Malta Files adı verilen dosyada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesine ait şirketin ticari ilişkilerine dair iddialara yer verildi. Konuyu Der Spiegel’de kaleme alan gazeteciler Craig Shaw ve Peter Zink haberi TheBlackSea adlı sitede de yayımladı. Haberi Almanya’daki büyük medya kuruluşlarının yanı sıra Fransız Haber Ajansı ve Avusturya Haber Ajansı da üyelerine duyurdu. 

GİZLİ İŞ İLİŞKİLERİ İDDİASI


Haberde “Malta Files, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesi ile Sıtkı Ayan ve Azeri iş adamı Mübariz Mansimov arasındaki milyon dolarlık petrol tankeri ortaklığını ortaya çıkarıyor” denildi.

Der Spiegel haberinde şu ifadelere yer verdi:

“Erdoğan ailesi, Man Adası ve Malta’daki offshore şirketleri aracılığıyla milyonlarca dolar değerindeki Agdash adlı petrol tankerinin sahibi olmuş.

Petrol tankeri için yapılan anlaşmaya aracılık edenler ise İstanbul'da kurulu Palmali Group'un sahibi Azeri-Türk iş adamı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ve Erdoğan’ın yakın dostu SOM Petrol’ün sahibi iş adamı Sıtkı Ayan. Malta Files belgelerine göre Ayan 2008’de yedi milyon, Mansimov ise 2008’den beri Erdoğan ailesine gemi için yaklaşık 23 milyon dolar ödemiş.

European Investigative Collaborations (EIC) konsorsiyumunun Malta Files projesi kapsamında yapılan bu araştırma, Türkiye’nin en güçlü ailesinin gizli iş ilişkilerine ve kişisel servetlerini artırmak için devlet imkanlarını nasıl kullandıklarına ışık tutuyor.”

TÜRK VATANDAŞLIĞINA GEÇTİ

Haberde 2008’deki AKP kapatma davasından Erdoğan’ın zaferle ayrıldığı ve bu süreçten sonra Erdoğan ailesinin para kazanmaya başladığı iddia edildi ve şöyle dendi:

“Ekim 2008’de Erdoğanlar Man Adası’nda kurulu "Bumerz Limited" adlı aile şirketleri üzerinden Mübariz Mansimov’un petrol tankeri Agdash’ı aldı. “Bumerz” şirketinin adı, Tayyip Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen’in adlarının bir araya getirilmesiyle oluşuyor.

Mansimov ise Bakü doğumlu bir iş adamı. Sovyet ordusunda görev yaptığı ve Sovyetler’in çöküşünden sonra denizcilik işine girdiği biliniyor. Denizciliğe ilk girdiğinde Azeri devleti için çalışan Mansimov daha sonra kendi şirketi Palmali’yi kurdu.

Palmali Group’un filosunda şu anda yüze yakın gemi var. Karadeniz’deki petrol ticaretinin üçte ikisi Palmali gemileriyle yapılıyor. Bu ticaret, Mansimov’u milyarder yaparken onun yerli ve yabancı birçok ünlü iş adamıyla bağlantısını da sağlamış. ABD Başkanı Donald Trump’ı da tanıdığı söylenen Mansimov, geçtiğimiz Ocak ayında Vaşington’da Trump’ın yemin törenine katılmıştı.

Mansimov ve Erdoğan arasındaki dostluk da yıllar öncesine dayanıyor. 1998 yılında işini Azerbaycan’dan Türkiye’ye taşıyan Mansimov, 2006'da Türk vatandaşlığına geçti ve Gurbanoğlu soyadını aldı. Vatandaşlığa geçmesinde Erdoğan’ın rolü olduğunu “Sayın Başbakan [Erdoğan] ‘Niye Türk vatandaşı olmuyorsun’ demişti, doğru dedim ve Türk vatandaşı oldum” diye ifade eden Mansimov’u yakından tanıyan bir kaynak, milyarder iş adamının vatandaşlığa geçmek için Türk hükümetine rüşvet verdiğini iddia ediyor. Bunu kanıtlamak mümkün değil ama eldeki belgeler Erdoğan ailesinin kişisel servetine Mansimov’un büyük bir katkısı olduğunu gösteriyor.”

