Sevgili okuyucularım, sosyal medya takipçilerim, uzun bir süredir yazılarımı sizlerle paylaşamadım. Nedenini bu yazımın sonunda bulacaksınız.

Yeni bir sürece doğru, ağır aksak adımlarla ilerliyoruz. Ülkemiz Türkiye sancılı ama bir O’ kadarda,  meşe-katli bir yol ayrımında süratle ilerliyor. Türkiye-Anadolu coğrafyasında yaşayan çeşitli milliyet ve inançlardan halklarımız AKP-MHP faşizminin kıskacında baskın seçim sürecine sürüklenmiştir.

Siyasal İslamcı ve yandaşları ırkçı, kafatasçı faşist güruhun amacı bu seçim sürecinde halkları, Türkiye toplumsal güçlerini hazırlıksız, ‘yakalayarak’ deyim yerindeyse, hazırlıksız ‘avlamak’ istediler.

Kendi kurdukları ve inşa ettikleri, son 16 yıllık süreçte rüşvetçi, talancı, yolsuzluk üzerine kurulmuş olan düzenlerinin devamlılığını sağlamak ve kartopu gibi yuvarlanarak büyüyen servetlerine, servet katmak, karlarını katlamak için her türden hile ve riyakârlığa başvurarak oturdukları iktidar koltuklarını korumak istiyorlar.

Siyasal İslamcı ve ırkçı-kafatasçı faşist sermaye çevrelerinin halka sunacakları hiçbir şey bulunmamaktadır. Tabii, zam, hayat pahalılığı, işkence, hapis, gözaltı, yoksulluk, açlık, eğitimsizlik ve ahlaksızlıktan başka bir şeyleri kalmadı.

24 Haziran 2018 pazar günü seçimler yapılacak. Bu seçimlerde, genel parlamento seçimleriyle birlikte, ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ olarak ifade edilen, ucube bir başkan da seçilecek. Aslında bu seçimler oylanmak istenen, AKP-MHP ve BBP ortaklığına dayanan, İslamcı-ırkçı, kafatasçı faşist diktatörlüğe devam mı? Yoksa burjuva anlamda da, olsa bir demokrasiye giden yolun kapısını yeniden aralamak mı? Olacaktır.

Türkiye halkları ve toplumsal güçleri bu seçimlerde, ‘karar verme’ aşamasında olacaktır. Türkiye halkları ve toplumsal güçleri bu seçim sürecinde 3’lü bir kampa ayrılarak seçim girdabına sokulmuştur.

1.Kamp, AKP-MHP ve BBP oluşan, İslamcı-ırkçı, kafatasçı faşist diktatörlüğün devamını sağlamak için oluşturuldu. Adını, ‘cumhur ittifakı’ koydular.

2.Kamp hâkim sınıfların, 1. Kamptakilere karşı oluşturdukları, sosyal demokrat ve adı Sivas madımak katliamına karışmış ve adı 1990 yılların faili meçhul katliamlarla anılanların yer aldığı deyim yerindeyse, sosyal demokratlarla, gerici güçlerin ittifakı. Adını, ‘millet ittifakı koydular’ bu ittifak CHP, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, SP Sadet Partisi, DP Demokrat Parti’den oluşmaktadır.

3.Kamp, Başta Kürt ulusal güçleri olmak üzere farklı ezilen ulusları, Aleviler ve farklı inançları, sosyalistlerin, solcuların devrimci-demokrasi güçlerinin oluşturdukları, HDP Halkların Demokratik Partisinin önderliğinde, gerçek demokrasi bloğudur.

HDP önderliğinde demokrasi seçim bloğu, seçimlerde anahtar blok durumundadır. HDP bloğu hâkim sınıfların zoraki oluşturdukları engelleme barajını aşmak durumundadır.

Aksi durum, AKP-MHP faşist kampına seçimlerin bir anlamda, ‘altın tepside’ sunulması anlamına gelecektir.

Yapılacak bir tek yol bulunmaktadır. HDP in barajı aşması için, gereken özeni göstererek çaba harcamak, esaslı bir yöntem olacaktır.

24 Haziran Pazar günü oylarımızı demokrasi bloğu HDP’i onaylamak için kullanalım.

Gelelim neden uzun süredir yazılarımı sizlerle paylaşmadığıma. Bazen en yakınınızdaki insanları yaklaşımları, toplumsal güçlerin davranışları, içinden geçtiğiniz sürecin objektif koşulları yazı yazmayı, paylaşmayı önemli derce de etkiler. Yazarı, protesto olarak yorumlanacak bir tavra sürükleyebilir. Beni anlayacağınızı umut ederim.

Yeniden fırsat buldukça yazmaya devam edeceğim.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere

30 Mayıs 2018