Yücel, "Soylu sadece Erdoğan’ın tasmalı köpeği değil, aynı zamanda yeni müttefiklerinin de temsilcisi. Soylu, ideolojik olarak yakın durduğu resmi müttefikleri aşırı sağcı MHP’nin yanı sıra eskiden 'derin devlet' denilen, gayri resmi müttefikleri olan devlet aygıtındaki milliyetçi güçlerin de temsilcisidir" yorumunu yaptı.

Deniz Yücel'in Die Welt'teki yazısı şöyle:

Türk hükümeti Cuma akşamı ilan ettiği sokağa çıkma yasağıyla halkın panik halde alışveriş yapması ve marketlerde sıkış sıkış durmalarına -muhtemelen koronavirüsün böylece daha çok yayılmasına- sebep oldu. Halbuki 31 ilde getirilen 48 saatlik sokağa çıkma yasağı salgının yayılmaması için getirilmişti.

Pazar akşamı, sokağa çıkma yasağının bitişine çok az kala İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, attığı bir tweet ile şaşırttı: Soylu, çıkan kaosun sorumluluğunu üzerine alarak istifa ettiğini açıkladı. Yaklaşık üç saat sonra, bu kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisinden yapılan açıklama ile istifa talebinin reddedildiği belirtildi.

Türk kamuoyu hala geri çekilme ve daha sonra bu geri çekilmeden de geri çekilen Soylu’nun durumuna ilişkin türlü fikirler kuruyor. Ne de olsa Süleyman Soylu, Ekonomi Bakanı ve Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın yanında hükümette yer alan en önemli isim. Albayrak ve Soylu, taht yarışında rekabet ediyor. Erdoğan, Refah Partisi veya AKP’nin kuruluşundaki eski yoldaşlarının güçlerini elinden alıp, kısmen partiden ayrılmalar yaşanırken, Erdoğan’ı eleştiren Soylu bir anda Erdoğan’ın potansiyel halefi oldu.

‘Paçalarından yolsuzluk akıyor’

50 yaşındaki Süleyman Soylu, Milli Görüş hareketinden değil, 80’li ve 90’lı yıllarda bir kaç kez hükümetin başına geçen Doğru Yol Partisi’nden (DYP) geliyor. 2002 Meclis seçimlerinden sora merkez sağ partisi DYP’nin çöküşünden sonra eski emniyet genel müdürü ve daha sonra içişleri bakanlığı yapan Mehmet Ağar, partinin başına geçti. “Derin devletin” bilinen temsilcilerden Mehmet Ağar, Türk tarihinin en şüpheli şahıslardan biri.

Soylu, kendisinin koruyucusu oldu ve 2008’de Demokrat Parti’nin genel başkanı seçildi. Soylu o dönem, Erdoğan hükümeti için “Paçalarından yolsuzluk akıyor” demişti. Bir yıl sonra partisinden geri çekilen Soylu’yu, Erdoğan 2012’de AKP’ye aldı. 2015’te Çalışma Bakanı olan Soylu, Temmuz 2016’da İçişleri Bakanı oldu.

Soylu o zamandan itibaren “şahin” olarak nam saldı. Hem Kürtlere karşı hem de sosyaldemokratların yönettiği belediyelere karşı Soylu daima savaş retoriği ile en öndeydi. Aynı zamanda deprem bölgesine yardım dağıtarak, kendisine kolları sıvamış “yapan” imajı da verdi.

‘Yeni müttefiklerin de temsilcisi’

Soylu sadece Erdoğan’ın tasmalı köpeği değil; aynı zamanda yeni yeni müttefiklerinin de temsilcisi; Soylu, ideolojik olarak yakın durduğu resmi müttefikleri aşırı sağcı parti MHP’nin yanı sıra eskiden “derin devlet” denilen, gayri resmi müttefikleri olan devlet aygıtındaki milliyetçi güçlerin de temsilcisidir. Soylu, AKP içerisinden aşırı milliyetçiler, geleneksel, muhafazakâr-dinciler  arasında daha popüler. Parti içi rakibi olan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak ise bu cenah içerisinde Soylu kadar popüler değil.

