Fransa Senatosu'ndan geçen inkar yasasını değerlendiren Doç. Dr. Harun Arıkan, Türkiye'nin Fransa'ya karşı alması gereken tavır hakkındaki görüşlerini açıkladı. Büyükelçiyi geri çekme gibi tavırları doğru bulmadığını belirten Doç. Dr. Arıkan, "Uluslararası hukuk kurallarını gözeterek sağduyulu davranılmalı, resmi diplomasinin yanı sıra Fransız aydınları ve entelektüelleri, düşünce ve ifade özgürlüğüne engel teşkil eden bu yasaya karşı harekete geçirilmeli. Soykırımla ilgili alınan karar, Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimiyle yakından ilgili. Aynı karar Mayıs 2011'de de gündeme gelmişti ama reddedilmişti. Aradan geçen sürede ne değişti de Ocak 2012'de aynı kararı kabul ettiler? Oy kaygısının önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum bu karar alınırken. Çünkü Fransa'da oy kullanabilecek 200-300 bin Ermeni nüfus var" dedi.

'TÜRKİYE'NİN ROLÜ ETKİLEMİŞ OLABİLİR'

Dünyadaki soykırımların, sorumlusu olan kişilerin adlarıyla anıldığını, tüzel kimliklerin sorumlu tutulmadığını vurgulayan Doç. Dr. Harun Arıkan, sözde Ermeni soykırımının ise ısrarla 'Türk ve Osmanlı' adıyla yakınlaştırılmak istendiğini ifade etti. "Yahudilere karşı Almanya'da yapılan soykırım, 'Alman' değil 'Hitler soykırımı' olarak anılıyor" diyen Doç. Dr. Arıkan, şöyle konuştu:

"Fransa, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine de soğuk bakıyor. Oysa biz AB'yi ortak değerler topluluğu olarak görüyorduk. Düşünce ve ifade özgürlüğü kısıtlanırsa, toplumun gelişi engellenir. Fransa'nın aldığı karar, ilerisi çok düşünülerek alınan bir karar değil. Türkiye'nin Kuzey Afrika, Afrika ve Ortadoğu'da üstlendiği etkin rol belki Fransa'nın bu kararı almasına da etki etmiş olabilir. Bundan sonra bu karara karşı, belki 60 senatörün imzasıyla söz konusu yasa onaylandıktan sonra Fransa Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptırılabilir. Böyle bir çaba var. Buna destek olunmalı. Fransız vatandaşları kişisel olarak yasanın ifade özgürlüğüne engel olduğu ve anayasaya aykırılık teşkil ettiği için hukuki girişimde de bulunabilir. Ama Fransa'ya karşı alınacak kararlarda uluslararası hukukun bağlayıcı hükümleri gözden uzak tutulmamalı. AB'nin değer yargılarıyla bu soruna karşı çözüm üretilmeli. Türkiye'nin dış politikadaki etkinliği Fransa'ya karşı kullanılmalı."



YB(OA/CK)