Süheyla Kaplan

James Kirchik yorumunda özetle şunlara yer verdi:

‘’Eğer bir ülke NATO üyesi ise, diğer müttefik  ülkeler tarafından dinlenmekte, gözlem altına alınmaktadır. İşte o ülke tam da Türkiye’dir.  Ankara’nın  ‘İslam Devleti’ne (İŞİD) karşı  mücadelesindeki  tereddütü kanıt değil mi? başka bir NATO ülkesi tarafından izlenmesinin...’’

Almanya da uzun yıllardan beri Amerika tarafından telefonlarının dinlenmesinden rahatsız olmadı mı? Hatta Başbakan Angela Merkel’in telefonlarının NSA tarafından dinlenmesinin ortaya çıkması Irak savaşı dışında- Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerde kriz noktasını oluşturdu.

ANKARA : ‘KESİNLİKLE KABUL EDİLEMEZ

‘’Alman Der Spiegel dergisinde bir süre önce yayınlanan haberde, Alman Dış İstihbarat Servisi’nin (BND) NATO partneri ülke Türkiye’yi 2009 yılından beri izlediği öne sürüldü. Bunun üzerine Türk Dışişleri Bakanlığı Alman Büyükelçi’yi Ankara’da yanına çağırarak, bu durumun kesinlikle kabul edilemeyeceğini bildirdi.

Bu durumda gerek CIA gerekse NSA’nın Almanya’da dinleme operasyonlarını savundum, Almanya’nın kendisini rahatlatması konusunda. Neden mi? Berlin Duvarının yıkılması, soğuk savaş sonrası sürecini hatırlayın. Ülkelerin birbilerine karşı nasıl casusluk faaliyetlerinde bulunduklarını...

Almanya bundan bir ders çıkardı. Almanya dost ülkelerin dahi birbirlerine casusluk faaliyetlerinde bulunduklarını yani dinlemelerden bir ders çıkardı. Olgunlaştı. Nasıl ki Amerika Almanya’yı dinleme konusunda haklıysa, Almanya’ da Türkiye’yi dinleme konusunda haklı.

GÜVENLİK ENDİŞESİ

Soğuk Savaş sonrası 1950’li yıllarda Türker Almanya’ya misafir işçi olarak geldi. Almanya’nın yeniden yapılanmasında katkıları oldu. Bugün üç milyondan daha fazla Türk sadece  Almanya’da değil, dünya çapında diasporayı  savunan bir güç haline gelmiştir.

Türkiye Suriye ve Irak ile jeopolitik konumu vesilesiyle bu ülkeden Türkiye’ye ve ordan yurtdışına bağlantılar Alman güvenlik birimlerini endişeye sokmuştur. Alman Güvenlik birimlerine göre 400’den daha fazla cihadist Irak ve Suriye’ye giriş-çıkış yapmıştır. Bunlardan beşi intihar eylemlerine katılmıştır. Terör örgütü PKK Türkiye’ye karşı silahlı mücadelesini sürdürmekte  ve yurtdışında olduğu gibi Almanya’da da örgütlenmektedir.

Alman Anayasayı Koruma Dairesi yetkilileri verilerine göre Almanya’da 13.000 PKK üyesi bulunmakta, yine aynı şekilde Türk sol örgütler ve aşırı milliyeti akımlar gözetlenmektedir.

İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNİN ÖNEMLİ ROLÜ

Bütün bunlardan dolayı Alman istihbaratının Türkiye’de casusluk yapmasının amacı olarak da  aslında Türk Devletinin güvenliğini güvence altına almak da gösterilebilinir. Amerika’daki İrlanda-Amerikan toplumlarını gözetleyen İRA gibi...

ERDOĞAN’IN PUTİNVARİ BASKICI YÖNETİMİ

Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın otokratik yönetim tarzı, yurtiçi ve yurtdışında islam karakterli bir devlet modeli, Gazze’de HAMAS’ın, Mısır’da Müslüman Kardeşlerin desteklenmesi... Erdoğan twitteri kapattı, politik muhalefetin önünü kapamaya çalıştı. Putinvari bir yönetim tarzıyla halk üzerinde baskı uyguladı. Türkiye cezaevine gazeteci gönderen ükelerin başında yer almakta. İslam Devleti’ne (IŞİD) mücadele konusunda oluşturulan uluslararası koalisyonda yer almak istemedi.

IŞİD’E KARŞI MÜCADELEDE TÜRKİYE’NİN KARARSIZLIĞI

Ortaçağ İslamcılarına karşı mücadele etmek amacıyla oluşturulan küresel ittifağa Türkiye yanaşmadı. Çok kısa bir süre önce Türkiye’de Irak ve Suriye’deki örgütlerden Türkiye’ye yönelebilecek saldırıların bertaraf edşlmesini öngören tezkerenin imzalandı. Ancak ne için tezkere kabul edildi? Hangi kapsamda Türkiye İŞİD’e karşı mücadele edecek? Belirsiz.

Türkiye NATO’da askeri güce sahip ikinci ülke konumunda. Türkiye’de serbest bırakılan 46 konsolosluk görevlileri sonrası yapılan açıklamalar da karışık motiflerle dolu. Koban’de kitlesel katliamları engellemek konusunda da Türkiye çaba göstermemekte. Bu nedenle Alman istihbarat servisi ( BND) neden Türkiye’yi dinlediğini FAZ’a ( Frankfurter Allgemeinen Zeitung) verdiği şu cevapta bulabiliriz: “Geçmiş yıllarda NATO üyesi dostlarımızı dinlemeyeceğiz diye bir iddiada bulunmadık”.

ERDOĞAN’IN ALMANYA’DA SEÇİM KAMPANYASI

 Erdoğan’ın Türkiye’deki seçimi yurtdışında da politik malzeme olarak kullanması Almanya’yı kızdırdı. İlk defa yurtdışında yaşayan Türklere oy kullanma hakkı verilmişti. Erdoğan bunu fırsat bilerek, yurtdışındaki seçim konuşmalarında da, ‘’Hiç kimse bizim ne konuşacağımızı belirleyemez’ şeklinde açıklama yaptı. Almanya Cumhurbaşkanı Gauck Türkye ziyaretinde Türkiye’yi demokratik gelişim, azınlık hakları ve basın özgürlüğü gibi konularda eleştirince onu ‘rahibe’ olarak nitelendirdi.  Erdoğan, sözkonusu dil, din ve kültür olunca asimilasyonu Almanya’da kabul edemeyiz şeklinde açıklma yaptı.

Bütün bu gelişmeler gözönüne alındığında, Almanların Türkiye ile olan karmaşık ilişkileri kapsamında Almanlar, Amerika’nın neden Almanya’yı dinlediğini daha iyi anlayacaklardır.