KARA PARA AKLAMA BANKASI OLARAK BİLİNİYOR

Mansimov ve Erdoğanlar arasındaki iş ilişkisinin karmaşık bir sistem üzerinden yürüdüğü iddia edilen haberde “Bu sistem, bulunan belgeler ve kamuya açık sicil verileri incelenerek ilk kez Malta Files projesiyle gün ışığına çıkmış oluyor. Mansimov, 2007 yılında petrol tankeri Agdash’ı Rusya devletinin iştiraki olan United Denizcilik’e sipariş etti. İnşaat masraflarının bir kısmını ödemek için de Letonya’da bulunan Parex Bank’tan 18,4 milyon dolarlık kredi istedi. Parex Bank, uzun yıllar Doğu Avrupa ve eski Sovyet ülkelerindeki suçlularının kara para aklama bankası olarak biliniyordu. Fakat banka Mansimov'a krediyi hemen o anda vermedi. Aynı dönemde Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen, İrlanda Denizi’ndeki küçücük bir ada olan ve vergi cenneti olarak bilinen Man Adası’nda Bumerz Limited adlı şirketi kayıt ettirdi. Emekli öğretmen olan ve kameraları sevmeyen İlgen hakkında çok fazla bilgi yok. İddialara göre, Erdoğan’ın başbakan olduğu yıllardan sonra ailenin ticaretle alakalı konularını o üstlenmiş” denildi.

Agdash isimli geminin 2007’nin sonbaharında Mansimov’a teslim edildiği ve bir yıl boyunca Letonya, Hollanda ve İngiltere kıyılarında ve petrol terminallerinde dolaştığı söylenen haberde geminin Ekim 2008’de Bumerz şirketi üzerinden Agdash’ın kayıtlı olduğu Malta’da kurulu "Pal Shipping Trader One" adlı şirketin tüm hisselerini aldığı ve böylece inşa edildiğinde değeri 25 milyon dolar olan tankerin gerçek sahibi haline geldiği ileri sürüldü.

“ERDOĞAN AİLESİ KREDİNİN TEK KURUŞUNU BİLE GERİ ÖDEMEDİ”

“Man Adası sicil kayıtlarına göre, hisselerin Erdoğanlar'a transferinden bir gün sonra, 24 Ekim 2008’de Parex Bank Mansimov'un Agdash için bir sene önce istediği 18,4 milyon dolarlık krediyi Bumerz şirketine vermeye karar verdi” iddiasının yer aldığı haber şöyle devam etti:

“Halka açık sicil kayıtlarında Ziya İlgen’in ismini kredi belgelerinde görmek mümkün.

Ancak Erdoğan ailesi bu kredinin tek kuruşunu bile bankaya geri ödemedi; çünkü Mansimov, Erdoğan ailesinden gemiyi yedi yıllığına kiralayıp krediyi onlar adına geri ödedi. Agdash'ın satıldığı gün Erdoğan ailesinin şirketi Bumerz ile Mansimov'un Karayipler'de kurulu şirketlerinden biri arasında imzalanan sözleşmeye göre Mansimov, “Bumerz Limited’e direkt olarak ya da Pal Shipping Trader One Co Ltd’den [gemiyi] kiralayarak Parex Bank’a [kredinin] tüm taksitlerini ödemeyi” taahhüt etti.

Yani Mansimov, halihazırda kendi sipariş ettiği gemiyi Erdoğan ailesinin şirketine devredip bir de üstüne geminin inşaat masrafını ödemek için alınan krediyi aynı gemiyi kiralayarak yedi sene içinde kendi cebinden ödemiş oldu. Kredilerin geri ödemesi bittiğinde geminin sahibi hâlâ Erdoğanlar’ın şirketi Bumerz olarak kaldı.

Böylece Agdash petrol tankeri Mansimov tarafından Erdoğanlara hediye edildi. 2008 yılından 2015 yılına kadar kredi ödemesi devam eden bu hediyenin bedeli en az 21,2 milyon dolar ediyor. Gemi için ödenmesi gereken kalan yedi milyon dolar ise Erdoğan’ın çok eski dostu olduğu bilinen iş adamı Sıtkı Ayan tarafından yapılıyor. Ayan’ın bu ödemeyi Agdash için neden yaptığı ise bilinmiyor.”

Der Spiegel Erdoğan'ın Mansimov’a bu büyük “hediye” karşılığında nasıl ayrıcalıklar tanıdığının doğrudan bir kanıtının olmadığını ileri sürdüğü haberinde 2008’den sonra milyarder iş adamının ticaretteki başarısının gözle görülür şekilde arttığını söyledi.

MANSİMOV’UN TİCARET İŞLEMLERİ

Haberde Mansimov’un ticari işleriyle ilgili şu iddialar verildi:

“Azeri-Türk iş adamı, 2010 yılında Port Bodrum Yalıkavak’ı satın aldı ve süper lüks bir marina inşa etti. Daha sonra da yine Bodrum’da bulunan Tilkicik Koyu’nun özelleştirme ihalesine girdi ve 370 milyon lira teklif vererek ihaleyi kazandı.

