Çarşı ile dayanışmak için hepimiz ‘darbeciyiz’ diyerek, haykıralım mı?

Sevgili okuyucular,

Ülkemiz Türkiye ilginç olaylar ve gelişmelerle gündemde durmaya, gazete manşetleri ve TV’de tartışmaların odağında olmaya devam ediyor.

AKP iktidarı, cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Bakanlar kurulunun başkanı, A. Davutoğlu ve hükümeti, ülkede rüzgâr dolayısı ile yaprak kıpırdasa, ‘darbe var’ diyerekten avazları çıktığı kadar bağırmaktadırlar.

AKP iktidarının, bir darbe ürünü olmasından mı, kaynaklanmaktadır bilinmez, ama bir ‘darbe’ paronoyasına kapılmış gidiyorlar. AKP iktidarının varlığını, 12 Eylül askeri faşist darbe ve 12 Eylül darbe anayasasına borçlu olduğunun, kamuoyunun bilgisi dâhilinde olduğu bilinmektedir. İktidarını 12 yılı aşkın süredir, darbe anayasası ile ikame eden bir, cumhurbaşkanı ve başbakanın, her kıpırdayan yaprak için, ‘darbe’ yakıştırmasında bulunması, nasıl açıklanabilir.

Türkiye cumhuriyeti devleti içerisinde derin yapılanmaların, iktidar erkini denetlemek için, birbirlerine darbe girişimde bulundukları, hiçte yabancısı olduğumuz bir vaka değildir. AKP’nin, R.T. Erdoğan’ın, A. Davutoğlu’nun, ‘darbe den’ kasıtları buysa, üzerinde konuşmaya değer.

Ama bir gerçeğin altını çizmede yarar var. İktidar erkini elinde tutabilmek için, AKP rakiplerine gerektiğinde darbe yapmıyor mu?

Peki, rakiplerinizin, yargı kurumlarında, bürokratik kurumlarda, ‘darbe’ yaparak, AKP’nin, ‘arpalıkları’ durumuna getirdiğiniz konusunda, ‘iddialarını’ nereye koyacağız?

AKP’nin, yeşil sermaye çevrelerinin, kendi içlerinde, rakiplerine karşı en vay türden ayak oyunlarını, neyle ve nasıl açıklayacağız?

Söz konusu olan, ‘darbe’ ise, Türkiye cumhuriyetini elinde tutan sermaye çevreleri, sömürü, talan, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet üzerine kurdukları düzenlerini korumak ve kollamak için, darbe yapmayı kendilerine ‘hak’ görürler.

Halkların demokrasi mücadelesi ve demokratik taleplerini bastırmak için, askeri faşist darbeler başta olmak üzere, her türden darbeye başvururlar.

Çarşı, ‘darbeci’ midir?

İşin ilginç yanı, 12 Eylül askeri faşist darbe ürünü, hala onun çeşmesinden su içerek, sofrasında yemlenerek palazlanan, AKP’nin ve kurmaylarının, ellerinde bulundurdukları yargı mensupları aracılığıyla, Türkiye de hak arayan, demokrasi mücadelesi veren, kendileri gibi düşünmeyen her kurumu, kişiyi, ‘darbeci’ olarak nitelendirebilmektedir.

Beşiktaş Çarşı gurubu, İstanbul Gezi parkı direnişinde, adına layık bir davranış sergileyerek, ‘çarşı faşizme karşı’ ilkesinden yola çıkarak, AKP’nin faşist uygulamalarına karşı esaslı bir duruş sergilemiştir. Çarşı gurubunun bu davranışı, Türkiye halklarının, emek cephesinin, demokrasi bileşenlerinin ilgisini çekerek, faşizme karşı ortak duruş sergilemesini beraberinde getirmiştir.

Gezi direnişi ve sonrası, faşizme karşı omuza-omuza ortak mücadele sürecinde üzerine düşen görevi yapan ve önemli bir ivme kazanan, Beşiktaş Çarşı grubunun mücadelesi takdire şayan bir mücadeledir.

AKP iktidarı, kurmayları, Çarşı gurubunun, bu davranışı karşısında paniklemişlerdir. AKP iktidarı ve sermaye çevrelerine göre, Çarşı gurubuna, Türkiye’de yetişen gençliğe bir misyon biçmektedirler. 

’Etliye sütlüye karışmayan, sermayenin çıkarlarına dokunmayan, sömürü, talan, yolsuzluk, ahlaksızlık karşısında sesini çıkarmayan, sadece futbol la ilgilenen’ bir gençlik, ‘hayal’ etmekteler.

Beşiktaş Çarşı, bütün ezberleri bozdu. AKP’nin, sermaye çevrelerinin, lokmalarını boğazlarında bırakacak bir sürece imza attı.

AKP iktidarı bu nedenledir ki, Beşiktaş Çarşı grubundan, ‘intikam almak’ Çarşı grubunun, antifaşist antiemperyalist, halklara güven veren dik duruşunu engellemek istiyor.

AKP iktidarı ve yargısı, Çarşı grubu hakkında, ‘AKP iktidarı, hükümetini yıkmaya teşebbüs’ten’ ‘darbeci’ oldukları gerekçesiyle, dava açmışlardır. Gerek açılan davanın mahiyeti ve gerekse de, dava nedeni ile hazırlanan savcılık iddianamesinde, Çarşı yöneticileri ve 35 Çarşı grubu mensubu hakkında, ömür boyu hapis cezası talep edilmektedir.

Eğer Çarşı, ‘darbeci’ ise, bende ‘darbeciyim’ hepimiz, ‘darbeci’ olmalıyız!

Hepimiz, ‘darbeciyiz’ diyerek, haykıralım mı?

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere

19 Eylül 2014

Face:aliekber.pektas

Twitter: @AliekberP,