Bakan Fatma Şahin, Gaziantep'te 'Özürlülerin Toplumsal Entegrasyonunun Geliştirilmesi Projesi Hibe Programı'nın tanıtımına katıldı. Şehitkamil Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda konuşan Şahin, önceleri nüfus sayımında, engelli vatandaşların aileleri tarafından söylenmediğini ,1990'lı yıllarda Türkiye'ye yabancı heyetler geldiğinde 'Engelsiz toplumu nasıl başarıyorsunuz?' sorusuyla karşılaşıldığını belirterek, bunun nedeninin engellilerin sokağa çıkamaması olduğunu ifade etti. Ülkenin kalkınma hamlesinde engellilerin potansiyelinin o zamanlarda kullanılamadığını vurgulayan Şahin, 2005'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla hukuki bir düzenleme yapıldığına dikkat çekerek, bu alanda yapılan çalışmaları anlattı.

Hukuki alt yapı oluşturulmasına rağmen esas sorunun engelsizlerin kalbinde ve zihninde olduğunun görüldüğünü kaydeden Şahin, zihinsel bir devrim yapılması ihtiyacı duyulduğunu vurguladı. Eğitim, sağlık ve istihdam alanında yapılanları anlatan Bakan Şahin, "Hala engellilerimizin rapor alması ile ilgili yapılan ölçümlerde yaşanan sıkıntılardan dolayı gelişmelerden dolayı problem yaşandığını biliyoruz. O yüzden damdan düşenlerle, sahayı bilenlerle çalıştaylar yapıldı. Burada yaşanan sorun nedir, nasıl çözülür diye çalışma yapıldı. Şimdi Sağlık Bakanlığı ile beraber sağlığın önünde nasıl engeller var, hepsinin kaldırmamız gerektiği noktasında bir işbirliği yaptık. İnanıyorum ki bu çalışmalar tamamlandığı zaman eğitim ve sağlıkla ilgili engelsiz vatandaşlarımıza uygulanan bütün hizmetler pozitif ayrımcılıkla bütün engellilerimizin istifade edeceği noktaya geldi" diye konuştu.

TERÖRLE MÜCADELE SADECE GÜVENLİK GÜÇLERİYLE OLMAZ

Daha sonra Kalkınma Ajansları ve Sosyal Politika Açılımları Buluşması toplantısına katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, burada yaptığı konuşmada kalkınma ajanslarının önemine dikkat çekti. Şahin şöyle konuştu:

"Bugün şehitlerimiz geldiği zaman ateş düştüğü yeri yakıyor ama aynı yangını biz yüreğimizde hissediyorsak kurtuluş yine sosyal adalette, bireyin kalkınmasından geçiyor. Çözüm de, sihirli anahtar da burada. Bunu başaracağız. Burada kalkınma ajanslarına çok iş düşüyor. Bu değişen ve gelişen dünya düzeninde Türkiye'nin nereye odaklanması gerektiğini, bir taraftan büyürken büyüdükten sonra kaynaklarını adil bir şekilde paylaşabilmeyi, hakça bölüşebilmeyi, zengin ve fakir arasındaki farkı kapatabilmeyi, toplumsal huzur ve barış adına çok önemli olduğunu gördük. Bu aslında zenginin de hakkını korumaktı. Toplumsal barış ve huzur sürdürülebilir büyümede özellikle en alt gelir grubunun sosyal devlet olarak yanında olma ve onu yukarıya çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu gördük. Yerelleşme dediğimiz o küresel ekonomi içerisinde bölgeler arası kalkınmışlık farkını gidermenin ne kadar önemli olduğunu, bugün terörle mücadeleye baktığınız zaman aslında sadece güvenlik güçleriyle bu mücadelenin yapılamayacağını, bölgeler arası gelişmişlik farkının mutlaka giderilmesi gerektiğini, sosyal adaletin ve sosyal politikaların ne kadar önemli olduğunu gördük."



ZG(BK/CK)