Süheyla KAPLAN / Hamburg

Sol Parti Meclis Grubu tarafından düzenlenen 'Newroz- Yeni Yıl' resepsiyonunda Sol Parti Hamburg Grup Eş Başkanları Cansu Özdemir, Sabine Boeddinghaus, Federal Sol Parti Eş Başkanı Janine Wissler, Bremen Sol Parti Milletvekili Sofia Leonidakis açılış konuşması gerçekleştirdi. 

2014 yılından beri Hamburg Belediye Sarayında Newroz etkinliğinin kutlandığını ve Newroz'un mitolojik yönden önemine dikkat çeken Özdemir, aynı zamanda Newroz Bayramının politik anlamına da dikkat çekti.

Özdemir kadın, dayanışma ve özgürlük sloganının bugün tüm dünyada siyasi yer bulduğuna işaret ederek 'Pek çok insan bugün kendini 'Kadın, Yaşam ve Özgürlük' sloganına adadı. Ancak bugün bu sloganın siyasi aktörler tarafından içi boşaltılıp pazarlama amacıyla kullanılmasına karşı kendimizi daha da fazla savunmamız gerekiyor. Kadın, Yaşam ve Özgürlük konusunda ciddi olan bir kişi diktatörlere karşı asla boyun eğmez' dedi. 

Sol Parti Federal Eş Başkanı Wissler konuşmasına Türkiye ve Suriye'de yaşanan deprem sonrası siyasi gelişmelere dikkat çekerek başladı. Wissler 'Deprem doğal bir felakettir ancak deprem sonrası Türkiye'de yaşanılanlar felaket içinde bir felakettir. İnşaat sektöründeki rüşvet olayları doğal bir şiddet değil; aksine politik bir uygulamanın neticesidir' dedi. 

Deprem sonrası Türkiye'de depremden etkilenen bölgelerde olanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini ve bunun hemen akabinden basın özgürlüğüne kısıtlama getirildiğini ifade eden Wissler Suriye'ye insani yardım olanaklarının da 'AKP rejimi' tarafından engellendiğini söyledi. 

TÜRKİYE'YE SİLAH SEVKİYATI DURDURULMALIDIR 

Wissler 'İnsani yardımlar sınır tanımaz. Türkiye deprem bölgelerinei deprem sonrasında bile bombalamaya devam etti. Türkiye Afrin'de Kürtler'e Alman silahları ve panzerleri ile saldırmaktadır. Türkiye gibi insan haklarının çiğnendiği ülkelere silah sevkiyatı derhal durdurmalıdır' dedi. 

İslami yardım kuruluşu WEFA'ya polis baskını: 140 bin Euro nerede? İslami yardım kuruluşu WEFA'ya polis baskını: 140 bin Euro nerede?

Depremin yaşandığı sırada Kobani davasını izlemek üzere Türkiye'de Diyarbakır'da bulunduğunu ve deprem sürecini bizzat yaşadığını ve depremden kişisel olarak da etkilendiğini sözlerine ekleyen Wissler 'Deprem anını Diyarbakır'da bizzat yaşadım. Sivil toplum kuruluşları ve muhalefet örgütleri ile oldukça averimli görüşmeler yaptım. Orada Erdoğan hükümeti tarafından muhalif güçlere karşı baskı,yıldırma politikaları uygulanmasına rağmen insanların ne kadar cesaretli olduğunu gördüm. Tüm siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır. HDP eski lideri Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi temsilcilerin yeri zindanlar değildir. Muhalefet ile daha fazla dayanışmalıyız ' şeklinde konuştu. 

Alman hükümetinin Türkiye politikasını da eleştiren Wissler terörle mücadele adı altında Alman hükümetinin Türk hükümetinin taleplerine boğun eğdiğini ve muhalif kesimlerin susturulmasına yardımcı olduğunu belirtti. 

Wissler 'Son zamanlarda HDP politikacılarına baskı daha da artmıştır. HDP kapatılma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Almanya ve Avrupa Birliği bütün bu gelişmelere sessiz kalmaktadır. Muhalefet susturulmaktadır ve Alman hükümeti bütün bu gelişmelere karşı duyarsızdır. Başka bir Türkiye politikasına ihtiyaç bulunmaktadır'dedi. 

Wissler ayrıca Alman hükümetinin depremlerden zarar görenlere destek olmak için getirilen sözde 'vize kolaylığı' şartlarını da sert bir dille eleştirdi. Wissler 'Vize kolaylığı adı altında açıklanan kriterler normal vize prosedüründen çok daha ağırdır. Deprem bölgesinde bizzat bulunan birisi olarak gördüm. İnsanlar herşeyini kaybetmşi, giyecekleri ayakkabı yok. Tüm resmi evrakları enkaz altında kalmış. Alman hükümeti bu kişilerden sağlık sigortası ya da kira sözleşmesi gibi şatların karşılanmasını talep ediyor. Bütün bu şartlar depremi yaşayan vatandaşlara getirilen ağır bir darbedir' dedi. 

Bremen Sol Parti Milletvekili Leonidakis de Türkiye'deki deprem sonrası yaşananlara değindi. Leonidakis Türkiye'de özellikle AKP iktidarı döneminde inşaat sektörünün yaygınlaştığını ve bundan en fazla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun yakın çevresinin menfaat sağladığını söyledi. 

Leonidakis 'Umuyorum Erdoğan 14 Mayıs'ta seçimleri kaybeder. Kardeş partimiz HDP'ye başarılar dilerim. HDP eski Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın bir an önce serbest bırakılmasını ümit ediyorum' dedi.