Hepimiz Doğan Özgüden’iz başlıklı bir açıklamda, Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır ve partisi SP'de (Sosyalist Parti) "Erdoğan'ın terminolojisinden pek de farklı olmayan beyanlar" için kınandı.

Eski Devlet Bakanı Emir Kır için " Çünkü o Türkiye'de tutuklanan ve risk altında bulunan onlarca parlamenter, gazeteci ve akademisyene hiçbir empati göstermezken burada sergilenen suç fiillerini sınırsız bir anlayışla karşılıyor, hatta onları meşrulaştırıyordu." denildi.

TÜRK YÖNETİMİ ONU 'BİR HAİN' OLARAK DAMGALIYOR

Açıklamadaki "Şimdi Avrupa'nın kalbinde, neredeyse Türkiye'deymiş gibi bir rahatlık içinde, sürgündeki bir aydına karşı Türk toplumunu kışkırtmaya yönelik Türkçe yayınlar yapılabilmekte. Onu özel hedef haline getirmelerinde Türk kimliğinden dolayı “kendilerinden birinin ihanetine uğrama” duygusunun da rolü var. Türk yönetimi onu “bir hain” olarak damgalıyor." sözleri dikkat çekti.

İşte o açıklama:

Türkiye'de gitgide daha otoriter olan rejime karşı dikkat çekmek için 17 Kasım 2016 perşembe günü binlerce kişi Brüksel'de biraraya geldi. Göstericiler Kürt, Türk, Ermeni, Asuri, Alevi ve başka birçok gruptan oluşuyordu. 

Belçikalı ve enternasyonal politik ve sivil gruplar da dayanışmalarını göstermek için gelmişti. Göstericiler Avrupalı kurumlardan Türkiye'deki insan hakları ihlallerini mahkum etmelerini ve özgürlükler ile demokratik kriterlere saygılı olması için Türk rejimini zorlamasını talep ettiler.

Aynı perşembe akşamı Türk bayrakları sallayan yirmi araba dolusu kişi Saint Josse Ten Noode'daki Brüksel Kürt Enstitüsü lokalinin önüne geldiler. Camları kırıp binayı ateşe vermeye çalıştılar. Yangın çıkartmak için attıkları Molotov kokleylleri sokağın içine düştü. Fanatik Türk saldırganlar “Kürtlere ölüm!” gibi sloganlar haykırdılar.

Bu saldırı ilk değildi.

İsyan ettirici durum karşısında çeşitli kimliklerden diaspora kurumları ortak bir bildiri yayınladılar. Bu bildiride Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır'ın Erdoğan'ın terminolojisinden pek de farklı olmayan beyanları kınandı, çünkü o Türkiye'de tutuklanan ve risk altında bulunan onlarca parlamenter, gazeteci ve akademisyene hiçbir empati göstermezken burada sergilenen suç fiillerini sınırsız bir anlayışla karşılıyor, hatta onları meşrulaştırıyordu. Onun partisi PS'in konuyla ilgili tutumu da bildiride eleştirildi. 

Daha sonra bir kısım Türk medyası Emir Kır'ı savunma adına tehdit dolu yeni yayınlar yaptılar. Onlardan biri “Belçika’da her vesile ile terör örgütleri ve ayrılıkçıların yanında yer alanlar, Brüksel Saint-Josse Belediyesi sınırları içinde faaliyet gösteriyorlar!” diyerek Saint-Josse'daki faşist saldırıyı savunduğu gibi, “Türkiye karşıtı derneklerin başında, yani ağa babaları İnfo-Turk kurucusu, eski solcu tüfeklerden Doğan Özgüden geliyor...” şeklinde özel bir hedef belirlemeyi de ihmal etmedi. (Yeni Haber, 29 Kasım 2016).

Doğan Özgüden'e yönelik bu linç kampanyası da ilk değil

Daha önce aynı çevreler tarafından iki defa benzer yayın yapılmış ve “Bu adamı iyi tanıyın!” gibi ifadelerle Belçika'daki Türkler arasında ona karşı özel bir kin körüklenmişti. Bu tip yayınlar muhtemel saldırı ve provokasyonlara elverişli bir zemin yaratıyor. 

