Molla Demirel / Münster Hindistan’ın “Işık Bayramı” olarak bilinen Diwali Festivali, bu yıl Almanya’nın Münster kentinde anlamlı bir buluşmaya sahne oldu. Münster Meslek Yüksekokulu Sosyal Bilimler Bölümü’nün Prof. Kulkanti Barboza başkanlığında düzenlediği etkinlikte, Hindistan kültürünün zengin renkleri ve evrensel dostluk mesajları salonu doldurdu. Bu özel günde bana düşen görev, festivalin ilk ışığını yakmak ve açılış konuşmasını yapmak oldu. Uzun yıllardır bu üniversiteyle, kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğum Radyo Kaktüs aracılığıyla sürdürdüğümüz medya, sanat ve kültür iş birliklerinin böylesi bir dostluk ortamına vesile olması benim için büyük bir onurdu. Yazar Molla Demirel, Diwali Festivali’nin açılış konuşmasını yaptı. Dansla anlatılan hikâyeler Yaklaşık 120 kişilik salonun tamamen dolduğu etkinlikte, Hindistan'ın farklı bölgelerinden gelen çocuklar ve sanatçılar ülkenin köklü danslarını sahneledi. Garba ve Kathak gibi halk dansları, yalnızca estetik değil, kültürel hafızayı ve insani değerleri de taşıyordu. Her figür bir hikâye, her ritim bir gelenekti. Ardından, Hindistan’ın milattan önceye uzanan tarihini tanıtan bir dia gösterimi izleyicilere sunuldu. “Bugün yaktığımız DİWALDİ ışığı, hepimizin içinde yanıyor” Konuşmamda, Diwali’nin taşıdığı evrensel anlamı şöyle ifade ettim: “Diwali bize ışığın karanlığa, umudun umutsuzluğa, iyiliğin kötülüğe galip geldiğini hatırlatır. Bu festival, her kökenden, dinden ve kültürden insanı bir araya getirir; çünkü bugün yaktığımız ışık hepimizin içinde gerçekten yanıyor. Dünyanın sarsıldığı zamanlarda, Diwali barışın, dostluğun ve yeni başlangıçların sembolüdür.” Bu sözlerin ardından salondaki sıcak alkışlar, yalnızca bir teşekkür değil, ortak bir insanlık duygusunun yankısıydı. “Kültürel zenginlik bizim ortak servetimiz” Etkinlikte söz alan Münster Yabancılar Meclisi Başkanı Maria Ferlianodo, “Münster’de 150’den fazla kültür ve dil yaşıyor; bunların hepsi bizim zenginliğimizdir. Bu zenginlikleri birlikte korumalı ve yaşatmalıyız,” diyerek kentin çokkültürlü yapısına dikkat çekti. Benim yıllardır savunduğum düşünceyle bu sözler aynı çizgideydi: İnsanlık, birbirinden öğrenerek bilgeleşmiştir. İlkellikten bugüne yürüyen insan, farklı kültürlerle temas ederek, birbirinden öğrenerek dönüşmüştür. Kültürlerin ve dillerin çeşitliliği, insanlığın en değerli hazinesidir. Dünya hepimizin evi O akşam Diwali’nin ışığı yalnızca lambalarda değil, insanların kalplerinde parlıyordu. O ışık, farklı dillerin, inançların ve geleneklerin bir araya geldiğinde ortaya çıkan ortak umudun sembolüydü. Dünya hepimizin evidir. Onu güzelleştiren, çeşitliliğimizdir. Kültürler, diller ve gelenekler bizim ortak mirasımızdır; onları korumak ve yaşatmak, insana düşen en onurlu görevdir.