İşçilerin örgütlü olduğu Genel Maden İşçileri Sendikası'nın iş cinayetleri ve taşeron çalıştırmaya karşı düzenlediği "Emeğe Saygı" mitingi öncesinde işçiler, geçtiğimiz ay 8 işçinin hayatını kaybettiği Kozlu Maden Ocağı önünde toplandı. İşçiler Maden Şehitleri Anıtı önünde yaptıkları saygı duruşunun ardından yürüyüşe geçti. Eylemde sık sık, "Ankara Ankara duy sesimizi, bu gelen madencinin ayak sesleri", "Madencinin feneri sönmeyecek" "İşçi düşmanı taşeron AKP" sloganlarını attı. İşçilere, KESK, DİSK ve TÜRK-İş'e bağlı sendikaların yanı sıra HDK, CHP, ÖDP, TKP, Halkevleri, Emek Gençliği ve İP de destek verdi.

Yürüyüşe Star Madencilik İşçileri, Bursa'dan gelen Türkiye Maden Şehitleri Aileleri ve madenci aileleri de katıldı. Devrek'ten gelen işçilerle birleşecek olan kitle, şehir merkezine doğru yürüyüşe geçti. 25 bin işçi, alana sığmadı. İşçiler alanda sık sık "İşçi, memur elele, genel greve", "İstikamet Ankara" sloganlarını attı.

Genel Maden-İş Genel Başkanı Eyüp Alabaş, mitingde yaptığı konuşmada, 8 işçinin öldüğü maden kazasının iş cinayeti olduğunun altını çizdi, "İş cinayeti diyoruz. Çünkü biz, daha 2004 yılında, 'Yeraltında taşeron olmaz' demiştik. 2005 yılında eylem yaptık. TTK’nın işçi açıklarının giderilmesini ve bu işlerin de eskiden olduğu gibi TTK tarafından yapılmasını istedik. İşçi almadılar. Taşeron şirketin madenlere girmesini engelledik. Ama devlet çalışmalarını sağladı. Sonra 17 Mayıs 2010 faciasını yaşadık. Bu kez de eylem yaparak uyardık. Taşeron işçilerinin Kuruma devredilmesini istedik. Ama ilgililer devam ettirdiler. Taşeron şirketin yeterli iş güvenliği önlemlerini almadığı raporlara yansımasına rağmen devam edildi ve 7 Ocak 2013’ü yaşadık" dedi.

Son 10 yılda taşeron işçi sayısı 4 kat artarak 1.5 milyonu geçtiğine dikkat çeken Alabaş, şöyle konuştu: "Taşeron demek, 12-14 saat çalışmak demek. Mesai kavramı yok, maaş düzeni yok, iş güvencesi yok, kıdem tazminatı yok, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yok, can güvenliği yok, sigorta primleri düzensiz, sendika yok, toplu sözleşme yok. Daha da önemlisi gelecek güvencesi yok. Yani tam bir vahşi düzen var. Tıpkı, 200 yıl öncesinin vahşi kapitalizmini yaşatıyorlar. Köle düzenini kurmaya çalışıyorlar."

"Biz buna sessiz kalacak mıyız" diye işçilere soran Alabaş, "Hayır" yanıtını aldıktan sonra, bu kez, "Gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanacak mıyız?" diye sordu. İşçiler hep bir ağızdan "Evet" yanıtını verdi.

"Taşeron düzeni bir bataklıktır ve ıslah edilmesi mümkün değildir" diye konuşan Alabaş, son olarak şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, taşeron olmayacak. Yeni bir dünyanın kapısı emekle açılacaktır. Herşey Emeğe Saygı ile başlayacak. İnsanca çalışıp, insanca yaşayacağımız bir düzen kurulacak. Taşeron uygulamalarına son verilecek. Eğer Hükümet, bu uyarıyı dikkate almazsa; Hava-İş direnişiyle başlayan, Şişecam işçilerinin kazanımıyla devam eden, Yatağan maden ve enerji işçilerinin başarısıyla taçlanan bu süreç, her yer Zonguldak’a dönüşerek devam edecektir. Ve işçiler, emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanmaktan çekinmeyecektir."

Emeğe Saygı Mitingi konuşmaların ardından sona erdi.