Nordhausen yorum yazısında, şöyle dedi: “Ankara, İzmir ve İstanbul’da da ‚Polis devleti’ne ait sahneler gözleniyordu. Görülmemiş bir vahşetle güvenlik güçleri maden faciasına yönelik protestoları dağıtıyor ve şehir merkezleri tam bir polis işgali altında. Bu ‘iktidar kabalığı’ diktatörlüklere uyuyor ancak, hiç bir şekilde bir 21’inci yüzyıl demokrasisine değil. Bu kriz içerisinde bir şey daha önce görülmemiş bir şekilde kendisini gösteriyor: Türkiye’de demokrasi tehlike altında.”

GÜNEY KORE BAŞBAKANI İSTİFA ETTİ, TÜRKİYE’DE VALİ BİLE YERİNDE

Erdoğan Hükümeti’nin (Soma) felaketin sonuçlarını düşünmediğine dikkat çekilen yorumda, Güney Kore’deki gemi faciası sonrasında başbakanın istifa ettiği hatırlatıldı. Erdoğan’ın Soma faciasını bir ‘iş kazası’ olarak gördüğü ve madenlerin güvenliği için gerekenlerin yapıldığını iddia ettiğini kaydeden Frank Nordhausen, hükümetin muhalefet tarafından daha önce Soma ile ilgili verilen önergeyi reddettiğine de yer verdi. Nordhausen, buna rağmen ne Enerji, ne de Çalışma Bakanı’nın istifa etmediiğini dile getirdiği yorumunda, kent valisinin dahi buna yanaşmamasını eleştirdi.

Rundschau’daki yorumda, Erdoğan’ın protestocu bir genci tokatlaması ardından, danışmanlarından birinin bir göstericiyi tekmelemesi ardından dahi ‘şapkasını alıp gitmediğinin’ altını çizdi.

“MEHMET’İN, AYŞE’NİN AVUKATI GİBİ DEĞİL, MADEN BARONU GİBİ”

Rundschau yazarı Nordhausen şöyle devam etti: “Merhametsiz ve profesyonel olmayan bu reaksiyon, Erdoğan’ın kendi siyasi tabanına olan kontağını kaybettiğini gösteriyor. Üstelik de, (Erdoğan’ın) başarısı yalnızca ekonomi ve demokrasi alanındaki başarılarına değil, halkla olan yakın bağına dayanıyor. Simit satıcılığından milyarlara hükmeden bir başbakana giden yükselişi taraftarları için yeni bir çeşit ‘Türk hayalini’ temsil ediyor. ‘Seni çok seviyoruz ama acı çekiyoruz’ diyordu Soma’daki gösterici madencilerden biri.

Ancak (Türklerin) idolü, Mehmet ve ya Ayşe’nin avukatı olarak değil, kaba bir maden baronu gibi davranıyordu. Üstelik te Erdoğan’ın etrafı  artık kendisinin aşırı güvenini sınırlayan değil, onu daha da teşvik edenlerce sarılmış durumda.

Erdoğan’ın ve gösterici döven danışmanının Soma’daki görüntülerinin kendisine yakın medya organlarınca gösterilmediğine dikkat çeken Frank Nordhausen, maden şirketinin uygulamalarının uzun vadede savunulamayacağının anlaşılması ile bu medya organlarının bu gruba yöneldiklerinin altını çizdi.

GÖZÜ DIŞARIDAKİ 2,6 MİLYON SEÇMENDE

Siyasi gözlemcilerin, Erdoğan’ın parlamentodaki yetersiz muhalefet ve medya üzerindeki kontrolü sayesinde Ağustos ayında cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle baktıklarını belirten Nordhausen, buna rağmen yüzde 5’lik oy ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı. Nordhausen, Başbabakanın bu nedenle de gözünü yurtdışında yaşayan 2,6 milyon Türkiye’li seçmene diktiği tespitinde de bulundu.

Frank Nordhausen, Tayyip Erdoğan’ın 24 Mayıs’ta Köln’de olacağını hatırlatırken, Almanya’da ‘bağımsız ve tam medya enformasyonuna sahip’ Türk seçmeninin tavrının da burada belli olacağını söyledi. Nordhausen, buna rağmen, demokratik ölçüler içerisinde ona karşı olan Türkiyeli seçmenin de eleştirilerini yapması için yegane şansın Köln olduğuna da yazısında yer verdi.ANF