Ankara’da 1 Şubat günü ABD Büyükelçiliği’ne yönelik düzenlenen intihar eyleminde, eylemci ile bir güvenlik görevlisi hayatını kaybederken, NTV eski muhabiri Didem Tuncay yalandı.  

Amerikan Büyükelçisi Francis Ricciardone, gazetecinin kendisiyle bir bardak çay içmek için büyükelçilikte bulunduğunu söyledi. Merkezi Paris’te bulunan RSF Genel Müdürü Christophe Deloire,  Didem Tuncay’a acil şifa, ölen güvenlik görevlisinin ailesine de başsağlığı dileğinde bulundu. 

Deloire, “Polis servislerinin hızlı eylemini selamlıyor ve sabırsızlıkla soruşturmanın nihai sonuçlarını bekliyoruz. Ancak bununla birlikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu iğrenç suçu kullanarak ‘terörizmle’ suçlanan onlarca medya çalışanının hapsedilmesini gerekçelendirme teşebbüsü karşısında son derece şoke olduk.  Anti-terörist mücadele şüphesiz gerekli ve meşru bir mücadeledir. Ama, kurbanlar arasında bir gazeteci olmasına rağmen, bu fırsattan yararlanarak, suiistimalleri gerekçelendirmek hoş görülemez bir sinizmdir” dedi.

Erdoğan saldırının ardından son dönemde DHKP-C'ye yönelik olduğu iddiasıyla düzenlenen operasyonları hatırlatarak, “Şu anda içerideki basın mensuplarının ciddi bir kısmı, Adalet Bakanım da bunu defaetle söyledi, DHKP-C'lidir. PKK'lı da bir kısım var. Bunlar içinde mahkum olanlar var, hükümlü olan var, tutuklu olan var. Bugünkü canlı bombanın cebinden basın kartı çıksa onun için de basın mensubuydu diyecekler. Basın mensubu bu hale düştü diyecekler. Bunu sahiplenecekler” demişti.

RSF, “Eğer Türkiye üzücü bir şekilde bugün gazeteciler açısından dünyanın en büyük cezaevi ise, bu terörizme karşı gerekli mücadelenin kamu özgürlüklerine saygı çerçevesinde yapılmadığındandır” diye kaydetti.

Diğer vatandaşlar gibi onlarca gazetecinin de yargılanmadan aylar, hatta yıllarca cezaevlerinde çürütüldüğünü hatırlatan RSF, “Türkiye’nin terörist musibetine karşı mücadele için şamar oğlanına ihtiyacı yok.  Etkili ve hukuk devletine saygı çerçevesinde hareket eden güvenlik güçlerine ihtiyacı var. Giriştiği terörle mücadele yasama reformunun, uygulama alanını daha iyi belirlemek ve keyfi yorumları sınırlandırmak amacıyla, sonuna kadar götüren yetkililere ihtiyacı var”  dedi. 

RSF’nin yıllık raporunda Türkiye, “çoğulcu ve canlı medya manzarasına sahip olmasına rağmen” 2013 basın özgürlüğü sıralamasında 179 ülke arasından 154. sırada yer aldı. Türkiye geçen yıla göre altı basamak birden geriledi.