Nazire Dedeman Çağatay, Başbakan Erdoğan'a iletmek üzere yazdığı mektupta, 20 yıldır bireysel silahlanmanın yol açtığı sorunları inceleyen, bu konuda gerek Türkiye genelinde gerekse uluslararası düzeyde bilimsel araştırmalar ve toplantılar düzenleyen bir vakıf olduklarına dikkat çekerek, çözüm önerinide paylaştıklarını belirtti. Umut Vakfı'nın Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi ile Özel Danışmanlık Statüsünde bir Sivil Toplum Kuruluşu olduğunu hatırtan Çağatay, mektupta şunlara yer verdi:


"Misyonu gereği hem Türkiye'de hem de dünyadaki diğer ülkelerdeki bireysel silahlanma boyutunu yakından takip etmektedir. Yıllar süren titiz çalışmalarımız ve araştırmalarımız neticesinde çok net ortaya çıkan bir durum vardır: bir ülkede silaha erişim ne kadar kolaysa ateşli silahlarla ölüm de o kadar çok olur. Türkiye'de elimizdeki son resmi veri 2007 yılına aittir. 2007 yılında bireysel silahlar nedeniyle 3 bin kişiyi kaybettik. Bugüne gelene değin şiddet olaylarındaki artış nedeniyle 2012 yılında artık yılda 4 bin 500 kişiyi bireysel silahlara kurban verdiğimizi öngörüyoruz. Bölgesinde lider güç olma yolunda sağlam adımlarla ilerleyen Türkiye'nin üçüncü dönem seçilmiş Başbakanı olarak bu korkunç tabloyu bozmak sizin elinizde. Amerika Birleşik Devletleriyle benzer silah tutkusuna sahip olan bir ülkeyiz. Ancak bunun bedeli, topluma maliyeti çok yüksek oluyor. Aynı zamanda silahların kolay erişimi suçun niteliğini de değiştiriyor, toplu katliamlara meydan veriyor. Bağcılarda 10 kişilik bir ailenin yok edilişi bizde de katliamların olabildiğine en yeni kanıttır. Korkumuz bu katliamların daha yüksek sayıda ölümlerle okullarda, alışveriş veya eğlence merkezlerinde meydana gelmesidir. Bir önlem alınmazsa ne yazık ki bu olayları da yaşayarak tecrübe edeceğiz.


Türkiye'de bireysel silahlanma sorununu yıllardır disiplinler arası bir bakış açısı ile irdeliyoruz. Akademisyenler, medya mensupları, barolar, emniyet, tabipler odası, yani konuyla ilgili her kesimden katılımcılar eşliğinde defalarca konuyu masaya yatırdık. Hatta 2005 yılında görüşmeler sırasında çok ölümlü katliamlarının olabileceğini de öngördük. Bu ve benzeri olayların Türkiye'de artacağını, yapılması gerekenleri sunduk. 2009 yılında başlayan ancak son seçim öncesi kadük olan silah kanun tasarısında da önerilerimiz önce komisyonca kabul edildi ancak sonra silah sanayicileri ile yapılan görüşmeler sırasında neredeyse tamamen bertaraf edildi. Söz konusu yasanın bir an önce tekrar ele alınması lazım. Ama işte malum konu gelip yine mecliste, milletvekillerinde kilitleniyor. Bu engeli ancak siz aşabilirsiniz. Silah Kanununu yenilemek için hala çok geç değil. Kolay bir süreç olmayacağının farkındayız ama geç kalınmadan harekete geçilmesi gerektiğine de hiç şüphemiz yok. Bu konuda birikimimize ihtiyaç duymanız halinde yardıma ve hizmete hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bugüne kadar göstermiş olduğunuz siyasi cesaret ve kararlılığınızı bireysel silahlanmanın zorlaştırılması için de kullanmanızı yürekten temenni eder, başarılarınızın devamını dileriz."


"DUYGULARINIZDA SAMİMİYSENİZ BU GİDİŞE BİR SON VERMEK ELİNİZDE"


Nazire Dedeman Çağatay,  Obama'ya yazdığı mektupta  da  Umut Vakfı'nın 1993 yılında kurulmuş, hukukun üstünlüğü, yurttaşlık bilinci, barış ve uzlaşma kültürünün yaygınlaştırılması ve bu temellere dayanan bireysel silahsızlanma için mücadele eden bir vakıf olduğunu belirterek, Türkiye'de olduğu gibi dünyadaki bireysel silahlanmanın durumu ve sebep olduğu sonuçları yakından takip ettiklerini söyledi. Çağatay Obama'ya yazdığı mektupta şunlara yer verdi:


"Ülkemizde geleneksel olarak silaha bir düşkünlük olduğunu söyleyebiliriz. Bu açıdan sizin ülkenizle aralarında bir benzerlik bulunmaktadır. Kuruluşumuzdan bu yana Türkiye'de ve uluslararası düzeyde pek çok bilimsel araştırma ve konferanslar düzenledik. Neticede vardığımız nokta, bir ülkede silaha erişim ne kadar kolaysa ateşli silahlarla ölüm oranları da o kadar yüksek olur. Hal buyken çözüm aslında çok açıktır: bireysel silahlanmayı zorlaştırmak.


Çözümü bu kadar açık olan bir konunun müdahalesinin kolay olacağı anlamına gelmediğini Vakfımızı kurduğumuzdan beri sürdürdüğümüz mücadele nedeniyle çok iyi biliyorum. Türkiye'de silah kanununa silah edinimini zorlaştırıcı hükümlerin girmesi için 20 yıldır büyük çaba sarf ediyoruz. Elimizdeki son resmi veri olan 2007 yılında 3 bin kişiyi bireysel silahlar yüzünden kaybettik. Bugüne gelene değin ülkemizde de şiddet olayları her yıl katlanarak artı. Buna rağmen silah edinimini zorlaştırmayı başaramadık. Sizin ülkenizin çok ciddi bir silah lobisi var. Aynı zamanda bireysel silahlanmayı anayasal bir hak olarak kabul etmişsiniz. Ancak bu kabul ne yazık ki topluma çok yüksek maliyetler çıkarmaktadır.


Dünyadaki pek çok ülkenin sorunu da aynıdır. Önünüzde uzun ve zorlu bir süreç olduğunun gayet bilincindeyiz. Ancak siz, dünyaya liderlik yapma misyonunu sahip bir başkan olarak bireysel silahlanma konusunu sona erdirebilecek bir pozisyondasınız. Yine medyadan takip ettiğim kadarıyla ABD'de 1982 yılından bu yana 62 katliam olayı yaşanmış. Son beş katliam olayı sizin döneminizde meydana gelmiş. Bu tablo önümüzdeki dönemde de olayların katlanarak artacağına bir işarettir. Önlem almadığınız takdirde tarihte ödöneminde katliamları en fazla olan başkanö olarak anılmanız çok mümkün. Sizin gözyaşlarınıza tanık olduk. Hissettiğiniz acıyı biz de yüreklerimizde hissettik. Duygularınızda samimiyseniz bu gidişe bir son vermek elinizde. Dokunulması imkânsız görünen tabulara dokunun ve dünyayı daha güvenli bir yer haline getirin. Sizden bu yürekliliği göstermenizi rica ediyoruz."