Merkez Bankası Başkanı Başçı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nca (ATSO) düzenlenen 'Para Politikaları' konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Erdem Başçı, Ekim ayında sanayi üretimi eksi büyüme gösterirken, Kasım ayında oldukça yüksek artı büyüme göstermesini beklediklerini kaydetti. Yılın üçüncü çeyreğinde ekonomik büyüme verileri oldukça yavaş gelirken, dördüncü çeyreğe ait verilerin oldukça hızlı gelmesini beklediklerini kaydeden Merkez Bankası Başkanı Başçı, “2012 yılında ekonomik büyüme oldukça yavaş gerçekleşti ve gerçekleşecek, 2013 yılında büyümede bir hızlanma bekliyoruz. Dolayısıyla tıpkı Antalya'daki hava koşulları gibi ekonomide de önce yağmur, fırtına, arkadan güneşli ve güzel bir hava bizleri bekliyor" diye konuştu.

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞINDA EURO BÖLGESİ

Küresel gelişmeler ışığında dünyanın her yerinde büyüme hızlarında bir yavaşlama söz konusu olduğunu kaydeden Erdem Başçı, bu yavaşlamanın sert, ani ve akut düzeyde gerçekleşmediğini kaydetti. Kademeli yavaşlamanın hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde görüldüğünü aktaran Başçı, Consensus Forecasts'in büyüme tahminlerine göre Euro bölgesinde 2012 yılında eksi 0.5 daralma söz konusu olduğunu ve 2013 yılına ilişkin Kasım ayında yapılan son anketlerin ortalamasının sıfır olduğunu kaydetti. Aynı anket çerçevesinde Türkiye için yapılan öngörülerin bu yıl yüzde 2.9, gelecek yıl için yüzde 4 olduğunu kaydeden Başçı, “Orta Vadeli Program projeksiyonları, bu yıl için yüzde 3.2, gelecek yıl için 4 seviyesindeydi. Kasım ayı itibariyle özet olarak bu yıl yüzde 3, gelecek yıl için 4 beklenebilir diye düşünüyoruz. Fakat çok kesin, hassas, nokta tahminler yapmak mümkün değil. Gerçekleşmeleri görelim. 4'üncü çeyreğe ilişkin daha pozitif bir beklentimiz var. Gerçekleşmeler, yıllık bazda yüzde 4'ü geçerse, geçme ihtimali var, o zaman biz 3 civarında bir büyümeyi görebiliriz" diye konuştu.

Merkez Bankası Başçı, bununla bağlantılı olarak enflasyon gelişmelerinde de bir sorun olmadığını, enflasyonist eğilimin görünmediğini söyledi. Enerji fiyatları başta olmak üzere gıda ve diğer emtia fiyatlarının yüksek seviyede yatay seyrettiğini, ama bunun ciddi bir enflasyonist baskı noktasında bulunmadığını kaydeden Başçı, “Enflasyon oranları gelişmiş ülkelerde 2, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5 civarında en son verilerle mevcut" dedi. Enflasyon açısından ciddi bir tehdit görmeyen ülkelerin politika faizlerinde de istisnai derece düşük seviyede devam ettiklerini kaydeden Merkez Bankası Başçı, bu ortamda Euro bölgesindeki işsizliğin nedenini şöyle açıkladı:

“Aslında temel problem borçlanma faizlerindeki oldukça sert yükselişler. Ağustos ayında 2011 yılında, Euro bölgesi borç problemleri iyice kendini gösterdiğinde özellikle İspanya ve İtalya'nın borçlanma faizleri yüzde 6'yı bulursa sürdürülebilir seviyeden uzaklaşıyorlar ve 'Bu ülkeler borçlarını ödeyebilecek mi?' diye kaygı oluşuyor. Gerçekten de bunun çok ciddi reel yansımaları var. Kredi riskinin fiyatlanması yüksek seviyeye çıktığında hızlı bir şekilde istihdama yansıyor. Genç işsizlik hızlı bir şekilde artıyor. Firmalar yeni eleman almaktan imtina ediyor, yeni elemanlar da gençler olduğu için gençler işsiz kalıyor. Bu da ülkenin üretim potansiyeline ciddi bir darbe vuruyor. Büyümenin kaynaklarından biri sermaye, sermayenin kalitesi ise bir diğeri emek ve emeğin kalitesi. Gençleri işe almazsanız, hizmet içi eğitimde yetiştirmezsiniz, o zaman bir yerde insan kaynağının da kalitesi zayıflamış oluyor ve ülkenin büyüme potansiyeli de bundan zarar görebiliyor."

