Başkomutan olarak buna mecbur olmadığı halde Kongre sürecini işleteceğini bildirmesi, sadece bütün Washington'u değil, bir anlamda başkenti yakından izleyen diğer dünya başkentlerini de şaşırttı.


Obama "Bu askeri operasyona Kongre'den özel bir yetki almadan karar verme otoritesine sahip olduğum halde, Kongre'ye gitmenin ülkeyi daha güçlü bir hale getireceğine inanıyorum.'' dedi.


Amerika'nın önde gelen medya organlarına göre, Obama'nın en yakın danışman kadrosu da bu ani fikir değişiminden dolayı büyük bir sürpriz yaşadı.


Wall Street Journal'
ın da haber yaptığı gibi, önceki günlerde Obama yönetiminden üst düzey yetkililer verdikleri brifinglerde ve özel görüşmelerinde Beyaz Saray'ın Kongre'ye gitmeyeceğini ifade etmişlerdi.


New York Times'da yazan Mark Landler, Obama'nın tartışmalarda iki sebep öne sürdüğünü söylüyor: "Biri, İngiltere Parlamentosu'ndaki korkunç terslikten sonra yaşanan izolasyon duygusu. Ama belki de en önemlisi, eğer tek başına hareket ederse önümüzdeki üç yılda Ortadoğu'da başka bir çatışma için, örneğin İran'la bir karşılaşma için Kongre'nin onayına ihtiyaç duyduğunda altının oyulmuş olması."

Top Kongre'de


Demokrasileri Savunma Vakfı (Foundation for Defense of Democracies) düşünce kuruluşunda özellikle Lübnan ve Suriye üzerinde uzmanlığıyla tanınan Tony Badran'a göre, Obama Kongre'ye gitmekle ''Çok ihtimalli bir süreç başlattı. Sorumluluğu kendi üzerinden attı. Kongre'ye, 'Suriye artık sizin probleminiz' dedi."

Badran'a göre bir olasılık, Kongre'nin Suriye operasyonunu daha geniş çaplı bir saldırıya dönüştürmesi.


Bilindiği gibi Obama yönetimi hafta boyunca Suriye'ye yapacakları olası saldırının kapsamının dar olacağını ve kısa süreceğini üzerine basarak dünya kamuoyu ile paylaşmıştı.


Badran'a göre diğer bir ihtimal ise, Kongre'de giderek daha fazla ele alınmaya başlayan ve tartışmalara konu el Kaide'nin Suriye'de artan etkinliği konusunun 9 Eylül haftasındaki tartışmalarda da öne çıkması.


Badran, Kongre'deki Suriye tartışması el Kaide odaklı olduğu takdirde, saldırıdan ziyade, Cenevre 2 olarak adlandırılan ve Suriyeli muhaliflerle Esad yönetimi temsilcilerini bir araya getirecek diplomasi yoluna geri dönülmesinin mümkün olduğunu ifade etti.

Böyle bir diplomatik yolun başarılı olması ise Tony Badran'a göre "mucize olur."

Ankara'da hayalkırıklığı


Ankara da, başka birçok başkentler gibi Obama'nın sürpriz çıkışından dolayı şaşıracak, belki de hayalkırıklığı yaşayacak ülkelerin başında geliyor.


Ankara'daki TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde dersler veren Şaban Kardaş'a göre, Obama'nın Suriye saldırısında U dönüşü yapması ''Amerika'nın küresel liderlik rolünü ve Ortadoğu'daki angajmanlarını ne ölçüde oynayacağına karar veremediğini gösteriyor. Suriye krizinin başından beri olan da bir anlamda bu idi.''


Ankara başından beri Suriye'deki duruma erken müdahale edilmezse ilerde daha çetrefilli bir krize dönüşeceğini savunuyordu.

Washington'daki siyaset günlüğünü sayfalarına taşıyan Politico isimli gazete ise, Obama'nın kararının başkenti şaşkınlığa savurduğunu söyleyen uzun bir analize yer verdi.


Yine Kardaş'a göre Türkiye'de de bu çerçevede Amerikan küresel liderliğine dönük olan ikircikli, şüpheci tavır güçlenecek.

Kardaş "Ankara, Suriye krizinin başından beri sanki ABD daha ileri gidecek varsayımı ile pozisyon almıştı. Böyle kararsız kalması, Türkiye'nin ile ABD arasındaki güven bağını daha da sarsar gibi.'' diyor.


Sonuç ne olur?

Kongre'nin bu şartlar altında Eylül ayının 9'unda toplanması bekleniyor.


Cumartesi günkü Obama konuşmasından sonra, birçok Kongre üyesi senatör ve milletvekili, görüşlerini kamuoyu ile paylaşmaya başladılar.


Cumhuriyetçilerden John McCain ve Lindsey Graham gibi senatörler çapı daha büyük bir saldırı isterken, genç kuşaktan Rand Paul gibi senatörler ise böyle bir harekata karşı.

Washington'da şimdilik Kongre'den nasıl bir karar çıkacağını bilmek için çok erken.


Wisconsin Senatörü, Cumhuriyetçi Ron Johnson basına yaptığı açıklamada "Cevap isteyen çok soru var. Bu durumda bir Suriye operasyonu tezkeresinin geçeceğini sanmam'' dedi.

Politico'ya göre, Kongre'deki olası bir yenilgi Obama'yı bütçe, borç tavanı, göçmenlik gibi diğer iç politika konularında da ciddi bir şekilde zayıflatabilir.


Amerikan Kongresi, tarihteki en polarize olmuş zamanlarından birini yaşıyor.

Beyaz Saray ile Kongre arasındaki sürtüşme, hem Obama'nın atamalarının hem de birçok yasama önceliğinin engellere takılmasına neden oldu.


Obama ve yönetiminin önümüzdeki hafta içindeki kararlılığı, isteği ve baskısı, Kongre'den zafer mi yoksa büyük bir mağlubiyet mi alacağının ilk göstergeleri olabilir. Şimdilik, Suriye'deki iç savaştan çok Obama yönetimi Washington'da, kendi onur kavgasını düşünecek.