„İnsanlar ile hicivi yapanlar arasında sınır görmüyorum. Bence hicvin sınırı yok. Yaşamın kendisi hiciv. Önemli onu anlayabilmek. Böhmermann olarak ben de Erdoğan'a haklı görebilirdim. Ancak hicvi yapan bir sanatçı olarak şunu söyleyebilirim ki, herşeyi doğru yaptığıma inanıyorum.
Programım gerçekleri yansıtıyor. Benim için hiciv bir gerçeklik haline gelmiştir. Erdoğan Saray'ın içinde beddua ederek yürürken Merkel hergün Almanya'da basın özgürlüğü hiç şüphesiz hala geçerli olduğunu söylemektedir. Bu konuda daha ne söyleyebilirim ki? Utanmam gerektiğini söylüyorlar. Neden utanayım ki?
Ya da kendimi gizlemeye çalışayım ki? Kamu kuruluşu olan bir televizyonda ben işimi yapıyorum ve yaptığıma inanıyorum. Aslında gecikmiş bir konu ZDF'de benim programımla kamuoyuna yansımış oldu. Bizde olmayan korkunç bir rejimle nasıl baş edilebilinir? Herşeyin pespembe alındığı „rüya gemisi“ programları ile mi sözkonusu bu rejimle baş edilebilinecek? Bu konuda açıkca ZDF bana minnetttar olmalı. Hiciv yapan sanatçı olarak benim görevim bu.“
Bild: Programınızın bu denli bir devlet meselesi olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Böhmermann: “Açıkcası program sonrası bu aşamaya gelineceğini hiç düşünmedim. Düşünsenize bir sabah kalkmışsınız. Başbakan Merkel sizin hakkınızda konuşuyor ve size kızgın. 80 milyon nüfusa sahip bir devlet kellenizi istiyor. Bu hicvi yaptığım için Başbakan ile telefonla görüşmek zorunda kalıyorsunuz. Bütün bunları yaşayacağım hiç aklımın ucuna bile gelmemişti.
Bild: Türkiye ile AB arasında yapılan mülteci pazarlığıyla sizin bu programınızın göçmenlerin hayatını tehlikeye attığınıza inanıyor musunuz?
Böhmermann: „Ben burda kendimi suçlu görmüyorum. Eğer Erdoğan insanların kaderiyle oynuyorsa – gururunun rencide edildiğini düşünüyorsa onu sorumlu tutmalı beni değil. Hemen hançerlerin çekilmediği bu tür belden aşağı komediler, hicivler de yapilabilmeli.
Bild: Bugünün reaksiyonuyla bu programı başka türlü yapar mıydınız? Yoksa aynısını mı?
Böhmermann: „Koyunu seçerdim. Keçiyi değil. Koyun s……..İnsalar, koyunlara keçilere göre daha fazla sempati duymakta.
Bild: Almanya Devlet Bakanı Altmeier'in tutumundan dolayı hayal kırıklığına uğradınız mı?
Böhmermann: “Sözünde durmadığı için hayal kırıklığına uğradım. Kendisi arayacağını, konuyla ilgileneceğini söylemişti. Her zaman bana güvenilir bir izlenimi vermişti. Güvenimi kazanmıştı. Ancak bu tür meselelerde yalnız olduğumu anladım. Birgün Altmeier'in benimle benimle pasta yiyecek ve birlikte esprilere güleceğiz.
Bild: ZDF'de programınız uzaklaştırıldı. Bunu tahmin ettiniz mi?
Böhmermann: Almanya'da neyin komik neyin komik olmayacağını hiç düşünemezdim bile.
Bild: Hapis cezası konuşulmaya başlandı. Nasıl bir duygu? Ne düşündünüz o an?
Böhmermann: Eğer cezaevine atılmak zorunda olursam, beni Erdoğan'ın hayranlarının olmadığı bir hücreye koyun. O zaman işte Altmeier'dan beni desteklemesi için bir ricada bulunurdum.
Bild: Erdoğan'dan suç duyurusundan vazgeçmesi adına ondan özür dilemek ister miydiniz?
Böhmermann: Açıkca hayır. Özür komedinin ( hicvin) sonu demektir.
Bild: Bir sonraki programınıza kimi inciteceksiniz?
Böhmermann: Genç islamcı kızlar, teröristler, din değiştirenler vs. Bu konuda sürprizler planladık. 80 genç terörist kız. Aslında çok gibi geliyor insane ama öyle değil. Eğer programımız yayınlanırsa Merkel Abu Al Baghdadi'den özür dilemek zorunda kalacak.
(*) Bild gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann'ın hayali (kendi kendine yaptığı) röportajıdır.