Son olarak, Erdoğan’ın korona krizinden etkilenenler için bir bağış kampanyası ilan etmesinden hemen sonra, Soylu bir kararname ile İstanbul ve Ankara’nın sosyal demokrat belediye başkanlarının kurdukları bağış kampanyası için açılan hesaplarını bloke ettirdi. Hafta sonu süren sokağa çıkma yasağı sırasında İstanbul’daki polis ve belediye yetkililerinin halka ekmek dağıtmasını da engelledi.

‘Her krizde olduğu gibi kayıp’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, giderek artan enfeksiyon vaka sayıları karşısında sokağa çıkma yasağından yana olan muhalefet ile hemfikir. Ancak Koca, son kararın Erdoğan’da olduğunu belirtti.

Erdoğan ise her krizde olduğu gibi ortadan kayboldu. Ekonomik endişelerden dolayı sokağa çıkma yasağını reddeden Erdoğan’ın bu tutumunun karşısında Cuma akşamı şaşırtıcı bir karar geldi: Ne belediye yönetimleri ne muhalefet ne de sağlık bakanının haberdar olduğu bir sokağa çıkma yasağı getirildi.

Anadolu Ajansı, halkı önlemler karşısında aydınlatmaması ve sessizliklerini korumaları için açıklamada bulunmamalarına ilişkin siyasetçileri eleştiren bir haber yayınladı.

‘Kürekle kar temizliyorduk, çığ düştü’

Hükümetin güvenilirliğinin eksikliği ve şeffaflığın olmaması, tıp uzmanlarını dehşete uğrattı. Panik halde alışveriş için marketlere akın eden halka ilişkin bir doktor, “Günlerdir kürekle kar temizliyorduk, çığ düştü” dedi.

Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Cuma akşamı Soylu, yasağın Erdoğan’ın talimatıyla kararlaştırıldığını belirtti. Zaten aksi düşünülemezdi.

Muhtemelen ayrıntıları içişleri bakanlığına bıraktı; o da tutarlı bir adım atmak yerine, daha çok bir polis mantalitesiyle yaklaştı. Cumartesi bir açıklama daha yapan Soylu, fırınların açık kalacağını belirtti. Ancak ekmek almaya gitmenin yasak olup olmadığına dair bir bilgi vermedi.

‘Öyle ya da böyle kazanan Soylu’

AKP saflarından, özellikle Albayrak’ın ağabeyi tarafından yönetilen Sabah medya grubunundan da eleştiri geldi. Hürriyet gazetesine konuşan Soylu, sokağa çıkma yasağı getirerek hata yaptığını itiraf etti. “Eleştirileri kabul ediyorum” diye özeleştiri veren Soylu, AKP siyasetçilerinden alışılmadık bir tavır sergiledi.

Soylu’nun geri çekilme kararından sonra sosyal medyada görevine devam etmesi için duyurular yapıldı. Halk balkonlarda ve yasağa rağmen sokaklarda protesto etti. MHP Başkanı Devlet Bahçeli de Soylu’nun bu kararının karşısında durdu.

Kimileri sokağa çıkma yasağından kimseyi sorumlu tutmasınlar diye geri çekilme kararının fiyasko olduğunu ve Erdoğan tarafından kurgulandığını düşünüyor. Bir diğer rivayet ise Soylu, Albayrak ve krizde ortadan kaybolan cumhurbaşkanı ile girdiği rekabeti riske attı ancak kazanan yine o oldu.

Öyle ya da böyle kazanan Soylu oldu. Başarısızlıkla sonuçlanan sokağa çıkma yasağı unutuldu, halktan büyük destek alan Soylu’nun vazgeçilmez olduğu bir kez daha doğrulandı. Pazartesi günü ise Soylu, “Halkım ve başkanım bana hatalarımı telafi etme ve sorumluluğumu artırmam için bir şans daha verdi” dedi. Bu, demokrasi ve halkın hakları için bir tehdittir." (Kaynak: Yeni Özgür Politika / Dîlan Karacadağ)