Manisa Ahmetli'de ölen dört genç, bir yığın kriminal senaryo ve toplu intihar...

Bu toplu intiharlar son yıllarda ülkemizde çokca yaygınlaşmaya başladı.

Altını çizerek söylüyorum bunun adı toplumsal buhrandır.

Bu kara elbiseli, kara sakallıların ve kara kara dizi filmlerin yarattığı buhrandır.

Öldürülen kadınlar, parçalanıp atılan canlar, geleceksiz çocuklar, umudunu yitirmiş bir gençlik.

Bilim bir kenara atılmış, bilime ve eğitime sahip çıkan gençler ise dövülmeye başlanmış, kolları kırılıyor, terörist ilan ediliyorlar.

Ve Tarikat, ırkçılık ve askerlik üçgeninde cinnet geçirenler.

Tarihe not düşmek için yazıyorum; Uyuşturucu, dolandırıcılık, seks üçgeninde yozlaşan yaşamlar var ve bu durum AKP, MHP ve yolunu kaybetmiş muhalefet üçgeninde, her sabah yeniden başlayan sonsuz bir döngüye dönüşmüş durumda.

Sonrasında bu döngünün dışına çıkamayan milyonların politik buhranı ve 'Yeni Anayasa' yalanına atlayan saftirik liberaller.

Öyle ama 'Yeni Anayasa' hazırlığı yapan hükümet, bildiğin şeriat Anayasa'sı yapacağını bangır bangır söylüyor zaten.

Büyük halk ozanı Musa Eroğlu'nun da dediği gibi; 'Yolun sonu görünüyor.'

Bilemiyorum...

Bu son, iktidarın sonu mu, yoksa toplum olarak bizlerin mi sonu olacak.

Tartışma buradan başlamalı.