Reunion'lu milletvekili Ericka Bareight, bugün pek bilinmeyen ve unutulmaya yüz tutmuş bir trajedinin tanınması için Ulusal Parlamento'ya "bu geçmişin restorasyonuna katkıda bulunmak ve geçmişteki kırılmaların hafifletilmesi amacıyla" bir karar tasarısı sundu.

Fransa, 1963-1982 yıllarında azalan kırsal nüfusunu dengelemek için Hint Okyanusu'nda, Madagaskar açıklarındaki La Reunion adasındaki 1640 çocuğu zorla ailelerinden kopararak Fransa’ya getirilmesini ilk defa bir hata olarak kabul etti.

DEVLET SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEDİ

Karar tasarısı iktidardaki Sosyalist Parti ile bu partiye destek veren Komünist  Parti ve çevreci milletvekillerin girişimiyle hazırlandı. Salı günü milletvekillerinin önüne gelen tasarı, oy çokluğu ile kabul edildi.

Oylamaya katılan 139 parlamenterden 125’i tasarı lehinde, 14’ü ise aleyhinde oy kullandı. Parlamento böylece bu olayda "Devletin kendi koruması altındaki çocuklara karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini" kabul etti.

Oylama öncesinde Meclis Genel Kurulunda söz alan Denizaşırı Topraklar Bakanı Victorin Lurel, “Unutulmuş bir hata çifte hatadır, çifte acıdır. Belki o dönem yapılanda iyi niyet vardı ama acıyla sonuçlandı. Yaşanan acıyı anlamak gerekiyor” dedi.

Ericka Bareight ise "Bugün kurbanlara bir hafıza hakkını tanımamız gerekiyor, bu yapacağımızın en azıdır.  Reunion'da ve Fransa'da sayfayı daha iyi çevirebilmemiz için bu tarihi öğrenmemiz ve tanımamız gerekiyor" diye konuştu.

Sol Cephe'den Reunionlu vekil Huguette Bello,  çocukların ve ailelerinin durumuna ilişkin ağır bir tablo ortaya koyduktan sonra "Daha sonra 'Creuse Çocukları' olarak ifade edilenlerin gelişlerinden itibaren maruz kaldıkları sert şoku herkes hayal edebilir" dedi.

ÖZÜR DİLEMEDİ

Fransız bakan buna rağmen yaşananlar konusunda özür dilemedi. Bu trajediye ilişkin ne bakan Victorin Lurel ne de Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Reuinona'a ziyareti de gündem de yok.

Oylama öncesi basına açıklama yapan ana muhalefetteki Halk Hareketi Birliği (UMP) partisi sözcüleri ise metinde kullanılmamasına rağmen, konuyla ilgili tartışmalarda “tehcir” sözcüğünün telaffuz edilmiş olmasını gerekçe gösterip oylamaya katılmayacakları sinyali vermişti.

Kabul edilen ancak Fransa açısından hukuksal yaptırımı olmayan kararda, devletin kendi koruması altındaki çocuklara yönelik muamelede “manevi sorumluluğunu” kabullenmesi gerektiği belirtilip, yaşanan dramla ilgili araştırmaların derinleştirilmesi ve yayılması ve zorla göç ettirilenlerin geçmişlerini yeniden inşa edebilmeleri için her türlü olanağın seferber edilmesi isteniyor.

1959-1962 yılları arasında Başbakanlık yapmış olan ve jakoben kimliğiyle tanınan Fransız siyasetçi Michel Debre, 1963 yılında La Reunion milletvekili seçilmiş ve seçilmesiyle birlikte 1946 yılında il statüsü verilen adadan Fransa'ya doğru “zoraki” göçün temellerini atan isim olmuştu.

Ancak plan işlemedi. Fransız devletinin 1968 yılında “insanlık dayanışmasının büyük deneyimi” olarak pazarlamaya çalıştığı zoraki göç fiyaskoyla sonuçlanacaktı. Çocuklar doktor veya mühendis olmak bir yana, çoğu zaman işsizler ordusuna eklendiler, en şanslıları ise çiftçi ya da işçi olabildi.

Bazıları aylar boyu yeni evlerinden dışarı çıkamadı. Kimileri çiftliklerde bedava işgücü işlevi gördü. Köklerinden koparılırken yakınlarına “tatillerde gelecekler” vaadinde bulunulmuştu, çoğu ancak 20-25 yıl sonra, kimliklerini keşfedebildiklerinde adaya dönebildi. Topluma uyum sağlayamayan çoğunluk alkolik oldu. Sonradan çoğunun depresyona girdiği, hatta intihar ettiği ortaya çıktı.

Konu 1970’li yıllardan itibaren yavaş yavaş konuşulmaya, “tehcir” olarak nitelenmeye başlandı. Ancak toplumsal tartışmaya dönüşemedi, belki de dönüşmesine izin verilmedi. Bu zoraki göçün kurbanlarından olan ve 7 yaşında adadan ayrılmak zorunda kalan Jean-Jacques Martial 2002 yılında “zorla çocuk alıkoymak, kaçırmak ve tehcir” suçlamalarıyla Fransız mahkemeleri önünde Fransız devletinden davacı oldu.

Fakat bu ve sonrasında yapılan benzeri tüm dava başvuruları “zamanaşımı” nedeniyle geri çevrildi. Davacıların AİHM’e başvuruları da sonuç vermedi. Buna rağmen Jean-Jacques Martial’in başvurusu konunun gerçek anlamda tartışmaya açılmasını sağladı.

France 24 kanalı, bu tarihin bugün pek bilinmediğine dikkat çekerken, Express dergisi "Unutulmazı zor bir acı" tanımlamasında bulundu.  Dergiye konuşan, Creuse'de doğmuş 51 yaşındaki Valerie Andanson, "Devlet çocukluğumu çaldı" dedi.

Le Figaro, Liberation, Humanite ve Le Point gibi çok sayıda gazete ve dergi de Meclis'e gelen karar tasarısı vesilesiyle trajediye ilişkin tanıklıklara yer verdi. Humanite karar tasarısı için "gecikmiş" diyerek, yaşanan trajedi için "Bir Fransız tarihi" ifadesini kullandı.ANF