Yeni yıla kendine 'islamcı' diyen, yaptıklarını, 'din adına' ve haykırışlarında, 'tekbir' ağızlarında salyalarla bir katliam gerçeğiyle girdik.

TV kanalları ve yorumcular 'derin' analistlerini aktarırken, insanın aklına ilk gelen bu basma kalıp lafları neden tekrarlıyorlar. Tekrarlanan bu anlamsız sözlerin yaşanılan bu vahşete katliamlara, canice işlenen cinayetlere faydası nedir? Bunların önemli bir bölümü, yaşanılan vahşetin, katliamların, 'islam adına' yapıldığını, yapanların fanatik İslamcı çeteler olduğunu gizleyebilmek için ellerinden geleni yapmaktan çekinmeyenlerdir.

Katliamı yapanların aleni olmasına rağmen, IŞİD vb. çeteleri çağrıştıran sloganları, ağzındaki salyalarla haykırarak, 'tekbir' getirmesine rağmen, bu çetelerin, 'islamcı olduklarını' gizlemek için, IŞİD yerine DEAŞ ismini kullanmaları, katliamcı çetelerin çehrelerinin açığa çıkmasını engellemeye hizmet etmektedir. Bu 'analistler' kendinden menkul 'derin' analistlerini yaparken, vicdanlarını rahat hissediyorlar mı?

Devlet aklının en çok ileri sürdüğü argümanlardan; ''yabancı istihbarat kurumları, emperyalist devletler, sermaye çevreleri, bizim büyümememizi istemiyorlar, tekerimize çomak sokmak istiyorlar. Büyük millet, büyük din, büyük bayrak vb.'' tekerlemelerinin bir anlamının kalmadığını anlamayanlardır.

Eyvallah, 'kabul edelim ki' emperyalist sermaye çevreleri yaşamımıza müdahale ettiklerini kabul edelim (!) G. Antep'te, Hatay da, Adıyaman da, İstanbul'un Fatih vb. semtlerinde, 'cihat' haykırışlarında bulunan ve 'şeriat devleti' kuracaklarını aleni ilan eden, yürüyüşler yapan, ellerinde satırlarıyla sağa-sola saldıran caniler orta yerde dururken, 'yabancı devlet ve istihbarat örgütleri' söylemlerinin inandırıcılığı olabilir mi?

Devlet, 'büyükleri' yine hamaset dolu açıklamalarını, arka- arkaya sıralayarak, vakanın vahametini, 'anlatmaya' çalışacaklar ve çalışıyorlar. Peki, sonuç ne? Evlere ve vaka yerine asılan bayraklar, 'vatan bölünmez, şehitler ölmez' söylemleri, 'büyük millet' 'büyük vatan' 'büyük ordu' 'zafer yaratan polis' benzeri hamaset gösterilerine ağırlık veren açıklamalar ortalıkta bolca dolaşacaktı.

Peki, bu açıklamalar, 'büyük' hamaset içeren sözler, Reina saldırısında hayatını kaybeden, 39 can, masum insan, yaşamdan koparılmış ve evlerine, ocaklarına ateş düşmüş, anaların, babaların, kızların, kardeşlerin, çocuklarının ciğerinin yanmasını engelliyor mu? Hayır...... Bir o kadar insanımız, 65 yaralı yaşam mücadelesi vermektedir. Peki, yapılan sadece kınamak ve lanetlemek yeterli midir? Önlemeye yönelik atılan adımlar var mı? İnandırıcı adımların atıldığını söylemek, insanın kendi aklıyla alay etmek anlamına gelmektedir.

Unutmayalım, devlet aklının açıklamalarında yılbaşı kutlamalarının nasıl yer aldığına dikkat çekmede yarar var. Bu tarz açıklamaların, çeteler ve toplumun azda olsa bir kesimi tarafından nasıl algılandığı önemsenmelidir.

AKP devletini temsil eden birçok figürun, yılbaşı kutlamalarına ilişkin açıklamaları, kendileri gibi inanmayan ve düşünmeyenlerin hayat tarzlarına, 'müdahale' olarak algılandığı gerçeğini yadsıyabilir miyiz? Bu tarz açıklamaları nereye koyacağız? AKP devleti, Saray aklının kutuplaştırıcı açıklamaları, toplumda yarattığı kamplaştırıcı, 'dindar ve kindar gençlik yetiştirme' anlayışı, yabana atılabilir mi?

Devlet dinini temsilen, diyanet işleri başkanlığının açıklamaları, 'yabana' atılabilir mi? Diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez'in yılbaşı kutlamaları için; ''değerlerimizle örtüşmeyen, insan hayatına katkısı olmayan gayr-i meşru tutum ve davranışlar sergilemek'' açıklamasının toplumda karşılığı ve algılanması nedir? Peki, diyanetin ve başkanının bu katliam karşısında yeni bir, 'kınama' açıklaması yapması inandırıcı olabilir mi?

Toplumsal yaşamımıza, İslami yaşam tarzını, İslami, 'kutlamaları' dayatmak değil midir? Bu gerçekleri görmezden gelirsek, İstanbul Reina'da yaşanan katliamları anlamakta ve anlatmakta zorlanırız. İstanbul Ortaköy de, Reina gece kulübünde yeni yıl kutlamalarında yaşamını kaybeden tüm canlarımızı saygıyla anıyoruz.

Katliamcı, tecavüzcü çeteleri, bu çetelere destek sunanları şiddetle kınıyorum!

Yaşamını kaybedenlerin ailelerine, dostlarına başsağlığı ve sabır diliyor, yaralanan canlarımıza acil şifalar diliyorum!

 01.01.2017