Serpil KIRKESER/İSTANBUL,   İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz Davası'nın 90. duruşmasının öğleden sonraki bölümü gergin devam etti. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Mahkeme Başkanı Ömer Diken, sanıklara seslenerek "Avukatlarınız yargılamayı kilitlemek için duruşmaya girmiyor. CMK, 'Benim taleplerimi dinlemediğiniz için ben de duruşmaya girmiyorum.' deme hakkını vermez. CMK'da 'Protesto' diye bir şey yazmıyor. Avukatların duruşmaya katılma zorunluluğu var. Bu yüzden yargılama kilitlenme noktasına gelmiştir. 2 gündür bu sorunu aşmaya çalıştık. Ancak aşılmıyor. Bu durumda tek klavuzumuz CMK'dır. Buna göre duruşmayı erteliyoruz ve aldığımız ara kararı üye hakim Murat Üründü okuyacak" dedi.


"SİZ SANIKSINIZ PROTESTO HAKKINIZ YOK"


Bu sırada bazı sanıkların, "Duruşmayı kapatmayın. Söylemek istediğim bazı konular var" demesine rağmen Başkan Diken, kararın okunmasına devam edilmesini istedi. Hakim Üründü'nün ara kararı okumaya başlaması üzerine de sanıkların büyük çoğunluğunun salonu terkettiği gözlendi. Bunun üzerine izleyici bölümünden alkış sesleri yükseldi. Başkan Diken ara kararın okunmasına ara verdirterek jandarma görevlilerinden alkışlamalar nedeniyle izleyicilerin salondan çıkartılmasını istedi. Hemen ardından da Başkan Diken salonu sırayla terkeden sanıklara hitaben, "Bir sonraki duruşma için belli saat dilimleri ayarlarız ve o saatlerde duruşma salonundan ayrılmasına yasaklama getirebiliriz. Bu hakkı kanun bize tanıyor. Biz buna rağmen iyi niyetli davranışlarda bulunduk. İhtiyaçlarınızı da gözönünde bulundurarak istediğiniz zaman duruşma salonundan çıkmanıza ve girmenize ses çıkarmıyoruz. Siz tutuklu sanıksınız mahkemeyi protesto etmek gibi bir hakkınız yok. Siz böyle yaparsanız mahkemede önlemini alır" diyerek sanıkları uyardı.


Duruşmaya 5 dakika ara verdiklerini açıklayan mahkeme başkanı Ömer Diken, salonun boşaltılmasının ardından ara kararın okunmasına devam edeceklerini açıkladı.


SANIK ALBAY GENELKURMAY BAŞKANINA SESLENDİ


İzleyicilerin jandarma görevlileri tarafından salondan çıkartılmalarının ardından mahkeme heyeti duruşma salonuna geldi. Sanıkların söz istemesi üzerine Mahkeme başkanı Ömer Diken sanıklara kısa kısa söz vererek açıklamalarını yapmalarını istedi. Tutuklu sanık Deniz Kurmay Albay Ali Yasin Türker, mahkemenin tanık dinlenmesine ilişkin talepleri reddetmesini eleştirerek, "Ben Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman'ı nasıl çağırabilirim ki. Buradan şu anki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e sesleniyorum. Açsın telefon Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök'ü çağırsın ve duruşmada hazır bulunmasını sağlasın. Onlar da bildiklerini anlatsınlar. Şu anki Genelkurmay Başkanının o dönem emrinde bulunan subaylar ve öğrencilerden bazılarının darbe girişiminde bulundukları iddia ediliyor. Kendisinin de söyleyecek birşeyleri vardır" dedi.


Diğer sanıklar da, sahte dijital verilerle mağdur edildiklerine belirterek tanık ve bilirkişi taleplerinin kabul edilmesini istediler. Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ise “Ben burada hep eşimi uysal durması için uyarıyorum" derken sesi ağlamaklı oldu. Bunun üzerine Ömer Diken, mahkeme heyeti çıktıktan sonra ailelerin salona alınabileceğini söyledi.


ÖZKÖK VE YALMAN'IN TANIK OLARAK DİNLENMESİ TALEBİ REDDEDİLDİ


Mahkeme heyeti, Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın, tanık olarak dinlenmesi, dosyada bulunan dijital verilerle ilgili bilirkişi incelemesi yapılması ve bilirkişi dinlenmesi yönündeki talepleri tekrar reddetti. Mahkeme tanık dinletmek isteyen avukatların huzurda bulunmadığına dikkat çekerek tanık dinlendiği sırada CMK hükümlerince avukatların huzurda bulunmasının zorunlu olduğunu ve müdafilerin kasti olarak duruşmaya katılmadıklarını belirtti. Aynı maddenin devamında ise avukatların duruşmaya katılmasının sağlanmasının ardından yargılamayı uzatma amacı taşımayan ve somut olayların aydınlatılmasına katkıda bulunulacağı düşünülen taleplerin değerlendirilmesine karar verildi.


MAHKEMEDEN SUÇ DUYURUSU


Duruşma devam ederken avukat cübbeleriyle salona giren İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında ise mahkeme, “Mahkeme başkanından herhangi bir izin almadan cübbelerini giymiş olarak doğrudan sanık müdafileri için tahsis edilmiş bölüme oturduklarıö belirtildi. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu üyelerinin duruşma salonuna giriş şekillerinin eleştirildiği kararda tavrın, yargılama yapılan mahkemeye talimat verir şekilde olduğu, konuşmada ise mahkemeyi denetlemeye yönelik görüşlerin bildirildiğinin altı çizildi.


Kararda mahkemenin Anayasa’nın 138. maddesinde mevcut düzenlemeye göre hakimlerin görevlerinde bağımsız olduğu, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, mercii veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyecekleri anlatıldı. Mahkeme avukatlar hakkında gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına, disiplin işlemi bakımından da Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na müzekkere yazılmasına karar verdi.


İSTANBUL BAROSUNDAN SANIKLAR İÇİN AVUKAT İSTENDİ


Vekaleti olduğu halde 26-27-29 Mart ve 5-6 Nisan tarihlerinde duruşmalara girmeyen avukatlar için ise “Mahkemeye tepki olarak girmediklerini beyan etmiş olmaları, bir kısmının izleyici kısmında oturmaya devam etmeleri, bu hususun sanıklarca da kabul edilmesi, yargılamanın davam edilebilmesi için sanıklara atılan suçun cezasının alt sınırı dikkate alınınca avukat bulundurulmasının CMK hümüklerince zorunlu olması nedeniyle İstanbul BARO'suna yazı yazılarak avukat tayini istendi.


Tutuklu 250 sanığın mevcut hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 19 Nisan 2012 saat 09.30'a erteledi.


SK (MK)