İslam dünyasında hiddetli bakışlar ABD’ne yöneltilirken, Almanya, küresel çapta beklenen bölgesel müdahale savaşlarına son hızla hazırlık yapıyor. Almanya’nın yaklaşık olarak 20 yıldan beri hummalı bir çalışma ile yürüttüğü bu hazırlık ise nedense dünya kamuoyunda pek dikkate alınmıyor.

Halbuki en geç 2011 Mayıs’ında değiştirilen »Savunma Politikaları Yönergesi« (VPR) ile Almanya’nın stratejik yönelimi daha bariz ortaya çıkmıştı. Eski cumhurbaşkanlarından Horst Köhler, Alman ordusunun »iktisadî çıkarlarımızı korumak için« dünya çapında operasyonlara katıldığını belirtmesinden sonra istifaya zorlanmıştı. Ama bugün VPR okunduğunda, Köhler’in doğruyu söylediği ortaya çıkıyor.

Federal Savunma Bakanı Thomas de Maizière’in kaleme alınmasında önemli rol oynadığı VPR’de şunlar yazılı: »Serbest ve engelsiz dünya ticareti ile deniz yolları ve doğal kaynaklara serbest ulaşım, Almanya’nın güvenlik çıkarları arasındadır. (...) Bu çıkarlar dünya çapında harekete geçecek ordu birlikleri gerekli kılmaktadır«. Alman seçmeninin önemli bir kesiminin karşı olduğu bu hedef, önümüzdeki beş yıl içerisinde Alman ordusunun »zayıflatılması« ve yüksek teknolojili silah sistemlerine kavuşturulmasıyla gerçekleştirilecek.

Öncelikle bu »zayıflama« karar altına alınan »Federal Ordu Reformu« ile gerçekleşiyor. Şu anda ülke dışında operasyona hazır bulunan asker sayısı 7 bin. Bu sayı 11 bine yükseltilecek. Buna karşın ülke içerisindeki ordu personelinin sayısı düşürülerek, ordu profesyonelleştirilecek.

Yeni çizgi, »daha az askerin ölmesi« olduğundan, silah sistemlerinin yüzlerce kilometre öteden kullanılabilmelerine dikkat ediliyor. Örneğin Alman hava kuvvetleri iki yıldan beri, NATO’nun nükleer saldırılar içinde kullanabileceği 600 Taurus roketine sahip. 2016 yılına kadar 140 Eurofighter savaş uçağı ile 40 Airbus A 400 M nakliyat uçağı alınacak. EADS silah tekeli tarafından üretilen nakliyat uçakları, iki Tiger tipi saldırı helikopteri, bir NH 90 nakliyat helikopteri, bir Puma panzeri veya 116 tam teçhizatlı asker taşıyabilecek şekilde konsipe edilmiş. Airbus A 400 M, toplam 30 ton yükle bir defada 4.500 km uçabiliyor.

2014’den itibaren »Operasyona hazır – Her zaman – Dünya çapında« sloganını program hâline getirecek olan »Hızlı Kuvvetler Tümeni« kuruluyor. Toplam 8.600 personeli olacak olan tümende gizli operasyonlarla ismini duyuran »Özel Kuvvetler Komutanlığı«, iki paraşütçü alayı, 40 NH 90 nakliyat helikopterine sahip bir alay ve 40 Tiger saldırı helikopterine sahip helikopter alayı bulunuyor.

Bu tümenin yanısıra toplam 350 Puma tipi ve 272 GTK Boxer tipi zırhlı araca sahip olan »Mekanize Tümenler« de savaşlara hazırlanıyor. Federal Hükümet ordunun »yeni tip savaşa«, yani kentlerde ve mahallelerde yürütülecek olan bölgesel müdahale savaşlarına »tam« hazırlanabilmesi için Saksonya-Anhalt eyaletindeki Altmark’da 6 kilometrekarelik ve 500 binalık bir kent inşa ediyor. Tam teşekküllü ve İslam dünyasının özelliklerini taşıyan bu kent, 2017 yılında tamamlanmış olacak.

Kentin tamamlanmasından sonra, kıyafeti, teçhizatı, silahları, optik cihazları ve komünikasyon araçları tamamiyle yüksek teknolojiyle donatılmış piyadeler burada kentve mahalle savaşları provasını yapacaklar. NATO radar uydu sistem SAR Lupe ile Global Hawk adı verilen İHA’larının da destekleyeceği piyadeler, merkezî komuta sisteminden gelecek olan bilgilerle komuta edilecek ve merkezî bir bilgisayar ağının parçası olacaklar. Almanya bunun için 2016’da tamamlanması beklenen NATO »Alliance Ground Surveillance« projesine katılıyor ve masrafların üçte birini üstleniyor.

Deniz kuvvetleri ise, denizde 24 ay boyunca operasyon yapabilecek, iki saldırı helikopteri ve kara operasyonlarına uygun indirme-bindirme bölümleriyle 150 metrelik F 125 firkateynlerine kavuşuyor. Ayrıca »multifonksiyonel« saldırı gemisi MKS 180’lerin de inşasına başlandı ve gemiler 2020’den itibaren orduya teslim edilecek. Dünya denizlerinin yarısını dipten hiç çıkmadan dolaşabilen U 212 tipi deniz altılarını ise saymaya gerek yok.

Kısacası Almanya, önümüzdeki 5 yıl içerisinde yüksek teknolojili ordu hedefine ulaşmış olacak. Böylesi silah sistemlerini hazırlayan bir ülkenin ne denli savaş maceralarına kalkışacağı ve silah tekelleri ile silahlanmayı ne denli hızlandırılacağı tahmin edilebilir. Tüm bunlar, dünya çapında bizi kötü günlerin beklediğini gösteren işaretlerdir.

22 Eylül 2012