Dilek Dündar, gazeteci eşi Can Dündar hakkında açılan davalar gerekçe gösterilerek pasaportuna el konulması nedeniyle tüm yasal yolları denemesine rağmen sonuç alamayınca, farklı yollardan 14 Haziran’da Almanya’ya gittiğini duyurdu.

Dilek Dündar, yurt dışına gidişini “Annelik hakkımı kullandım ve aileme kavuştum” ifadesiyle açıklarken Türkiye’den çıkışına dair detayları Der Spiegel’e anlattı.

Can Dündar’la birlikte Maximillian Popp’un sorularını yanıtlayan Dilek Dündar, ilk buluşmalarını anlatırken, “Bir film gibiydi. Can bana doğru koştu, ben de ona doğru koştum ve uzun süre birbirimize sarıldık” diyor.

Can Dündar, buluşma yerlerine ilişkin aynı yolu seçebilecek diğerlerini tehlikeye atmak istemedikleri için detay vermek istemiyor.

Can Dündar, üç yıl boyunca her gün yasal yollardan tüm imkânları zorladıklarını ancak sonunda “yasa dışı yolun tek seçenek olarak karşılarına çıktığını” belirtiyor.

Pasaportunu almak için yaptığı son başvurusundan da sonuç çıkmayınca “Birden bire zamanım tükeniyormuş gibi hissettim” diyen Dilek Dündar, “Üç yıldan fazla bir süredir Londra'da yaşayan oğlumu görmemiştim. Bu yüzden ülkemi yasa dışı olarak terk etmeye karar verdim” ifadesini kullanıyor.

Der Spiegel muhabirinin, “Eşinizin planlarını biliyor muydunuz?” sorusunu cevaplayan Can Dündar, “Her şey dinlendiğinden beri telefonda konuşamıyorduk. Bu yüzden eski iletişim yöntemlerini kullanmaya başladık. Birbirimize söylemek istediklerimizi ileten haberciler vardı. Ama biz asla ‘seyahat’ kelimesini kullanmadık. Kod kelimeleri kullandık” diyor.

Tam üç yıldır, hakkımda hiçbir soruşturma olmadığı halde, hukuksuz olarak pasaportum elimden alındı, yurtdışına çıkışım engellendi. Tüm yasal yolları denedim, sonuç alamadım. Anayasa Mahkemesi, iki yıldır dosyamı ele almadı. 

Dilek Dündar ise kimseye bu planından bahsetmemiş. Ankara'da yaşayan, çok yaşlı olan ailesine dahi elveda edemeden gittiğini söylüyor.

Dündar, Türkiye’den çıkarken yanına bir çanta, üç elbise ve bir saç fırçası aldığını dile getiriyor. 

Dündar, herkese birkaç günlüğüne arkadaşlarını ziyaret edeceğimi söylediğini kaydediyor ve ekliyor:“Sonra bir tekneye bindim. Şaşırtıcı olan şey, bu yolculuklarda kaç kişinin öldüğünü bilmeme rağmen, tamamen duygularımdan arınmış bir şekilde hareket etmem.” 

Dilek Dündar, “Ben Türkiye'deyken, Can da özgür değildi. Her zaman ne yazdığını ve görüşmelerde ne söylediğini düşünmek zorunda kalıyordu, çünkü bu bana karşı yeni baskılara yol açabiliyordu” derken, “Artık Erdoğan'ın elinde olmak istemedim” ifadesini kullanıyor.

https://www.spiegel.de/international/europe/interview-with-exiled-turkish-journalist-can-duendar-and-his-wife-a-1276755.html