Anti-Semitizm aut, şimdi moda Anti-Türkizm

Anadolu'ya Türkia ismini verenler 11.yy. Venedikliler.
Ortada daha Osmanlı falan yok.
Venedikli ve Cenevizli tacirler Anadolu'daki Türkmen yoğunluğunu görüyorlar ve coğrafya'ya Türkia diyorlar.
Peki bu kimliği taşıyanlar kimler?
Türkmenler.
Türkmenler Anadolu'da o kadar yoğunmuşlar ki, teee İtalya'dan kalkıp gelenler Anadolu'ya Türkia demişler.
Aradan yüzyıllar geçmiş, koskoca Osmanlı devleti kurulmuş sonra yıkılmış, halen onlar Türkia demişler ve ülkenin adı gerçekten Türkiye olmuş.
Peki 11. yy'da Türkmenler kimlermiş, ne yapıyorlarmış?
Selçuklu devletine karşı ayaklanmışlar, Kızılbaş isyanı ile, eşitlik özgürlük ve kardeşlik için Dünya tarihinin en büyük devrimci ayaklanmalarından birini yaşamışlar.
Ayaklanmanın çıktığı yer orta Anadolu, Tokat, Amasya, Yozgat merkezli. O araziler aynı zamanda Kızılbaşlığın da merkezleri, büyük Ahi devletinin, Danişmend Gazi'nin ülkesi.
Danişmend Gazi kim?
Alman Anarşistlerinin 1800'ün ikinci yarısında, Mark'sı eleştirirken, gerçek komünizm nasıl olmalı diye örnek gösterdikleri Gazilerin Pir'i, halen kızılbaşların evliya bildikleri büyük devrimci Türkmen lider.
Sonrası Osmanlı devri. Osmanlı'nın kurucuları kimler, Gaziler, Ahiler, Hacı Bektaş'ın yoldaşları.
Dr.Hikmet Kıvılcımlı, Türk sosyalist hareketinin en büyük teorisyenlerinden biri, Tarih Tezi adlı kitabında Osmanlı'nın ilk 100 yılının sosyalizm olduğunu rakamlarla açıklıyor.
Bir Arap gezgin, İbn-i Batuta, Osmanlının ilk yıllarını Ahilik devri diye tanımlıyor. Sabah bir Ahi tekkesinden çıkıyorsun öğlene, yakın kasabadaki başka bir Ahi dergahına, akşama diğer kasabadaki Ahi dergahına ulaşıyorsun diye anlatıyor. Bütün Anadolu'yu bir Ahi dergahından diğerine yürüyerek ulaşdığını yazıyor.
Ahiler kimler? Tarihin gördüğü en gelişkin zenaatkar Türkmen komüncüler, kollektifçiler. Her Ahi dergahı bir üretim dalında uzman, her Dergah bir çarşının merkezi.
15. yy.da Ahilik yasaklanıyor.
Geçenlerde AKP'nin hızlı tarihçilerinden Mustafa Armağan Haber Türk'de Ahilikle ilgili, onlar o zamanın burjuvalarıydılar, tüm ekonomiyi ellerinde tutuyorlardı, devletten bile güçlüydüler diyor. Ahiliği yasaklıyorlar. Arkasında kim var? Bugünkü tarikatlar ve onlarla işbirliği yapanlar.
Ahilik yasaklanınca ne oluyor?
Sevgili İlhami Yazgan'ın geçen yıl Köln'de bir sergisi olmuştu, Selanik kartpostalları. Selanik'in Osmanlı iken son fotoğrafları, çizimleri, hepsi kartpostal.
Selanik de Anadolu gibi Ahiliğin merkezlerinden birisi imiş, nüfusun çoğunluğu Türkmen, ikinci sırada Yahudiler, üçüncü sırada Yunanlılar yaşarmış.
Osmanlı'nın son günlerinde Selanik'te liman tamamen Yahudilerin kontrolünde, liman demek ticaret demek.
İkinci halkada Yunanlılar ve Ermeniler var, zenaatkarlar, üreticiler, çarşılar.
Üçüncüsü sırada çarşının ve hatta şehrin dış mahallelerinde Türkler var.
Ahilik ve Türkmenler, hem limanda hem de çarşıda, zanaatkarlıkta ilk sırada iken nasıl olmuş da çarşıdan ve şehir merkezinden kovulmuşlar?
Bu soruların cevabını tarihçilere bırakmadan önce ifade edecek bir fiili durum var.
Özellikle Yavuz Sultan Selim'den sonra Kızılbaş-Türkler katli vacip ilan ediliyor ve görüldüğü yerde öldürülmesi Allah katında sevap, Padişah katında ise mükafat.