Mansimov'ın en büyük girişimi ise 2008 yılında yarı hissesini satın aldığı Tekfen İnşaat. Tekfen, Bakü-Ceyhan ve TANAP boru hatlarından geçtiğimiz yıllarda büyük ihaleler kazandı. Tekfen’in sadece TANAP için aldığı ihalenin bedeli yarım milyar dolar.

Erdoğan ve Mansimov ilişkisi karşılıklı çıkarlara dayanarak sürdü. 2015’te Ankara’nın Kürdistan Özerk Bölgesi’nden Ceyhan limanına ham petrol ticareti yaptığı duyulunca, Irak hükümeti duruma büyük tepki göstermiş, ihracat yapan denizcilik şirketlerini kara listeye almıştı. Mansimov, bu diplomatik kriz sırasında hükümetin yardımına koştu, Ceyhan’daki limandan petrolün dışarıya taşınmasına aracı olarak Kürt petrolünün Türkiye’ye akışının devamını sağladı.

Mansimov'un aracı rolü, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki petrol ticaretinde de kendini gösteriyor. Palmali Group, 2007 ve 2008 yıllarında Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıyla Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen tüm ham petrolü Ceyhan’dan taşıma yetkisine sahip tek şirket olmak için 10 yıllığına SOCAR’la anlaşma imzaladı.

Mansimov, SOCAR ve Erdoğan ailesi arasındaki ilişki bugün hâlâ sürüyor. The Black Sea’nin araştırmalarına göre SOCAR, Ocak 2017'de Erdoğan ailesinin bir başka şirketi olduğu kamuoyunca bilinen BMZ Group’a ait beş petrol tankerini satın aldı. SOCAR bu işlem için Malta’da kurulu şirketlerini kullandı. Aynı ay içinde hükümet bir KHK ile SOCAR’ın Türkiye şirketlerinden olan Socar Gaz Ticareti A.Ş.’ye üç aylığına kayyum atamıştı.

Erdoğan ailesinin SOCAR’a satılan gemileri, aynı Agdash’da olduğu gibi, Mansimov’un Palmali Group şirketi tarafından kiralanıyordu. Konuyla ilgili daha önce çıkan haberlerde bu gemilerin kredilerinin de Mansimov tarafından kira sözleşmesi dahilinde ödendiğini iddia edilmişti, ancak bu iddiaları destekleyen belgeler bulunamamıştı.”

GEMİYİ SATIN ALDIĞINA DAİR KANIT YOK İDDİASI

Ortaklığa 7 milyon dolar verdiği ileri sürülen Ayan ailesinin parayı verdikten sonra üç sene boyunca kayıtlarda gözükmediği, 2011 yılında ise Bumerz’in hisseleri kağıt üstünde Sıtkı Ayan ve Bahaddin Ayan’a devredildiğini ileri süren Der Spiegel Ayan’ın gemiyi şirketle beraber gerçekten satın aldığına dair hiçbir kanıt olmadığını yazdı. Ayanlar’ın konuyla ilgili sorularına yanıt vermediğini yazar Der Spiegel şirketin devrinden sonra düzenlenen belgelerde ise Agdash’ın gerçek sahibinin hala Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen olduğunu gösterdiğini iddia etti. 

ORTAKLIĞIN GÜNLÜK MALİYETİ 3 BİN DOLAR

Haberinde “Bu belgelerden en yakın tarihli olanı 2014 yılına ait, yani geminin Ayan’lar tarafından kâğıt üstüne satın alınmasından üç yıl sonra. Bu belgelerden bazıları bizzat İlgen tarafından imzalanmış” ifadelerine yer veren Der Spiegel “Agdash’ın kiracısı da hâlâ Mansimov. 2015’te Parex Bank’tan alınan kredinin geri ödemesi bittikten sonra Mansimov gemi için Bumerz’le yaptığı kira sözleşmesini beş yıl daha uzatmış. Böylece şu ana kadar Mansimov'un Erdoğan ailesinin kişisel servetine gemi üzerinden eklediği 22,7 milyon dolar ve Ayan’ın eklediği yedi milyon dolarla birlikte ortaklığın toplam maliyeti neredeyse 30 milyon dolara denk geliyor. Mansimov’un uzattığı kira sözleşmesinin süresi 2020 yılında dolduğunda bu servet beş milyon dolar daha artacak.

Milyarder Mansimov ve Ayanlar için Türkiye’nin en güçlü ailesiyle ortaklığın maliyeti günde üç bin dolara denk geliyor. Türkiye Devleti'nin sağladığı imtiyazlarla büyüyen bu ortaklığın kârını ise Erdoğan ailesi bölüşüyor.” ifadelerini kullandı.