KAMU BORÇ YÜKÜ

Euro bölgesi için yaptığı değerlendirmeye paralel olarak Türkiye'de kamu borcunda durumun nispeten olumlu olduğunu kaydeden Erdem Başçı, 2012 yılının sonunda kamu borcunun gayri safi hasılaya oranının yüzde 36,5 olarak öngörüldüğünü kaydetti. 2015 yılında ise bu oranın yüzde 31'lere kadar düşmesinin öngörüldüğünü kaydeden Erdem Başçı, “Yani Türkiye'deki kamu borç yükü Avrupa ülkelerine göre son derece düşük seviyelerde hem de düşmesi bekleniyor" dedi. Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye'nin kamu borç durumunun çok iyi olmasına rağmen Asya ülkelerine oranla yüksek görüldüğünü belirten Başçı, aşırı kamu borcunun büyümeyi olumsuz etkilediğini kaydetti.

Türkiye'deki işsizlik sorununun, risk priminin yükselmesine bağlı olarak 2008 yıllarında yüzde 14 seviyesine kadar sıçradığını kaydeden Erdem Başçı, “Ancak risk priminin düşmesiyle hızla istihdam artmaya başladı, işsizlik oranları düştü" dedi. Başçı, Türkiye'deki istihdam artışları iyi dönem yakalamışken son dönemde bir azalma, yılın ilk üç çeyreğinde yavaşlama yaşandığını söyledi. Hazinenin borçlanma faizlerinin en düşük seviyelere düştüğüne dikkat çeken Başçı, bunun istihdam üzerine etkisi olacağını, istihdamın tekrar artışa geçileceğini belirterek, “2013 yılında, risk primleri bu şekilde düşük kalır ise işsizlik düşmeye devam edecektir" dedi.

TEK AYAKLI BÜYÜME

Merkez Bankası'nın para politikası konusunda Temmuz ayında destekleyici bir konuma geçtiğini belirten Erdem Başçı, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“2012 yılı Türkiye'nin ihracat kanalıyla büyüdüğü bir yıl oldu. Büyüme nispeten yavaş, yüzde 3 civarında bir büyüme olacak ve bu sadece ihracat katkısıyla gerçekleşti. Tek ayak üzerinde Türkiye büyüyor. Gelecek yıl ise dengelenme iyi bir noktaya geldiği için iç talebinin de büyümeye pozitif katkı yapmasına izin vereceğiz. Dolayısıyla gelecek sene iki ayak üzerinde büyüme olacak. Hem ihracatın katkısı olarak büyüme devam edecek, hem de iç talebin bir miktar katkısı olacak. İhracat ne kadar katkı yayarsa, biz de iç talebin o kadar katkı yapmasına izin vereceğiz. 2013 yılı için daha dengeli, daha sürdürülebilir ve daha yüksek büyüme hızı söz konusu olacak diye özetleyebiliriz."

İHRACATTA ENTERASAN GELİŞME

Cari açık dengesinde de iyileşmenin sürdüğünü belirten Merkez Bankası Başçı, ihracat tarafında 'enteresan' gelişmeler olduğunu söyledi. Türkiye'nin ana ticaret ortağı Avrupa ülkelerinin, özellikle Almanya ve İtalya'nın ithalatında yavaşlamanın söz konusu olduğunu kaydeden Başçı, 'Buna rağmen nasıl oldu da Türkiye ihracatını bu kadar artırabildi?' sorusunun Türkiye'nin avantajlı konumunu ön plana çıkardığını kaydetti. Türkiye'nin komşu ülkelerinin petrol üreten ve satan Ortadoğu bölgesi ve Rusya olduğunun altını çizen Başçı, “Bu ülkelerde petrol gelirleri hızla arttığı için, en başta da Irak'ta, bu bölgelerde ithalat artıyor" dedi. Bunun bir avantaj olmasına rağmen siyasi açıdan istikrarsız olan bu bölgede iş yapma pratikleri açısından riskler içirdiğini kaydeden Başçı, “Türkiye işadamlarının çok esnek ve cesaretli çalışmaları sonucunda bu bölgelerde çalışmayı başarıyor. Yani bu yetenek de var işadamlarımızda. Dolayısıyla zor bölgelere ihracat yapabilme yeteneği, artı bu bölgelerdeki ithalatın artması sonucunda Türkiye ithalatını arttırmaya devam ediyor" diye konuştu. Erdem Başçı, Afrika ve Ortadoğu bölgesinde Türkiye'nin pazar payı kazandığını dile getirerek, bölgeye ilişkin altın hariç ihracatın Kasım ayı verilerine göre yüzde 20 artış gerçekleştiğini kaydetti.

