyahat bile sıkı kontrole tabi ve bu tür seyahatlerde de kişilerin zorunlu izolasyona girmesi istenebiliyor.

KAPANMA KURALLARI NASIL İŞLİYOR?

Kış Olimpiyatları yaklaşırken Çin ayrıca hastalığın görüldüğü bazı kentlerde kapatma uygulamaya başladı.

Kapatmalar süresince kent sakinlerinin evden sadece, örneğin hastaneye gitmek gibi çok acil işler için çıkmasına izin veriliyor.

Polis ve yerel gönüllüler tarafından kurallara uyulup uyulmadığı sıkı şekilde denetleniyor ve kuralları çiğneyenlere ağır cezalar uygulanıyor.

Kitlesel test kampanyaları yürütülüyor ve virüs tespit edilirse insanlar kısa bir süre içinde evlerinden çıkartılıp karantina tesislerine götürülebiliyor.

Bütün temel ihtiyaç kapsamına girmeyen işyerleri kapatılıyor. Sadece gıda ve temel ihtiyaçları temin eden dükkanlar açık kalıyor.

Okullar da kapatılıyor ve kamu taşıma araçları çalışmıyor. Hemen bütün araçlara trafiğe çıkmak yasaklanıyor.

'SIFIR TALERANS' POLİTİKASI NE KADAR BAŞARILI?

İlk bakışta Çin pandeminin etkisini kontrol etmek bakımından büyük bir başarı kazanmış gibi görünüyor.

2019 yılının sonlarından itibaren Çin'de Covid'den Our World in Data verilerine göre sadece 4 bin 600 kişi öldü.

Aynı dönemde ABD'de ölenlerin sayısı 830 bini, Birleşik Krallık'ta 150 bini aştı.

Ülke büyüklükleri farklı olduğu için her 1 milyonluk nüfus başına rakamlara bakılırsa, bu sayı Çin'de 3, ABD'de 2 bin 500, Birleşik Krallık'ta 2 bin 190.

Çin'de ayrıca vaka sayıları da çok düşük. Salgın boyunca dünyanın bu en büyük nüfuslu ülkesinde günde 150 vakanın üzerine çok nadir çıkıldı.

Resmi verilerin güvenilirliği konusunda kaygılar dile getirildi ama vaka ve ölüm sayılarının diğer ülkelerden çok düşük olduğu konusunda pek kuşku yok.

Çin Ulusal Sağlık Komisyonu'nun verilerine göre nüfusun yüzde 85'i tamamen aşılandı.

Bütün bunlara karşı Çin, şu anda kısıtlamaların kişisel özgürlükler ve ekonomi üzerindeki etkisine bakmadan tam bir 'sıfır tolerans' politikası izlemeyi sürdüren hemen tek ülke.

Can Uzun'un gölü Nürnberg'i galibiyete taşıdı! Can Uzun'un gölü Nürnberg'i galibiyete taşıdı!

Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur, sıkı 'sıfır tolerans' politikalarını 2021'in sonuna doğru gevşetti.

Delta varyantı her şeye rağmen yayılıyordu ve bu ülkeler aşılama oranını yükseltmeyi başarmışlardı.

Sonuçta her üç ülkede de vaka sayıları yükseldi fakat aşılama oranının yüksekliği sayesinde ağır hastalanma ve ölümlerin makul bir düzeyde kalabileceği umuldu.

Çin'de ise muhtemelen kurallar çok çabuk gevşetilirse, vakaların çok hızlı yayılabileceğinden endişe ediliyor.

Hong Kong Üniversitesi'nden salgın hastalıklar uzmanı Profesör Ben Cowling "Çin'deki yerli aşılar ve varyantların özellikleri göz önüne alındığında, ülke yakında açılırsa son bir salgın dalgası yaşanması kaçınılmaz" diyor. (BBC Türkçe)