Jürgen Todenhöfer, Münih'te yayınlanan Mercur.de gazetesine verdiği demecinde "IŞİD Batıyı tuzağa düşürmek istiyor.” dedi.


Almanya'da 1972-2000 yılları arasında Hrıstiyan Demokratlar'da (CDU) milletvekilliği yapan hukukçu ve yayıncı Dr. Jürgen Todenhöfer, izlenimlerini "Inside IS - 10 Tage im Islamischen Staat" (İçeriden IŞİD- IŞİD'de 10 gün) adlı kitapta yayınlamış ve IŞİD'in bir devlet gibi örgütlendiğini ifade etmişti.

Almanya'da yaşayan müslümanların yüzde 99'unun IŞİD'i reddettiğini belirten Todenhöfer, Almanya'da sayıları 9 bin civarında olan Selefilerden üçte birinin şiddet eğilimli olduğunu iddia etti.
Todenhöfer, "Suriye'de IŞİD saflarında savaşanların yüzde 70'inin yabancı kökenli olduğunu, Irak'ta ise tam tersine savaşanların yüzde 80'inin Iraklı olduğunu" ifade etti.

14 YIL ÖNCE BİRKAÇ YÜZ, ŞİMDİ İSE YÜZBİNLERCE TERÖRİST VAR

Todenhöfer, "14 yıl önce Hindukuş dağlarında birkaç yüz terörist vardı. Afganistan, Suriye ve Libya'nın bombalaması sonucu bugün yüzbinlerce uluslararası terörist var. Teröristleri biz doğurduk. Bombalarla politik sonuç alınacağına inanmak açık bir yanılgıdır. Ölenlerin yüzde 90'i sivil halktan insanlardır. Öldürülen her çocuk yerine 10 terörist geldi." dedi.

IŞİD'İN RÜYASI BATI'NIN KARA HAREKATINI BAŞLATMASI

Todenhöfer, "IŞİD'in rüyası ve dört gözle beklediğinin kara harekatı" olduğunu aktardı. "IŞİD, Paris saldırısını Amerika'yı, Fransa'yı ve İngiltere'yi provoke etmek için yaptı. IŞİD Halifeliğinde kaldığım 10 gün içinde oradaki militanlar her defasında rüyalarının Amerika, Fransa ve İngilizlere karşı savaşmak olduğunu açıkladılar. Bu tuzağa düşmemeliyiz. IŞİD Avrupa'da müslüman olanlar ile olmayanlar arasındaki çelişkiyi derinleştirmek istiyor. Hatta PEGIDA'yı bu konuda bulunmaz bir müttefik olarak değerlendiriyor." dedi.


Gazetenin, "Peki IŞİD'in şiddetine karşı alternatif olarak diplomatik çözüm işe yarar mı?" içerikli sorusuna yönelik şu cevabı verdi;

"Üç noktaya dikkat çekmek isterim. Birincisi Suriye'deki terör gruplarına giden silahlar ile Katar ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinden gelen mermi takviyesi engellenmelidir. İkincisi Avrupa'dan gelen ve Türkiye sınırı üzerinden Suriye'ye giderek IŞİD'e katılan savaşçıların gerçekten engellenmesi. Buralardaki IŞİD bölgelerine giden sınır geçişleri bilinmektedir. Ben de Rakka'ya gidince aynı güzergahı kullandım. Üçüncüsü ise, IŞİD, Suriye ve Irak'ın bölünmüş olmasından dolayı vardır. Özellikle Irak'ta Saddam'ın iktidardan düşmesinden sonra, nüfusun üçte birini oluşturan Sünniler dışlandılar. IŞİD'i engellemenin yolu burada ulusal uzlaşmayı gerçekleştirmekten geçiyor." dedi.  


İSLAM DÜNYASI 13 KASIM BENZERİ OLAYLARI ÇOK KEZ YAŞADI


Fransa ve Mali’deki saldırıları değerlendiren Todenhöfer, batı ülkelerinin tutumunun bugünki terörü yarattığını öne sürdü.

Todenhöfer,”Son 16 yıla bakın. Afgan halkı ya da Irak halkı bir kaç haftada bir 13 Kasım’ı yaşadı. Irak’ta Georg W. Bush’un yürüttüğü savaş nedeniyle 1 milyon kişi hayatını kaybetti. Bizler bunu hep unutuyoruz. Biz hep kendi acımızı görüyoruz. Ben de Fransızların acısını paylaşıyorum. Benim ailemin bir parçası da Fransız kökenli ama biz başkalarının acısını unutuyoruz. Burada olan bizim şiddetimizin bize şiddet olarak geri dönmesi. Savaş bumerang gibidir, bize terör olarak geri dönüyor. Biz bunu anlamıyoruz. Bize yönelik yapılan terör saldırıları, bizim şiddetimizin geri yansıması. Biz bununla da bombalayarak mücadele ediyoruz. Hava saldırılarında Rakka’da çocuklar öldü, bebekler öldü. Bu görüntüler Arap dünyasında gösteriliyor. Bu da yeni teröristler üretiyor. O nedenle şu anda yürütülen bombalama stratejisi tamamen yanlış ve etkisiz” ifadelerini kullandı.