Perrier, ilaç kalıntılı ürünlerin özellikle ihracatta çok büyük sıkıntılar yaşattığını vurguladı. Perrier, "Yaklaşık 3 milyon çiftçinin olduğu Türkiye'de bitki koruma pazarını araştıran, sürekli denetimini yapan bir sistem yok. Uygulamaların takibi ve izlenebilirlik konusunda otoritelerin bu sistemi oluşturması gerekiyor" dedi.

AGRO ARENA'NIN ÖNEMİ

Adana'da 7'ncisi düzenlenen Agro Arena'nın çiftçinin yüksek ve kaliteli verim almasına yönelik önemli bir çalışma olduğunu dile getiren Perrier, Çukurova topraklarının çoğunluğunun birinci sınıf tarım arazisinden oluştuğunu, Bayer Crop Science'nin Türkiye'deki pazar payının de üçte birini de bu bölgenin kapsadığını vurguladı.

Perrier, "Adana olarak bin 500 kilit müşterimize ulaşmayı amaçlıyorduk. Bu hedefimize ulaştık, uygulamalarla mesajlarımızı ilettik. Yüz yüze görüştüğümüz çiftçilerle güvenli gıda, ilaç kalıntıları ve ihracata ilişkin bilgileri paylaşıyoruz. Türkiye son yıllarda geleneksel tarımdan teknolojik ve modern tarıma geçişte çok hızlı adaptasyon sağladı. Ancak Türkiye'yi 'uçlar ülkesi' olarak görüyorum. Türkiye'de çok büyük çiftçiler ve çok küçük çiftçiler var. Çukurova'da 2 bin 500-3 bin dönüm toprağı olan büyük çiftçiler modern tarım teknolojilerini yakından takip ederken, orta Anadolu, Karadeniz ve Marmara'da 3-5 dönüm toprağıyla geçim sağlamaya çalışan çiftçiler bunu başaramıyor. Biz, Agro Arena etkinlikleriyle büyük çiftçilerin yanı sıra 300-500 dönüm araziyi ekip biçen orta ölçekli çiftçilerin de yenilikleri yüzde 100 takip etmelerini amaçlıyoruz" diye konuştu.

'TÜRK ÇİFTÇİSİ MUCİZELER YARATIYOR'

Perrier, Çukurova'nın toprak kalitesinin oldukça iyi olduğunu ancak Niğde'nin Ulukışla İlçesi'nden itibaren orta Anadolu'ya çoraklaştığını kaydetti. Perrier, şunları söyledi:

"Türkiye'de Çukurova'da bir yılda iki ürün hasat edilebilirken, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde yılda bir ürün yetiştirilebiliyor. Türkiye'de iklim ve toprağı değerlendirdiğimizde batıdan doğuya doğru baktığımızda Anadolu'nun orta kesimlerinde tuzluluk oranı yüksek, organik madde yönünden zayıf topraklar çoğunlukta. İşte bu bölgelerde Türk tarımının, üreticisinin üstün tarafı ortaya çıkıyor. Ulukışla'dan Bozhöyük'e kadar olan alanlarda çiftçilerin mucizeler yarattığına tanık olabiliyorsunuz. Gerek sulama, gerekse gübreleme konusunda gayretli çalışmalarıyla üretimlerini arttırabilmişlerdir. Örneğin buğdayda dekar başına 210- 220 kilo ürün alınan tarlalarda bu rakamlar 300 kiloya kadar yükselmiştir. Türk çiftçisinin çalışkanlığı, eğitimle birleştirilirse çok daha başarılı sonuçlar alınacaktır."