Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanan Ekrem İmamoğlu, Kartal’daki dünkü açıklamasında medyayı eleştirmişti.

Ekrem İmamoğlu, şunları söylemişti:

“Bazı iş insanları var. Onların patronluk yaptıkları kanallarda sesimin kısılmasını, babaları adına, bu ülke için çalışmış insanlar adına üzüntüyle izliyorum. Şahenk ailesine ait NTV'yi, Demirören ailesine ait CNN Türk'ü, Ciner ailesine ait Habertürk'ü uyarıyorum. Ailelerinin bu ülkeye yaptıkları katkılara saygı duyduğum için uyarıyorum. Bu mesele İmamoğlu meselesi değildir, bu mesele memleket meselesi… Rakibim adına 10 kişi konuşuyor. Hepsine söz hakkı veriyorlar. Ya kardeşim, benim de cevaplarım var. Bana yer vermiyorlar.”

“İMAMOĞLU, SEÇİM SONRASI SÜRECİ OLDUKÇA İYİ GÖTÜRÜYOR”

Habertürk yazarı ve programcısı Fatih Altaylı, bugünkü “Sorular, sorular, sorular” başlıklı yazısı şöyle:  

AK Parti üst yönetimi, 31 Mart gecesi bir “ihanete” kurban gittiğini düşünüyor.

Rakip ihanet edemeyeceğine göre, parti içinden ihanet var demek bu.

İstanbul İl Örgütünün çalışmadığını, sandık başında uyuduğunu ya da uyutulduğunu ima ediyorlar.

Haklı olabilirler, ben bilemem.

Ama o zaman şu sorular gündeme gelir:

- 2002 yılından beri hiçbir seçimde ihanet etmemiş, uyumamış, uyutulmamış olan örgüt ne oldu da bu seçimde uyudu!

- AK Parti’nin açık ara en güçlü olduğu ilçelerde bile iddia edilen şeyler olmuş, bazı yerlerde 0 ya da 1 oy kaydı yapılmış ise bu AK Parti içindeki büyük ihanetin göstergesi değil mi? Yoksa bu baştan bilerek yapılmış bir hata mı?

- YSK aynı YSK, parti aynı parti olduğuna göre bu ihaneti yapanlar niye çok daha önemli olan referandum ve 24 Haziran seçimlerinde bu tezgahı kurmadılar?

- Madem YSK’ya tam bir güven yoktu, o zaman niye seçimden kısa süre önce mevcut YSK’nın görev süresi, hem de tüm itirazlara rağmen uzatıldı?

- AK Parti’nin kendi iç meselesi olan bu durumdan niye Ekrem İmamoğlu sorumlu olsun!

- Eğer bir partinin sandığa sahip çıkamaması seçimleri şaibeli hale getiriyorsa, CHP yıllardır sandıklara sahip çıkamadı. Tüm o seçimler şaibeli mi olacak!

Ve tabii en önemli soru: Madem İstanbul seçimi bu kadar şaibeli, o teşekkür ilanları niye?

***

Gerilime gerek yok

Ekrem İmamoğlu, seçim sonrası süreci oldukça iyi götürüyor.

Hâlâ ve her şeye rağmen sükunetini önemli ölçüde koruyor, olumlu tavrını sürdürmeye çalışıyor.

Dün bu tavıra gölge düşürme potansiyeline sahip hamle Ankara’dan geldi.

Meral Akşener’in gereksiz sert, cepheleştirici açıklaması, İmamoğlu’nun İstanbul’daki tutumuna ve duruşuna zarar verecek türden görünüyor.

Özellikle de, seçimin tekrarı söz konusu olursa.

Bir tavsiyem de Ekrem Bey’e.

Dün medyaya çattınız.

Haksızsınız diyemem.

Ama “Bunu kafaya takmayın” diyebilirim.

Türkiye’de güçlü lider olabilmek için manşetlerle değil manşetlere rağmen gelebilmek gerekiyor.

Güçsüzleştikçe manşetlere ihtiyaç duyar hale geliyorsunuz.

O yüzden medyanın tavrını dert etmeyin.

Sizin için iyi bile olabilir!