Berlin Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) de gerçekleştirilen toplantıya basın mensupları ve konuya duyarlı bazı vatandaşlar katıldı.

NSU terör örgütünün katlettiği insanların anısına 1 dakikalık saygı duruşuyla başlayan toplantıda konuşan İlker Duyan, TBB olarak kendilerinin ve komisyondaki milletvekillerinin, cinayetlerde kurumsal bir ırkçılığın ve bağlantılarının olduğu konusunda kanılarının giderek arttığını söyledi. Binlerce dosyası olan ve yüzlerce şahidin dinlendiği davada şimdiye kadar hala kimlerin hangi suçla suçlanacağının ortaya çıkmadığını belirten Duyan, bazı kişilerin korunduğunu ya da bazı şeylerin ortaya çıkarılmak istenmediğini söyledi.

NSU cinayetleri dava sürecinde ilginç olayların da yaşandığınına değinen TBB sözcüsü Duyan "Davada bazı vahim durumlar da yaşandı. Konuyla ilgili olarak mahkemede dinlenmek istenen 5 şahit vardı. Bu kişiler ya çeşitli yerlerde öldürülmüş olarak bulundu ya da garip bir şekilde aniden hastalanarak hayatlarını kaybettikleri bildirildi. Mesela bunlardan ikisi park yerinde arabalarında yakılmış olarak bulundu. Yine bir tanesinin şeker hastalığından öldüğü duyuruldu; fakat daha sonra başka bir bilirkişi bu şahsın ölümüne fare zehrinin sebep olmuş olabileceğini söyledi. Şimdi yeni bir komisyon yeni bir adli tıp raporuna yöneldi. Burada biz işin içinde derin devletin olduğu kanaatindeyiz ki bu da protokole geçti. Çünkü deliller kayboluyor, yakılıyor, şahitler birbiri ardına ölüyor" dedi.

İlker Duyan, NSU terör örgütünün sadece davaya konu olan 10 kişinin ölümünden değil, Almanya'da farklı zamanlarda farklı yerlerde gerçekleştirilen göçmenlere yönelik 158 faili meçhul cinayetin de sorumlusu olmuş olabileceğini sözlerine ekledi.

4.11.2011 tarihinde ortaya çıkarılan NSU adlı ırkçı bir yapılanmanın 2000 - 2006 yılları arasında, sekizi Türkiye kökenli, biri Yunan ve diğeri bir Alman polis olmak üzere toplam on kişiyi öldürdüğü, ayrıca bir bombalı saldırı ve çok sayıda soygunu gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştı. Örgütün en önemli iki ismi bir karavanda ölü olarak bulunmuşken yaşayan ve halen yargılanan en önemli şahit Beate Zschaepe'de hala sessizliğini koruyor.