Türkiye'deki gelişmeleri izleyenler, basın yoluyla yürütülen böylesi linç kampanyalarının nasıl sonuçlar verdiğini iyi bilirler. Ermeni gazeteci Hrant Dink'in katli ve bu cinayeti hazırlayan atmosferin nasıl yaratıldığı bariz bir örnektir.

Türk faşistleri Doğan Özgüden'e kin güdüyor. Bu kin, onun ve eşi İnci Tugsavul'un gençlik yıllarından beri yürüttükleri aralıksız mücadeleden kaynaklanıyor. Şimdi Türkiye'de iktidar olan İslamcı faşistlerin 1960'lı yıllarda “anti-komünizm” kampanyaları ile dönemin sol muhalefetine karşı nasıl azgın saldırılar yaptıkları biliniyor. Bunların o zamanki hedefleri arasında da sosyalist gazeteci Doğan Özgüden, İnci Tugsavul ve yönettikleri Ant Dergisi vardı. 1971 askeri darbesiyle artan baskı ve tehdit karşısında ülkelerini terketmeye ve gelip Belçika'da sürgün hayatı yaşamaya mecbur kaldılar. O zamandan beri demokrasi ve özgürlük için mücadelelerini dışarda sürdürüyorlar.

Şimdi Avrupa'nın kalbinde, neredeyse Türkiye'deymiş gibi bir rahatlık içinde, sürgündeki bir aydına karşı Türk toplumunu kışkırtmaya yönelik Türkçe yayınlar yapılabilmekte. Onu özel hedef haline getirmelerinde Türk kimliğinden dolayı “kendilerinden birinin ihanetine uğrama” duygusunun da rolü var. Türk yönetimi onu “bir hain” olarak damgalıyor.

Bu tehditkârlık karşısında bir kez daha Belçika siyasilerini ve ilgili makamlarını tavır almaya davet ediyoruz.

Bizler önceki saldırılar gibi bu örtülü tehdit mesajlarını da şiddetle kınıyor ve hedef gösterilen Doğan Özgüden'in yalnız olmadığını bir kez daha vurguluyoruz!
  • Belçika Demokrat Ermeniler Derneği
  • Güneş Atölyeleri
  • Mezopotamya Halk Kültür Merkezi
  • Belçika Ermeniler Komitesi
  • Ermeni Davasını Savunma Komitesi (CDCA) - Belçika
  • Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATIK)- Belçika
  • Halkların Demokratik Kongresi - Belçika  (HDK-B)
  • Belçika Alevi Birlikleri Federasyonu
  • Adalet ve Demokrasi İçin Avrupa Ermeni Federasyonu (FEAJD)
  • FRA Dachnaktsoutioun - Belçika
  • Belçika Asuri Enstitüsü
  • Brüksel Kürd Enstitüsü
  • Halkevi - Brüksel
  • Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)
İlk destekleyen şahsiyetler ve kuruluşlar

Josy Dubié, sénateur  honoraire; Carla Goffi, Mouvement Chrétien pour la Paix; Marcel Leurin, inspecteur honoraire de l’enseignement, chargé de mission pour l’interculturel; Anne Morelli, Professeure de l'U.L.B; Simone Susskind, membre du Parlement régional de Bruxelles; Sam Touzani; Progress Lawyers network; Selma Benkhelifa, avocate; Ismail Dogan, caricaturiste; Rudi Barnet, ancien expert pour le secteur audiovisuel du Ministère de la Communauté Wallonie-Bruxelles, ancien directeur du Festival International de Cinéma de San Sebastien; Silvana Panciera,PhD en sociologie et "Femme d'Europe pour la Belgique" en 1995; Hilda Tchoboian; Mazyar Khoojinian; Pierre Yves Lambert; Olivier Decroly, ULB; Silvana Pavone; Nusret Özgül;  Laurent Leylekian; Centre Avec; Ouardia Derriche; Jean-Pierre Dupont; Etienne Keymolen; Niko Buiten; Hugo Vreven; Ludo De Brabander, woordvoerder vrede vzw Ludo; Bert Buyse