Konya’dan ağabeyleri Mehmet Ali Durmuş ve Durmuş Durmuş ile birlikte 1997 yılında Antalya'nın Alanya İlçesi'ne pazarlarda züccaciye eşyası satmak için giden Kamil Durmuş, satış yapmak için gittiği Antalya'nın Alanya İlçesi'nde bir pazar yerinde kayboldu. Ağabeylerinin yanında olmadığı sırada yandaki satış yapan pazarcıya, kazandığı parayı poşet içinde teslim ederken, "Bu paraya ağabeylerim gelince onlara ver. Ben bir daha gelmemek üzere gidiyorum' diyerek ortadan kaybolan Kamil Durmuş'tan 15 yıl boyunca hiç bir haber alamayan ailesi, oğullarının bulunması için başvurduğu yollardan da hiç bir sonuç alamadı.

15 YILDAN BU YANA O PENCEREDEN OĞLUNUN YOLUNU GÖZLÜYOR

Anne Hacer Durmuş, kaybolduğu günden bu yana evinin penceresinden sabahlara kadar yolunu gözlediğini, her kapı veya telefon çaldığında oğlu Kamil Durmuş'tan  haber geldiğini düşünerek heyecanlandığını anlatan anne Hacer Durmuş, oğlunun ölü ya da diri bulunmasını istedi. Durmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 2 yıl önce Konya'ya yaptıkları ziyaretlerde temasa geçip oğlunun bulunması için yardımda bulunmalarını istediğini ancak sonuç alamadığını kaydeddi. Anne Hacer Durmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 yıldır ne ölüsü, ne dirisinden haber yok. Ben pencereden baka baka hastalandım. Bazen sabahlara kadar uyku uyumuyorum, pencerelerde bekliyorum. 180 ay 30 bayram oldu oğlum gideli. Biz de bu devletin adamıyız, dayanamaz oldum gücüm kalmadı. Son 6 aydır kemik erimesi başladı. Emniyet Müdürüne gittik arayacağız.'Cumhurbaşkanı'na yazı göndereceğim' dedim, 'O yazı yine bize gelecek' dediler. Ben 'Ayrı ekip istiyoruz' dedim. Biraz sıkıştırdın mı çalışıyorlar. Benim yapacak bir şeyim kalmadı artık. Geceleri  uyuyamaz oldum. Oğlumun bulunmasını istiyorum. Bir paltosu var, ona sarılıp yatıyorum. Pencere de sabahlara kadar yavrumun yolunu gözlüyorum; 'Acaba bir telefon mu gelir, kapımı çalınır mı?' diye. Benim kuzumu bir yerler de mi tutuyorlar, öldürüp bir yerlere mi attılar diye çok düşünüyorum. Ölüsüne, dirisine razıyım. Yeter ki şu kapıya bakmaktan bir kurtulayım."



HD(İA/İD)