AK Parti Siyaset Akademisi’ne katılmak üzere Elazığ’a gelen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik; partililere 'Lider Ülke Türkiye' konulu sempozyum verdi. İlkokuldan beri Cumhuriyetin hep demokrasi diye anlatıldığını söyleyen Çelik; "bu kuyruklu bir yalandır. Cumhuriyet eşittir demokrasi değildir. Biz toplum olarak askeri vesayet altında sivil ve askeri bürokrasinin hegomanyası altında öğrenilmiş çaresizliğe itilmişiz. Size yanlışı ve yamuk olanı doğru ve düzgün diye takdim ediyorlar ve bir süre sonra sizde bunu benimsiyorsunuz. Yıllar yılı bu ülkede bize cumhuriyeti demokrasi diye anlattılar. Bize totaliter yapıyı dünyanın en büyük nimeti ve sistemi diye anlattılar. Birçok haini bize çok büyük bir vatanperver diye, esas vatanperverleri de hain olarak takdim ettiler. Peki, darbeyi yapanlar ne yaptılar? 1924 anayasasını tamamen ortadan kaldırdılar buna perhiz bu ne lahana turşusu?" dedi.

CIA’E BÖYLE BİR GÖREV VERSEN YERİNE GETİREMEZ

Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık hikayesini anlatırken CIA’nin bile böyle bir görevi yapamayacağına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Kimin aklına gelir ki Pervari ilçesinde bir dağ köyünde bir grup köylü vatandaşın kafası bozulacak, sandığa gitmeyeceğiz, sandık kurulu oluşmayacak, biz seçime itiraz edeceğiz, Siirt seçimleri iptal edilecek, o arada başbakan anayasa değişikliği yapacak. Başbakan'ın yasağı kalkacak, başbakanın daha önce meydanında yasaklı bir şiir okuduğu için yasaklı hale geldiği şehirden gidip aday olacak, sonra oranın eniştesi olacak ve sonra yüzde 85 oy alacak gelip 59 hükümetin başbakanı olacak. CIA’e böyle bir görev versen her şeyi bir araya getirebilir mi?" diye konuştu.

DİK DURACAĞIZ, DİKLENMEYECEĞİZ 

Balyoz eylem planının AK Parti hükümetinin kurulduğu tarihte başladığına değinen Hüseyin Çelik; "59’uncu hükümetin tarihi 15 Mart 2003 çok önemli bu. Balyoz eylem planının tarihi 15 Mart 2003. Hükümetin kurulduğu gün 'ayışığı, sarı kız, yakamoz, eldiven' ne kadar romantik darbe isimleri değil mi? İnanın bütün iktidarımız döneminde bir elimizle şeytan taşladık, bir elimizle tabiri caizse ibadet etmeye çalıştık. Ama Allah’a hamd olsun hiçbir zaman tırsmadık o dik durup diklenmemek tabiri kardeşinize aittir. Biz dik duracağız ama düşmanlarımızı sevindirecek diklenmelere girmeyeceğiz" dedi.

ASKER ASKER GİBİ, MANKEN MANKEN GİBİ YÜRÜSÜN

19 Mayıs kutlamalarındaki yürüyüşleri Kuzey Kore'deki tören yürüyüşlerine benzeten Çelik, "Bugünlerde şimdi 19 Mayıs bir bayramdır gündemde ya orada garnizon komutanı dördümüz duruyoruz, ama bizde ki o bayram kutlamaları Kremlin meydanında ki gibi Kuzey Kore’deki gibi öğretmenler protokolün önünden geçit ellerini yanına birleştirecek, başını sağa çevirecek rap rup rap rup asker gibi yürümesi lazım öğrenciler de öyle. Ben bir kere uygun adım yürüyüşü kaldıralım. Çocuk çocuk gibi yürüsün, asker asker gibi yürüsün, manken manken gibi yürüsün" diye konuştu.

SİZ NAMUSLUYSANIZ NAMUSSUZLARIN SİZİ SEVMEMESİ LAZIM

Hükümete çatan muhalefete de yüklenen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in hedefinde Deniz Baykal vardı. Çelik Baykal’a şu sözlerle yüklendi: "Biz belasını değil tabiri caizse mevlasını arayan bir kitleyiz. Ama bu arada bize çatanlar da var. Bizi yerden yere vuran bize tuzak hazırlayanlar var. Bakanlığım esnasında dediler ki Deniz Baykal senden nefret ediyor. Dedim ki Deniz Baykal beni severse bende yamukluk var. Siz namusluysanız namussuzların sizi sevmemesi lazım, siz dürüstseniz sahtekârların sizi sevmemesi lazım, siz iffet-ırz-namus ehliyseniz sizi iffetsizlerin namus düşmanlarının sizi sevmemesi lazım, siz vatanperverseniz hainlerin sizi sevmemesi lazım, siz Allah adamı iseniz Allah düşmanlarının sizi sevmemesi lazım" dedi.

HABERİ OLMADAN ATATÜRK’Ü SEÇİME SOKARLAR

CHP'ye eleştirilerine devam eden Çelik, "bazen diyorlar ki başbakan niye viteslemedi? Niye bağırıyor? Niye kızıyor? Başbakan ne yapsın? Başbakan Eyüp, ama Hz Eyüp değil. Çıktım kürsüye dedim ki; 'Arkadaşlar CHP’liler biz buraya hangi kanunu getirsek diyorsunuz cumhuriyet elden gidiyor. Gümrükle ilgili, ormanla ilgili hatta keçilerle ilgili bir kanun çıkarsak diyorsunuz ki cumhuriyet elden gidiyor. Dedim sizin yanlışınız var elden giden cumhuriyet değil, elden giden Cumhuriyet Halk Partisi siz farkında değilsiniz.' Kıyamet koptu küp küp küp masa kapaklarına vurdular, bizim kurumsal kimliğimize küfür etti diyerek bizden özür dileyecek dediler. Meclis başkanına aç dedim özür dileyeceğim ve dedim ki CHP’li arkadaşlar ben CHP elden gidiyor derken siz ölüyorsunuz sizi tabutla mezara taşıyorlar demek istemedim, böyle anladıysanız özür dilerim. Ben demek istedim ki siz halk nezdinde itibar kaybediyorsunuz bu sefer beni alkışladılar. Halbuki bu daha kötü. Müzmin bir hastalığa yakalanmışlar. Bunlar her seferinde Atatürk’ün koltuğuna oturarak Atatürk’ün haberi olmadan Atatürk’ü seçime sokarlar her seçimde de kaybederler. İşte CHP bu" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik sempozyumun sonunda ise, kendisine hediye edilen sekiz köşe şapkayı "Şu anda yürürlükte olan kanuna göre bu şapka mecburidir. Ama nedense sizin de başınızda yok, bizim de başımızda yok. Ben bu yiğitliğin sembolü şapkayı gururla taşıyacağım" diye konuşarak, şapkayı taktı.



GY(GG/RT)