BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, bu ülkenin bu kadim toprakların renklerinin birer birer nasıl soldurulmak istendiğini anlatmak istediklerini anlatırken, "Becerebildiğimiz kadarıyla bu topraklarda yaşayan halkların kendi dillerinde 'Anadil onurdur' demeye çalıştım. Bu gerçekten de herkesin çok özenle koruması gereken, dikkat etmesi gereken önemli bir söz. Dil ve onur. Bu ikisinin birbirinden ayrılmaz olduğunu herkesin kendi dilini konuşurken hissettiği duyguları, bir başka dili konuşurken yaşadığı zorlukları düşünerek yeniden hatırlaması gerekiyor" dedi.

"DİLE İŞKENCE YAPILDI"

Gültan Kışanak, bu ülkede Türkçe'yi gayet güzel konuştuklarını ancak, milyonlarca farklı ana dili olan insanın kendi ana dilini yeterince düzgün konuşamadığını ve gelecek kuşaklara aktarabilme olanaklarından yoks bulunduğunu öne sürdü. Kışanak, şöyle konuştu:

"Bu ülkede dile işkence yapıldı. Bu ülkede ana dilimiz, bizlere ana dili Türkçe olanlar dışındaki tüm halklara yasaklanmaya çalışıldı. Nihayetinde bugün Türkiye'de, Türkçe dışında diğer dillerin tamamı ya yok olmaya yüz tutmuş ya da kırılgan kategorisindedir. Yani birkaç kuşak daha özen gösterilmezse onlar da unutulmaya yüz tutmuş diller arasına girecek. Bu insanlık onuruna karşı yapılmış bir işkencedir. İnsanların kendi ana dillerini konuşmaları bir eziyete dönüştürülmüşse, hele hele bu da yetmeyip yasalarla yasaklanmışsa bu gerçekten de büyük bir demokrasi, insanlık ayıbıdır."

"ANA DİLİMİZDEN, ONURUMUZDAN VAZGEÇMEDİK"

İnsanların "başka dil" yüzünden para cezalarına çarptırıldıkları öne süren BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, şöyle devam etti:

"12 Eylül faşist darbesi sonucunda, herhangi bir ülkenin resmi dili olmayan bir dili kullanmayı yasaklayan bir yasa çıkarıldı. Anayasa'ya 'Türkçe dışında hiçbir dille eğitim yapılamaz' maddesi konuldu. Bu tekçi zihniyetin en kaba en şahlanmış haliyle 90 yıldır çeşitli vesilelerle tanık olduk. Kasetler kitaplar yasaklandı. Bu ülke her birini tek tek alt etti. Bugün hala Anayasa başta olmak üzere, yasalarda bu ülkenin yurttaşlarının kendi ana dilini yasaklayan sayısız hukuki düzenleme var. Hiçbir gerekçeyle, savunulamayacak bir durumdur artık. Tabii biz bunları söylerken evet çok büyük bir kısmını bu zorlukların bu pervasız asimilasyon uygulamaların, büyük bir kısmını geride bıraktık. Ama mücadele ettik, direndik, ana dilimizden, onurumuzdan vazgeçmedik. İnsanlar cezaevinde yattılar. İnsanlar bu dili kullandıkları için öğrenim hakkından yoksun bırakıldılar."

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, hiçbir dilin hiçbir yasa, baskıyla zorla yok edilemeyeyeceğini, yol edilmemesi gerektiğini ifade ederken, "Bunun mücadelesini vermek tüm insanlığın görevi ve sorumluluğudur. Bugün BM üyesi 194 ülke var. Bunlardan 113'ünde birden fazla resmi dil var. Bu devletlerin hiçbiri bölünmemiş. 113  devlet birden fazla resmi dili kabul etmiş, birden fazla resmi dille siyasal hayatını, eğitim hayatını organize etmiş, hiçbir sorun da yaşamamış. Sadece ve sadece Türkiye'de, kamusal alanda farklı dil kullanılırsa Türkiye bölünürmüş. Bu saçmalığa kimse inanmıyor" dedi.



DHA(MV/İD)