Atatürk ve Cumhuriyet

Cumhuriyet Bayramı'mız Kutlu Olsun.

Cumhuriyet'in değerini bilmeyenler, önemini anlayamazlar…

Atatürk kendi döneminde yapılanları ve ileriye yönelik düşüncelerini; „Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve biçimi ile uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. Devrimimizin temel ilkesi budur, bu gerçeği kabul edemeyen düşünüşleri yok etmek zorunludur. Onlar çıkarılmadıkça, beyne gerçeğin ışıklarını yerleştirmek olanaksızdır.“* diyerek açıklıyordu.

Bu amaç doğrultusunda atılan adımlar ve ulaşılan nokta geçen doksandört yıllık bir zamanda ne derece gerçekleştirildi, başarılı olundu mu? iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Atatürk'ün özellikle hedef gösterdiği,ulaşılması gerektiğini vurguladığı gelişmiş, özgürlükçü, çağdaş ülkeler Almanya ve Avrupa ülkelerindeki yaşayan vatandaşlarımızın durumuna kısaca değinmek gerekirse; çok zor koşullarda kazandıkları parayı ülkelerine taşıdılar. Ülkenin ekonomisine çok büyük katkıda bulundular. Yaptıkları yatırımları da çocuklarına „Sizin için yaptık“, diyerek gururlandılar. Kendilerince haklılardı ama ilerleyen yıllarda o yatırımları değerlendirebilecek, sahip çıkabilecek nesil yetiştiremediklerini farkedebildiler ama iş işten geçmişti.

Türkiye'ye dönecek olursak; gelecek nesilleri yetiştirmede durum çok da farklı görünmüyor. Avrupa'da ne devletler ne de aileler gerekeni yapmadılar, yapamadılar. Türkiye´de ise yetkililer eğitime istenilen, olması gereken duyarlılığı ne yazık ki göstermediler, gerekli yatırımı yapmadılar. Bütçeden eğitime ayrılan paranın katkat üstünde başka kurumlara ayırdılar. Eğitim yaz- boz tahtasına döndürüldü. Her gelen değiştiriyor ama ne için!? Son yıllardaki sonuçlar hepimizin gözünün önünde; ezberci, araştırma ve düşünme yeteneği körleştirilen nesiller yetiştirilmekte. Sözü uzatmadan belirtmem gerekirse (OESD) Uluslar arası (OESD) „PISA“araştırmalarında Türkiye sonuncu sıralarda.

Gelişmek için yatırımın gelecek nesillere yapılması gerektiğini yöneticiler, eğitimciler vurguluyorlar ama nasıl bir eğitim verilmesi konusundaki kafa yapılarını da ne yazık ki üzülerek, içimiz burkularak görüyoruz. Atatürk'ün çizdiği yoldan, çağdaşlaşma çizgisinden gün geçtikçe daha da uzaklaşıldığını gören ve bu düşünceyi savunanlar biraraya gelip sesini yükseltemiyor, etkili olamıyor, kadere boyun eğer gibi kazanılmış hakların yok edilmesini tepkisizce seyrediliyorlar. Atatürk ve onun değerli yoldaşları herşeyin yeni nesillerin eğitiminden geçtiğini gördükleri, onlara verilen önemin göstergesi olarak da, dünya´da ilk ve tek olan çocuklara, gençlere bayramlar armağan etmişlerdir. Onun için Atatürk, „Cumhuriyeti biz kurduk, siz yaşatacaksınız,“ demiştir.

Kimi temel taşlarıyla oynanılırsa, bilirsiniz üzerinde duran değerler yok olmaya mahkumdur. Bugün gelinen nokta ne yazık ki Türkiye açısından iyi bir gelecek vadetmiyor gibi görünüyor; umarım yanılırım!

Bugün Cumhuriyet Bayramını kutluyoruz. Kadınıyla, erkeğiyle büyük mücadeleler sonucu Cumhuriyet ilan ediliyor, ülke nereden nereye getiriliyor pek çoğumuz biliyoruz, Küllerden doğan bir Türkiye Cumhuriyetini yaşatmak, sahip çıkacak nesiller yetiştirmek YETKİLİLERİN ve HALKIN en başta gelmesi gereken GÖREVİ olmalıdır.

Atatürkçülük demek her yeri onun fotoğraflarıyla süslemek değildir. Toplumunu tanımayan, toplumun dışladığı kişilerin Atatürk, Atatürk diye diye Atatürk ilkelerinin içini bilinçsizce boşaltanların yanında kendi emelleri doğrultusunda hareket edenler de Atatürk devrimlerini bile bile saptırarak halkı uyuttular. Atatürk'ün gösterdiği hedef olan „Muasır Medeniyet“ düzeyine Türkiye'nin ulaşmasını engellediler.

Amaçlarına ulaşabilecekler mi!? „ GEZİ „ olayları zor da olsa „hayır“ yanıtını veriyor.

Eğer Atatürk'ün gösterdiği hedefi ulaşılmasını ilke edinmiş kişiler, kurumlar bilinçlenerek, güven ve el ele vererek halkı saflarına çekemezlerse görünen köy kılavuz istemiyor.

Ama herşeye rağmen umutsuz olmamak gerekiyor.

Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır… Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkar etmek olur… Benim Türk milleti için yapmak istediklarim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar“ *diyerek hedefi göstermektedir.

Bu doğrultuda hareket edilerek ışık karanlığa boğdurulmamalı…

Cumhuriyet Bayramı'mızı kutluyorum, Atatürk'ü ve Türkiye'miz için canını veren şehitleri saygıyla anıyorum.

Saygılarımla …

Hamburg, 29.09.2017

Kaynak;

*CHP, Cumhuriyet kazanımları, S.19

*Cumhuriye Gazetesi bilim eki,