Türkler Etrak-ı bi itrak, yani idrakı olmayan, katlivacip, yaşaması bile haram bir halk ilan edilirken, Araplar Necip millet oluyor; Ermeniler Millet-i Sadıka, yani Sadık millet oluyor, Kürtler Devletin kılıcı, koruyucu gözdesi oluyor.
Hani şu Hamidiye Alayları meselesi, tam 300 yıl Türkmen katlediliyor.
Bugün Kürdistan denen bölgede o zamanlar çoğunluk Türkmen nüfus, bugün mumla arasan bulmazsın, soyunu tamamen kurutmuşlar. Yani Genosid uygulanmış.
Kızılbaş Türk Dadaloğlu bir türküsünde söylüyor, Ermeni ihbar eder, Kürt vurur! Benim meskenim dağlardır.
Hikaye bu kadarla bitmiyor elbette, Türk nüfus o kadar yoğun ki, 2.Mahmut 1826'da tam 7000, yedibin Bektaşi tekkesini kapatıyor, Bektaşi babaları öldürülüyor, Aksaray meydanında dağlar gibi kitap yakılıyor, Alevi tarihini yokediyor, tüm mal varlığına el koyuyorlar. Arkasında kim var, bugünkü tarikatlar.
Osmanlı yıkılırken Osmanlı münevverleri toplanıyor, aralarında Türk yok. Çünkü şehirlerde Türk kökü kazınmış, Türk, Bektaşi, Alevi deyince akla dağlar, kuş uçmaz kervan geçmez Anadolu'nun sarp köşeleri geliyor.
Anadolu'ya Türkia deniliyor ya, üzerinde yaşayanlara da Türk denir! Türkçülüğün Esasları yazılıyor, kim yazıyor, yıllardır Türk katliamı yapan Nakşibendi tarikatı mensubu, Diyarbakır'lı.
Türk Devleti kuruyorlar kurucular Kürtler, Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar ama aralarında Türk yok.
Halen bir Devlet var, adı Türk, Cumhurbaşkanı Türkçeyi yasaklatmaya, Arapça okutmaya çalışıyor.
Varolan Devletin Fetö devleti olduğunu kendileri söylüyor.
Türkler adına konuşan Türkçü Partiyi Nato'nun komünizme karşı mücadele derneklerinde, Nato karargahlarında komando kamğparında kurduğunu unutmadık. Türkçü hareketi kuran Türkeş'in Adıyaman, Elazığ tarikatlarıyla birlikte bu hareketi oluşturduğunun zibil gibi belgesi var.
Türk kim?
Kazdağlarında, Toroslar'da keçilerin peşinde, kıl kara çadırda türkü çığıran adam.
Türk kim, Pir Sultan, Yunus Emre, Kazak Abdal.
Bugüne gelelim; Deniz gezmiş, Nazım Hikmet, Neşet Ertaş.
Daha da yakına gelelim, Gezi hareketi.
Ama yeni bir akım başladı, Türklere küfretmek.
Özellikle Avrupa'da, Yunan faşist partisi milletvekilinin Avrupa Parlamentosunda yaptığı Türk tanımından sonra, bizim Türkiye'li, Türk solcular bu akımı çok tutmuşa benziyorlar.
Avrupa'da zaten 50 yıldır Türken Raus diye bağıran dazlaklara yoldaş oldular.
Türkler saz çalar! çalar!
Almanca'da türken diye fiil vardır gibi dazlakları sevince boğacak çıkışlar var.
Solculuğu bir kenara bırakalım, insan olarak ayıptır, Pir Sultan'ın, Neşet Ertaş'ın türküleriyle coşup, ağladıktan sonra dönüp Türklere küfür etmek; kemiklerini sızlatıyorsunuz.
En son Hollanda televizyonunda bir solcumuz aşırı sağcıların Türkler Hollanda'dan kovulmalı önerisine canı gönülden destek vererek ne kadar sol bir duruş sergilemiş olduğunu ispat ettii.
Ama işin ilginç olan yanı, hiçbir sol hareket, sol basın, sol kişi ve kurum ayağa kalkıp yahu ne diyorsunuz demedi. Sükut ikrardır.
Bu yazılar ve söylemleri bir ırkçı parti mensubu ifade etse kamuoyunda yüzüne tükürülür, hakkında suç işlediği için dava açılırdı. Bizim sol gazeteler, aydınlar, yeni bir sol mu buldular acaba, bizim haberimiz yok.
Bir ulusa topyekün hakaret insan olarak ayıptır, siyasi olarak ırkçılıktır, hukuken yasalar karşısında suçtur.
Anti Semitizm yerine AntiTürkizmi kendine ideoloji olarak seçen, Türklere küfreden solcuları özür dilemeye davet ediyorum. Özür dilemezlerse kınıyorum. Onların yazılarını yayımlayan yayın kuruluşlarını da protesto ediyor ve sosyalist ahlaka davet ediyorum.