Bir süredir başta AKP çevreleri olmak üzere Ankara kulislerinde konuşulan, ”Dokunulmazlık” sürecini aşarak BDP'li vekilleri tutuklama planı AKP'nin gündeminde ön sıralara taşındı. Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana'nın evinin basılması, Muş Milletvekili Sırrı Sakık'a kurşunlu tehdit mesajları, Sebahat Tuncel hakkında zorla mahkemeye getirilme kararı ile kriminalize edilmek istenen Kürt vekillerin Meclis süreci by-pass edilerek tutuklanabilmesi için formül arayışları AKP kurmaylarını harekete geçirdi.

12 Eylül anayasa değişikliği ile siyasi partilerin kapatılmasına ”son” verdiği iddiasındaki AKP, BDP'li vekilleri tutuklayabilmek için 2001 yılında yapılan değişiklikle 82 Anayasası'na eklenen 14'üncü maddenin işletilmesi yoluyla yargının devreye girmesini hesaplıyor. AKP bu yolla, ”parti kapatmaya karşıyız, suç işleyen bireylerin cezalandırılmasını istiyoruz” tezini de hayata geçirmiş olacak.

82 Anayasası'nın, ”Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması” başlıklı 14. maddesi şöyle:

”(Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.”

Son derece muğlak ifadelerle, seçilmiş milletvekillerinin dokunulmazlıklarını hiçe sayarak, haklarında tutuklama kararı alınabileceğini hükmeden madde, AKP'nin siyasal zeminde elde edemediğini ”yargı yoluyla” elde etmesine olanak sunuyor. Maddeye göre, bir savcı karar verilmesi durumunda milletvekillerini tutuklanmasını talep edebilecek. AKP değiştirmek vaadi ile seçim kampanyası yürüttüğü 82 anayasasına dayanarak BDP milletvekillerinin tutuklanmasına fırsat sunacak.

AKP'nin önemli isimlerinden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, yakın çevresine, ”Yargı Anayasa'nın 14'üncü maddesine göre hareket edip meclisteki dokunulmazlık sürecini beklemeden BDP milletvekillerini gözaltına alabilir” dediği Ankara kulislerine yansıdı. Hükümetini, bu süreçte bu duruma bir müdahalesi olamayacağını savunan Arınç'ın, bu olasılığın ancak, ”Anayasa değişikliği süreci ile aşılabileceğini” söylediği öğrenildi.

Arınç, BDP milletvekillerinin anayasanın 14'üncü maddesine dayanarak bir savcı tarafından gözaltına alınması durumunda hükümetin tavrının da, ”yargı bağımsızlığından” yana olacağını şimdiden açıklıyor.

Ayrıca görünen o ki, AKP anayasa değişikliği sürecinde kendi talepleri karşısında muhalefet gösteren BDP'yi bu anlamda da baskı altına almayı planlıyor.

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uyguladığı hukuk dışı tecridi, ”yasal” kılıfa büründüren AKP, özel yetkili cumhuriyet savcıları yoluyla sürdürdüğü, ”KCK operasyonu” adı altındaki Kürt siyasetçilerini rehin almanın ardından şimdi de kendi iktidarının güvencesine dönüştürdüğü, ”siyasallaşan yargı vesayeti” ile seçilmiş Kürt milletvekillerini hedefe aldı.

ANF