İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Suriye Halkının Dostları Grubu’ Dışişleri Bakanları toplantısı, Adile Sultan Sarayı'nda yapıldı. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliğinde yapılan toplantıya ABD, İngiltere, Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, İtalya, Almanya ve Fransa dışişleri bakanları ve üst düzey yetkililer ile Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) temsilcileri katıldı.

Toplantının ardından, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve SMDK Başkanı Muaz el-Hatip, ortak basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında ilk söz alan Davutoğlu, Suriye’de yaşananlara ‘artık yeter’ dediklerini belirterek, “Bu katliamların süratle durdurulması için uluslararası toplumu ve bütün tarafları ortak bir mücadele vermeye çağırıyoruz" dedi.

Suriye’de yaşanan çatışmalar ile yol açtığı ölüm ve göçlere değinen Davutoğlu, basın mensuplarına dağıtılan iki dokümana dikkat çekti. Bunlardan ilkinin Suriye Ulusal Koalisyonu'nun Suriye'nin geleceğiyle ilgili perspektifini yansıtan deklarasyon olduğunu belirten Davutoğlu, ikinci belgenin ise toplantıya katılan 11 ülkenin ortak açıklaması olduğunu ifade etti.

SMDK: DEMOKRATİK VE ÇOĞULCU BİR SURİYE AMAÇLIYORUZ

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) deklarasyonunda, Suriye Devleti’ne değil, Esad rejimine karşı mücadele verdikleri belirtilirken, “etnik, dini ve mezhepsel farklılıklara bakılmaksızın tüm Suriyeliler'in eşit olacağı demokratik ve çoğulcu bir Suriye'nin amaçlandığı” dile getirildi.

‘SAVUNMA AMAÇLI’ SİLAH İSTENDİ

Suriye’de her hangi bir gruba karşı intikam eylemlerine girişilmesine izin vermeyecekleri, kimyasal silah stoklarının emniyet ve güvenliğini teminat altına alacakları gibi vaadlerin sıralandığı deklarasyonda, ‘savunma amaçlı’ silah talebinde bulunuldu. Deklarasyonda, "Bu silahların, tahsis edildikleri amaç doğrultusunda kullanılacaklarını ve yanlış ellere geçmeyeceklerini garanti edeceğiz. Bu silahlar ve askeri teçhizatlar, devrimin sonuçlandırılmasıyla birlikte ilgili kurumlara iade edilecektir" dendi.

"Devrim, Suriyeliler tarafından yönetilmektedir ve Suriye halkı kendi geleceğini bizzat tayin edecektir" denilen deklarasyonda yapılacak olan silah yardımlarının Suriye Yüksek Askeri Konseyi'ne (YAK) üzerinden yapılması istendi.

DAVUTOĞLU: DAHA FAZLA İSTİKRARSIZLIĞA İZİN VERMEYİZ!

Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 11 ülke adına yapılan açıklamaya da değinirken, 11 ülkenin açıklama ile ortak siyasi irade ile ‘Suriye halkının yanında olduklarını’ beyan ettiklerini belirtti. Davutoğlu, “Onlara mesajımız açıktır; bu mücadelede yalnız değiller. Biz bu mücadelede hem insani boyutuyla yani mültecileri ağırlamak suretiyle, mültecilere evlerinden, yurtlarından edilenlere yardım etmek suretiyle hem de alanda mücadeleyi verenlere doğrudan destek anlamında Suriye Ulusal Koalisyonu'na ve Suriye Askeri Konseyi'ne verdiğimiz ve vereceğimiz desteklerle Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.

Davutoğlu, SMDK deklarasyonuna da dikkat çekerek bunun takipçisi olacaklarını söyledi. Ardından Cenevre Mutabakatına dikkat çeken Davutoğlu, mutabakatta bütün ilgili ülkelerin kabul ettiği şekilde iki tarafın da kabul edeceği bir siyasi çözüm için derhal çağrıda bulunduklarını ifade etti.

“Suriye halkının kabul ettiği bir siyasi geçiş süreci hepimiz için tercihe şayandır” diyen Davutoğlu devamla “Ancak bu siyasi sürecin gecikmesi dolayısıyla ortaya çıkacak siyasi riskler sonrası 11 ülke birlikte davranmaya kararlıyız. Bu risklerin Suriye halkını daha fazla mağdur etmesine ve bölge istikrarını riske atmasına izin vermeme konusunda da bir mutabakatımız vardır” diye konuştu.

HATİP: EŞİTLİĞİN VE KANUN EGEMENLİĞİNİN OLDUĞU BİR SURİYE İSTİYORUZ

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz el-Hatip ise yaptığı konuşmada uluslararası topluma daha faza yardım çağrısında bulunarak nasıl bir Suriye hedeflediklerini şu sözlerle ifade etti:
"Eşitliğin ve kanun egemenliğinin olduğu bir Suriye istiyoruz. Bizim devrimimiz bütün Suriyeliler içindir. Herhangi bir grubun başka bir grup üzerinde baskı kurmasına müsaade etmeyeceğiz. İnsan hakları, hak kavramı ayrım yapılmaksızın bütün Suriye halkına sağlanacaktır."

El Hatip ayrıca Suriye konusunda Rusya’ya ‘olumlu tabır takınma’, İran’a ise ‘daha fazla suça gömülmeme’ çağrısında bulundu.

KERRY’DEN 123 MİLYON DOLAR EK DESTEK SÖZÜ

ABD Dışişleri Bakanı Kerry ise, muhalefetin destekçileri olarak siyasi ve barışçıl bir çözümün ilk seçenek olması gerektiğinin yanı sıra, tüm yardımların Yüksek Askeri Konsey aracılığıyla yapılmasının sağlanması hususunda anlaştıklarını belirterek, “Bu kriz artık Suriye sınırlarını aşmakta ve komşu ülkelerin istikrarını tehdit etmekte" dedi.

Kerry "Bazı insanlar bizim bu konuda kararlı olduğumuza inanmayacaklar fakat bir bu konuda gerçekten çok kararlıyız. Birinci önceliğimiz uluslararası kamu oyunun gerçekleştirdiği şey bu da öncelilkle her tarafın rızası ile bir geçiş hükümeti kurmak ve Suriye'de yeni liderini seçmek için seçim yoluna gitmek” diye konuştu.

Konuşmasının devamında muhaliflere yaptıkları yardımlara değinen Kerry, ek olarak 123 milyon dolar da yardım sözü verdi. Kerry böylece ‘ölümcül olmayan’ diye tanımladığı yardımı 2 katta çıkardıklarını belirtti. Söz konusu yeni yardımın ise panzerler, dürübünler ve gelişmiş iletişim araçlarından oluşabileceğini ifade etti.