Adil Yiğit

Hamburg Eyaleti Eğitim Bakanı Ties Rabe tarafından Hamburg Belediye Sarayı'nda yapılan basın toplantısında, günümüze kadar özel okul statüsünde eğitim vermesiyle bilinen ve Hamburg'da 8 yerde bulunan Waldorf Okulu'nun ilk kez devlet bünyesindeki bir okulda eğitim vereceği açıklandı. 

İnterkültürel Waldorf Pedogojik Derneği'nin 2011 yılında başlattığı Wilhelmsburg'da özel bir Waldorf Okulu açma girişimi, Bakanlık tarafından önce sosyal ayrışmayı daha da derinleştir kaygısıyla reddedilir. İnisiyatif üyeleri daha sonra bakanlık tarafından tekrar görüşmeye çağrılarak devlet bünyesinde birlikte bir okul açma önerisi yapılır ve bugünlere gelinir. 21 "evet" oyuna karşılk 8 "hayır" oyu ile Wilhelmsburg'daki yeni bir eğitim projesine karar verilir.

 AYRIMCI EĞİTİM MODELİ DİYE ELEŞTİRİLİYOR 


Eleştirmenler tarafından ırkçı, ayrımcı eğitim sistemiyle elit bir tabaka yaratmayı hedeflediği iddia edilen Waldorf Okulu Modeli'ne (Waldorf Eğitim Pedagojisi) kamuoyunda geniş tepki var. İlk okul statüsünde eğitim vereceği açıklanan Waldofschule için, genellikle yoksul göçmen kitlesinin yaşadığı Wilhelmsburg semtinin seçilmesinin tesadüf olmadığı açıklanarak, konuya bilimsel açıdan yaklaşan eğitimciler ve uzmanlarca eleştirildi.

MANNHEİM ÖRNEĞİ VERİLDİ


Waldorf Okulu öğretmeni Christine Leiste Mannheim'deki Waldorf Okulu örneğini vererek, 30 'u aşkın ülke kökenli öğrencinin birlikte öğrenim gördüğünü açıkladı ve Wilhelmsburg projesinin diğer Waldorf Okul'larıyla karıştırılmamasını istedi. Diğer okullarda öğrenim görenlerin tamamına yakını Alman ve öğrenciler Rudolf Steiner öğretisine göre eğitim görüyorlar. 



İLK TEPKİ ESKİ SPD VEKİLİ VE BAKANLIK GÖREVLİSİ URSULA CABERTA'DAN GELDİ

Projeye ilk tepki içişleri senatörlüğü ve eğitim bakanlığına bağlı, gençliğin korunması projesinde (1992-2013) yöneticilk yapmış, cemaat ve tarikatlar üzerine (Scientology) çalışmalarından dolayı tanınan Ursula Caberta'dan geldi.


1986-1992 yılları arasında Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili olan Caberta, eğitim bakanı Ties Rabe'ye, Wilhelmsburg gibi müslüman ve göçmen nüfusun yoğun olduğu bir semtin Waldorf Okulu için tercih edilmesinin ne anlama geldiğini sorduktan sonra, basın huzurunda projenin iptal edilmesini isteyen bir açık mektup verdi.



Eleştirmenler arasından bir gazeteci de Waldorf Okulu Modeli'ni, Albert Schweitzer özel okuluna benzetti. Bir teolog tarafından kurulan okulda, eğitim görenlerin hemen büyük çoğunluğunun başka bölgelerden gelmesi ve elit kesimin çocuklarını dikkate almasını buna örnek olarak verdi. 

 

WALDORF OKULU NEDİR ?

65 ülkede 1200 okulu bulunan Waldorf Okulları, ilk kez 1.Dünya savaşı sonrası Almanya'sında 1919 yılında Stuttgart şehrindeki bir sigara fabrikası işvereninin teşvikiyle, "insanın antropolojik anlayışına dayanan bir okul kurmak" amacıyla, Avusturya kökenli yahudi düşmanı ve ırkçı tezleriyle tanınan Rudolf Steiner (demokrasi yerine, hiyeraşi ve otoriteyi kabul ettığını açıklayan) tarafından fabrika işçilerinin çocukları için kurulan bir eğitim sistemi. Waldorf okulları bir ruh eğitimine, etik bir bilince yönelik atmosfer oluşturmaya çalışan okullar olarak duygusal gelişimi öne çıkmaktadır. Ekolojik yaşamın özel bir yerinin olduğu önemsenmektedir.

Waldorf Eğitim Modeli'nde, başlangıç seviyesinde not verme yoktur. Her öğretmen, yıl sonunda öğrencinin detaylı bir değerlendirmesini yazar. Bir diğer önemli ayrıntı ise, bu okullarda elektronik araçlara yer verilmez. Ekolojik yaşam oldukça önemlidir. Okullar için Wilhelmsburg örneği gibi, yoksul semtler pilot bölge olarak seçilmiş olmasına rağmen, orta sınıf ve zengin zümre çocuklarına eğitim vermek çizgi haline gelmiştir.