İZENERJİ Genel Müdürü Ali Sabuktay, savunmasında hakkındaki suçlamaları reddetti. Sabuktay, örgüt üyeliği suçlamasının onur kırıcı olduğunu, iddia edilen örgütün ne gibi bir çıkar sağladığının iddianamede bile yeralmadığını söyledi. İZBAN tanıtım filmiyle ilgili iddiaları reddeden Sabuktay, bilirkişinin objektif bir rapor vermediğini söyledi. Bilirkişinin film fiyatıyla ilgili piyasadan kendisine göre emsal fiyatlar alıp ortalamasından İZBAN tanıtım filmi ücretini çıkararak kamu zararı hesapladığını belirten Sabuktay, “Devletin aynı firmaya yaptırdığı Erzurum Kış Oyunları tanıtım filmi fiyatını alsa bile daha objektif olurdu. Ayrıca filmin fiyatını değiştiren kalite, profesyonel dublaj ve benzeri kriterler vardır” dedi. Sabuktay, cezaevinde sağlık sorunları yaşadığını belirterek tahliyesini istedi.

Satın Alma Müdürü Mehmet Sayar ise uzun yıllardır belediyede görev yapmasına karşın operasyonda gözaltına alınana kadar Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kendisini tanımadığını söyledi. Örgüt üyeliği suçlaması nedeniyle bu açıklamayı yaptığını belirten Sayar, “Başkan sadece bayramlaşmalarda elimi sıkmıştı. Cezaevinde yalnız bırakmadı. Sanıkların pek çoğunu tanımıyorum. Tanışıklığım da aynı belediye çalışıyor olmaktan kaynaklanıyor. İhalelere fesat karıştırmakla suçlanıyorum. Hepsi kanuna uygundur. Suçlamaları asla kabul etmiyorum” dedi.

MAHKEME BAŞKANI’NDAN BASINA GÖNDERME

Mahkeme Başkanı Cahit Kargılı, öğlen oturumunu başında basına yönelik yaptığı “davayı magazinleştirmeyin” serzenişine bu kez de “telefon arası” göndermesi yaptı. Kargılı, basında yeralan “Telefon çalınca savunmaya ara verildi” haberlerine gönderme yaparak “Telefon çaldı. 5 dakika ara veriyoruz” sözleriyle duruşmaya ihtiyaç için bir süre ara verdi.

SAYAR’IN GÖZYAŞLARI

Cezaevi’nde 11 aydır tutuklu bulunan sanık Büyükşehir Belediyesi Satın Alma Müdürü Mehmet Sayar, savunmasının son bölümünde eşi ve oğluyla ilgili konuşurken ağladı. Kaçma şüphesi nedeniyle serbest bırakılmadığını belirten Sayar, kendisini yurtdışında geçimini sağlayacak bir geliri olmadığını, iddianamenin 'gözünün üzerinde kaşın var iddianamesi' olduğunu söyledi. Sayar, Balkan Halk Dansları Şenliği ve Yaz sinemaların ihalelerindeki alımlarda herhangi bir usulsüzlüğü olmadığın söyledi. Devleti zarara uğratacak çalışma içinde olmayacağını belirten Sayar “Çıkar sağlamadım. Başkalarına da çıkar sağlamak için çalışmadım. İhaleleri mevzuata uygun yaptım. Fesat karıştırmadım. Gizli kalması gereken bilgiler kimseye bildirmedim. Firma yetkilisiyle ne telefon ne de yüzyüze görüşme yapmadım. 11 aydır tutukluyum. 15 yaşındaki çocuğum bu durumdan etkilendi. Hep yüksek not alırken bu süreçte 7-8 zayıfla geldi. Eşime bu dönemdeki davranışları için teşekkür ediyorum” dedi. Sayar bu sırada gözyaşlarını tutamadı.

Sayar, resmi belgeler olduğu için delil karartamayacağını, kaçma ihtimalinin ise yurdışında yaşamaya geliri yetmeyeceği için olanaksız olduğu gerekçesiyle tahliyesini talep etti.

Öte yandan ifadelerini veren Hüseyin Kırmızı, Hilmi Özen, Tülay Azeri, Selçuk Savcı ve Erhan Bey karar duruşmasına kadar mahkemeye sağlık nedenleri ile gelmek istemediklerini söyledi. Mahkame heyeti bu talepleri kabul etti. Heyetin saat 18.00’e kadar duruşmayı devam ettirmek istemesine karşın İzmir Baro Başkan Yardımcısı Ercan Demir 'Avukatlar Günü' olması ve etkinliklerinin bulunmasında dolayı duruşmayı sonlandırmasını talep etti. Mahkeme heyeti de bunu kabul edip, yarın devam etmesine karar verdi.

KOCAOĞLU ÇIKIŞTA KONUŞTU

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz kocaoğlu duruşma sonunda “Bugün üçüncü günü tamamladık. Yarın devam edecek. Cumartesi pazar tatil, ondan sonra da Cuma gününe kadar devam edecek. Arkadaşlarımız, tutuklu arkadaşlarımız ifadelerini verirken çok duygusal anlar yaşandı. Arkadaşlarımızın sıkıntılarını anlattığı anlarda hepimizin duygulandık. Haksız yere 11 ay, 330 gün ve 130 gün içeride yatan arkadaşlarımız haklı ve duygusal konuşmaları hepimizi üzdü. Ama şu da görüldü ki, İzmir Büyükşehir bürokratları kendi konularında ihale mevzuatında başta genel sekreterimiz, kararlar tutanaklar daire başkanımız, emlak daire başkanımız, genel sekreter yardımımız, İzenerji genel müdürümüz satın alma genel müdürümüz ifadesini veren bütün arkadaşlarımız ve Hilmi Özen şirket koordinatörümüz üzerine basa basa konunun ne olduğunu, nasıl bir noktadan hareket edildiği ve burada yapılan suçlamaların yüzde yüzünün suç olmadığını yasal dayanaklarıyla mükemmel bir şekilde anlattılar. Kanuna dayanarak yönetmeliğe dayanarak açıkladılar. Aslında bu süreç Türk belediyecilik tarihinde belediyelerin nasıl işlediğinin, nasıl çalıştığının, nasıl 24 saat hemşehrilerine hizmet verdiğinin, ne gibi aşamalarda satın almaların ihalelerin geçtiğinin bir belgesi. Zorlukların belediye çalışanlarının zorluklarının sıkıntılarının nasıl hizmet ürettiklerinin bir belgesi olarak Türk belediyecilik tarihine geçti. Arkadaşlarımızın hepsinin morali iyi hepimizin morali iyi, hiç bir suçumuzun olmadığını yargı süreci sonunda dünya alem görecektir” dedi.



DHA(İÖ/AAA)