AŞIRI DEĞERLİ TL'YE YUMUŞAK MÜDAHALE

Merkez Bankası Başkanı Başçı, döviz kurlarında oynaklığın son derece düşük olduğunu kaydetti. Türkiye döviz kuru oynaklığı açısından, en yüksek cari açığa sahip olmasına rağmen, en düşük döviz kuru oynaklığa sahip ülke olduğunun altını çizen Başçı, bunun nedeni olarak yeni kullanmaya başladıkları mekanizmalar olduğunu kaydetti. Türk Lirası için reel efektif döviz kurunun 120 endeksinin üzerinde olmasının aşırı değerli Türk Lirası'na işaret edeceğine dikkat çeken Erdem Başçı, “Hatta bu 130'lara yaklaşırsa güçlü bir politika tepkisi gerektirir. Ne zaman 130'un üzerine geçmiş olsa arkasından kendiliğinden piyasa şartları içinde düzeltme olmuş. Biz diyoruz ki, kendiliğinden düzeltmeye ihtiyaç bırakmadan kayıtsız kalmayalım, değer kazancını yumuşatıcı tedbirler alalım diyoruz. Şu anda aşırı bir tedbir almaya gerek yok ama en son verdiğimiz sinyal burada belki ölçülü bir politika faizinde ve gecelik borçlanma faizinde şu aşamada yeterli olabilir diye düşünüyoruz" diye konuştu.

ÇEK PİYASASINA MÜDAHALE

Merkez Bankası Başçı, ödenmeyen çeklerin toplam çeklere oranında Temmuz ayı başında bir sıçrama olduğunu söyledi. Bunu gördükleri anda gecelik faizlerin 3 puan düşmesine izin verdiklerini kaydeden Erdem Başçı, “Bozulma geçici oldu, daha da kötüleşmeden yönetilebilir seviyede kaldı. Yapılması gereken en önemli adım herkesin kredi geçmişinin kendi gönül rızasıyla görülmesini sağlamaktır. Ocak ayından itibaren herhangi bir işletme, tüzel kişi, başka bir kişinin kredi geçmişini görebilecek" diye konuştu.

İYİ PAZARLIK YAPIN

2012 yılı başından itibaren, özellikle son aylarda faiz oranlarında genelde bir düşüş olduğunu belirten Başkan Başçı, tüketici kredileri içinde konut kredisinin yüzde 14 civarından yüzde 11'in altına kadar ortalama bir değere düştüğünü kaydetti. Benzer bir düşüşün taşıt ve nakit kredilerinde de yaşandığını belirten Başçı, ticari krediler içinse son birkaç aydır düşünün gözle görülür hale geldiğini söyledi. Bu seviyenin düşmeye devam edeceğini ve yeni yılın Ocak- Mart döneminde tek haneli seviyelere kadar inebileceğini tahmin ettiklerini kaydeden Merkez Bankası Başçı, “Pazarlıklarınızı yaparken iyi pazarlık edin. Bu tür bir imkandan yararlanmak gerekir" dedi.

Merkez Bankası Başçı, konuşmasının sonunda ekonomide son dönemdeki yavaşlamanın geçici olacağını, gelecek yıl Türkiye'nin çok rahat yüzde 4'lük büyümeyi sağlayacağını belirterek, “Bu küresel ortamda yüzde 4'lük büyüme ortamı son derece iyi. Dünyadaki sorunlar çözülürse 2014 yılında da Türkiye yüzde 5'lik normal trend büyümesine dönebilir. Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok da karamsar olacak durum söz konusu değil" dedi.