Ancak vatandaşın başlıca gündem maddesi hala bu. Sokaklarda yürürken kulağınıza en sık çalınan cümle de: "Dolar kaç lira oldu?"

İstanbul Sultanahmet'te döviz bürolarının önünde kuyruklar görülüyor, ancak bekleyenlerin neredeyse tamamı turist.

Birçoğu şimdi daha zengin bir yemek yiyebileceklerinden, kaldıkları oteli daha iyi bir otelle değiştireceklerinden bahsediyor.

Ancak turistler ya da yurt dışından tatil için Türkiye'ye gelenler dışında, döviz bürosu önünden geçen herkesin yüzünde bir kaygı okunuyor.

Gelinlik tasarımcısı Nurten Özemre de büronun önünde dikkatle liranın dolar ve euro karşısında ne kadar gerilediğini takip etmeye çalışıyor.

'Kurdaki artışı fiyatlara yansıtırsak satış yapamayız'

Özemre elinde toptancıdan aldığı malzemelerle dolu torbayı göstererek, "Bir damla şey aldım, dünyanın parası. Dolar diye her şeyin fiyatı fırlamış. Bu halk ne yapsın? Yazık günah değil mi?" diye konuşuyor.

"Ben esnafım, müşteri gelmiyor. İnsanların zaten alım gücü kalmadı. Endişeliyim, geleceğe hiç ümitle bakamıyoruz," diyor.

Karaköy'de yaklaşık 40 yıldır spor ayakkabıları ve malzemeleri satan bir dükkan işleten Hakim Akçay da kurdaki düşüş karşısında karamsar.

Akçay'ın dükkanındaki ürünlerin tümü yurt dışından ithal ediliyor. Bu nedenle liranın düşüşü alım güçlerini büyük oranda etkiliyor.

Hamdi Akçay

Hamdi Akçay

Bu son kur krizinde sektörlerinin yüzde 15 oranında küçüldüğünü söyleyen Akçay, "İnsanlar zaten bizim ürünlerimizin pahalı olduğunu düşünüyordu. Şimdi kurdaki artışı fiyatlara yansıtırsak hiç satış yapamayız. Onun için siparişlerimizi iptal etmeyi düşünüyoruz," diyor.

Akçay, "Biz 2001 krizini de 1994 krizini de atlattık. Ama şimdiki çok daha etkili bir kriz diye korkuyoruz. Çünkü devletin kurumları artık güçsüz. Devletin gücü yok. Borç çok, üretim yok," diye konuşuyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Eskiden bana bankalar kredi vermek için yalvarıyordu. Şimdi ben bankadan kredi almak için yalvarıyorum. Bankalar korkuyor ve yüksek faiz koyuyorlar kredi almayalım diye. 1-2 aydır durum bu. Böyle giderse biz bu işi artık yapamayız."

'Bizim dolara değil vatanımıza ihtiyacımız var'

Taksim Meydanı'nda Tüm Kalkınma ve Girişimciler Derneği'nin (Tümkiad) birkaç üyesiyle yaptıkları bir basın açıklamasına denk geliyoruz.

Tümkiad üyelerinin ellerindeki "Mesele Türkiye'yse gerisi teferruattır" ve "Bizim dolara değil vatanımıza ihtiyacımız var" yazılı pankartlar göze çarpıyor.

Derneğin Genel Başkanı Nihat Tanrıkulu, 300 üyeleriyle birlikte 3 milyon doları bozdurduklarını, ülke ekonomisine katkıda bulunmak için Türk Lirası'na çevirdiklerini söylüyor.

Tanrıkulu, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı kur krizinin ekonomik göstergelerle açıklanamayacağını, bunun ülkeye karşı oynanan "bir oyun" olduğunu savunuyor.

Tanrıkulu, "Uzmanlar çıksın, açıklama yapsın. Bu bir ekonomik saldırı değilse nedir? Nasıl açıklanabilir? Tabii ki bir saldırı," diye konuşuyor.

Döviz bürosu

'Sektördeki insanlar kendi karlarından fedakarlık edecek'

Beşiktaş'taki bir bar-restoranın sahibi Volkan Uğur Tangör ise krizin etkilerinin henüz vatandaş tarafından net olarak hissedilmediğini, asıl etkinin 1,5-2 ay sonra görüleceğini söylüyor.

Tangör, "Daha kimse zamları yapamadı. Alkolü zaten pahalıya alıyorduk, şimdi daha da pahalı olacak. ÖTV zamlarıyla, vergilerle zaten önce bizim üzerimize, tukaka olarak görülen eğlence sektörünün üzerine gelinmişti. Şimdi durum daha da kötü olacak," diyor.

Tangör durumdan endişeli olduklarını ama bu endişenin artık hayatlarının bir parçası haline geldiğini belirtiyor:

"Biz 8-10 senedir hep endişeliyiz. Zor şartlar altında ayakta durmaya çalışıyoruz. Önceki sene bombalar vardı, şimdi bu.

"Şu anda bu kriz tam hissedilmiyor. Ama mekanlar fiyatları menülerine yansıtmaya başladığı zaman müşteride düşüş olacak. İnsanlar şimdi üç yiyorsa iki yemeye başlayacak.

"Bizim sektördeki insanlar kendi karlarından fedakarlık edecek. Çünkü ürünlerimizi pahalıya satamayız. Çünkü insanlar da fakirleşecekler."

"Biz şanslıyız. Hiç değilse kiramızı dolar üzerinden vermiyoruz. Ama kiralarımız yüksek, o da enflasyon oranında artacak tabii. Yine de asıl büyük sorunları dolarla, euroyla mekan kiralayanlar yaşıyor. Onlar hakikaten ne yapacaklarını bilmiyorlar. Küçük butik üreticilerin de ayakta durmaları çok zor." (BBC)