Almanya'da 8'i Türkiye kökenli 10 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasında savcılık mütalaasının okunmasına devam edildi. Federal Savcılık baş sanık Beate Zschäpe'ye eline silah almamış olsa da tüm cinayet ve bombalı saldırılara iştirak ettiği, NSU terör hücresinin eşit bir üyesi olduğu suçlamasını yöneltiyor.

Yüksek Savcı Anette Greger, Zschäpe'nin örgütün gizlenmesinde merkezi bir rol oynadığı ve silahların tedarik edilmesine katkı sağladığı iddiasını farklı örneklerle bir kez daha dile getirdi. Greger, üçlünün çok yakın bir biçimde çalıştıkları için gizlenerek saldırılar düzenleyebildiğini söyledi. Grubun yıllar boyunca çok sayıda silah, mühimmat ve patlayıcı tedarik ettiğini ifade eden Greger, üçlünün son kaldığı evde bazıları dolu olmak üzere 12 silah ve 2,5 kilogram barut ele geçirildiğini kaydetti.

'Sahte pasaport tedariğinde rol oynadı'

Savcılık mütalaasında davada yargılanan diğer sanıklardan Holger G.'nin ifadesine de atıfta bulunularak, Holger G.'nin 2001 ya da 2002 yılında üçlüye silah sağlamasında Zschäpe'nin dahlinin "önemsiz olmadığı" belirtildi. Holger G. ifadesinde silahın Zschäpe'nin gözü önünde doldurulduğunu, silahın ulaştırılmasının da bilgisi dâhilinde olduğunu itiraf etmişti. Mütalaada Zschäpe'nin silahlara şüpheyle yaklaştığı yönündeki açıklamasının kuşkulu olduğu, üçlü yeraltına geçmeden önce kendisinin bir kurusıkı tabancaya sahip olduğu ancak bu konuda sessiz kaldığı belirtildi. Ayrıca Zschäpe'nin Holger G.'nin sağladığı belgeler yardımıyla NSU grubunun ölen iki üyesinden Uwe Böhnhardt'a sahte kimlik hazırlanmasında önemli pay sahibi olduğu kaydedildi. Zschäpe'nin para yoluyla Holger G.'yi üçlü için "uyumlu" hale getirdiği ifade edildi. Mütalaaya göre Holger G. 2001 yılında Böhnhardt'ın kullanması için kendi adına düzenlenmiş bir sahte pasaport, daha sonra sahte sürücü ehliyeti ve 2011 yılında da tekrar sahte pasaport sağladı. Zschäpe'nin sahte belgeler karşılığında Holger G.'ye ödeme yaptığı ve 2011 yılında hazırlanan pasaportu almaya kendisinin gittiği ileri sürülüyor.

'Birbirlerine kod adıyla hitap ediyorlardı'

Mütalaada üçlünün gizlenmesi konusunda Zschäpe'nin arkadaşlarını "en titiz bir biçimde güvenlik altına almayı" önemsediği ve üçlünün kendi aralarında birbirlerine kod adlarıyla hitap ettikleri belirtildi. "Her üçü de koşulsuz bir güven ilişkisiyle birbirlerine bağlıydılar" diyen Yüksek Savcı Anette Greger, şahıslar arasında "çok yakın, güvenilir bir bağ olduğunu" ifade etti. Grubun ana bilgisayarının Zschäpe'nin odasında olduğu, grubun kullandığı ana cep telefonunun ve bir dizüstü bilgisayarın da Zschäpe'ye ait olduğu kaydedildi. NSU'ya ayrıca sim kart tedarik edilmesinin "bütünüyle" Zschäpe üzerinden gerçekleştiği ifade edildi.

14 yıl beraber yaşadılar

Savcılık soruşturmasına göre Beate Zschäpe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile 14 yıl birlikte yeraltında yaşadı. NSU terör hücresi 9'u ırkçı motivasyonlu olmak üzere 10 cinayet, 2 bombalı saldırı ve 15 soygundan sorumlu tutuluyor. Mundlos ve Böhnhardt'ın cesetleri 4 Kasım 2011 tarihinde yanmış bir karavanda bulunmuştu. İkilinin düzenledikleri son banka soygunundan sonra karavana geçtiği, burada polis tarafından fark edilmeleri üzerine karavanı ateşe vererek intihar ettikleri tahmin ediliyor. Beate Zschäpe'nin ikilinin ölümünden sonra Zwickau'da üçlünün son olarak birlikte kaldığı evi kundakladığı sanılıyor. Zschäpe 8 Kasım 2011 tarihinde Jena'da polise teslim olmuştu. 

Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde 6 Mayıs 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada baş sanık Zschäpe'nin yanı sıra 4 kişi teröre destek verdikleri şüphesiyle yargılanıyor. Beate Zschäpe savunmasında kendisinin NSU üyesi olmadığını, Mundlos ve Böhnhardt'tan bağımsız olduğunu, işlenen suçlarla bir ilgisi olmadığını ifade etmişti.

Federal Savcılık mütalaasının okunmasına yarın da devam edilecek. Mütalaanın okunmasının toplamda 22 saat sürmesi ve önümüzdeki hafta içinde, adli tatil başlamadan önce tamamlanması bekleniyor.(DW)