İstanbul Nükleer Karşıtı Platform üyeleri, Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santralinde yaşanan nükleer felaketin 2. yıldönümünde hayatını kaybedenleri anmak  ve Mersin'de yapılması düşünülen nükleer santrali protesto etmek için Galata Köprüsü'nde eylem yaptı.

EL ELE TUTUŞARAK İNSAN ZİNCİRİ OLUŞTURDULAR

Ellerindeki "Yaşasın Hayat " yazılı dövizlerle köprüye gelen  "Nükleere Hayır, Yaşasın Hayat " sloganları atan,  "Nükleere Hayır" yazılı uzun bir bez afişi taşıyan platform üyeleri, Karaköy'den Eminönü'ne yürüdü. Yürüyüşün ardından platform üyeleri elele tutuşarak köprü üzerinde insan zinciri oluşturdular.

" MARMARA DENİZİNDE BALIK TUTULMAYACAK, DENİZE GİRİLMEYECEK "

Nükleer Karşıtı Platform adına basın açıklamasını yapan Özgür Gürbüz, şunları söyledi:

" Japonya'nın Fukuşima Nükleer santralinde dünyanın en büyük ikinci büyük nükleer santral kazası yaşandı. 160 binden fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen, bugün bile toprakta, havada, suda radyasyona rastlanıyor. Santralde çalışan 300'ten fazla kişi yüksek seviyede radyasyona maruz kaldı. Bunların 6'sının durumu kritik. Bölgedeki kelebeklerde görülen mutasyon ileriki yıllarda taşanacak sağlık sorunlarına örnek teşkil ediyor. Fukuşima eyaletinde açıklanan sağlık taramasının sonuçlarına göre 95 bin çocuğun yüzde 44'ünde tiroid anormallikleri görüldü. Radyasyonun etkisinin 4 ya da 5 yıl sonra daha fazla görüleceği söyleniyor. İleride Fukuşima'nın sağlığa olan etkilerini hepimiz göreceğiz.

 Mersin'de yapılacak nükleer santralden çıkacak nükleer atıkların Rusya'ya gönderileceği söyleniyor. Eğer bu gerçekleşirse İstanbul Boğazından geçecek gemilerde nükleer atıklar taşınmaya başlanacak. Petrol ve doğalgazla yeterinde tehlike altında olan boğazlar bir de nükleer atık riskilyle karşı karşıya kalacak. Bu köprüde balık avlayan balıkçılar radyasyonlu balık avlayacaklar. Marmara denizinde balık tutulmayacak ve denize girilmeyecek."

"NÜKLEER ENERJİ MACERASINDAN VAZGEÇİLSİN "

Platform üyesi Fidan Üredi ise, " Fukuşima'dan sonra Almanya İsviçre İtalya gibi birçok ülke nükleer enerjiden vazgeçti. Türkiye'de ise, ' Davulun sesi uzaktan hoş gelir ' misali Adalet ve Kalkınma Partisi bu ölümcül elektrik üretim biçiminde ısrar ediyor. Hükümetin nükleer tehlikeyi hiç ciddiye almadığı ortada. Nükleer karşıtı platform olarak kendilerini bir kez daha uyarıyoruz. Elektrik üretiminde doğaya zarar vermeyen enerji kaynaklarına öncelik verilmesini ve enerjinin verimli kullanılmasını istiyoruz. Türkiye'de binlerce insanın ölümüne yol açacak ekosistemde onarılmaz hasarlara neden olacak, başta turizm olmak üzere Türkiye ekonomisine darbe vuracak nükler enerji macerasından bir an önce vazgeçilsin diyoruz" şeklinde konuştu.

RADYOAKTİF ATIK YÖNETMELİĞİ

Öte yandan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) "Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, nükleer enerjinin ve iyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarının kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek radyoaktif atıkların; çalışanlar, toplum ve çevre ile gelecek nesillere zarar vermeyecek şekilde güvenli olarak yönetilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Yönetmelikte, nükleer enerjinin ve iyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarının kullanımı sırasında ortaya çıkan radyoaktif atıkların yönetiminin sağlanması, maliyetin karşılanması da dahil olmak üzere, faaliyeti yürüten kişinin sorumluluğu altında olacak. Radyoaktif atıkların çalışanlar, toplum ve çevreye olan etkilerinin izin verilen düzeylerden fazla olmaması ve gelecek nesiller üzerinde gereksiz yük oluşturmaması için ise gerekli önlemler alınacak. Radyoaktif atıkların oluşumunun hacim ve aktivite olarak mümkün ve makul olan en düşük seviyede tutulması için yetkilendirilen kişi tarafından gereken tüm önlemler alınacak. Radyoaktif atıkların yönetiminde farklı ve birbiri ile etkileşimli adımlar arasındaki ilişkiler dikkate alınacak. Atıkların özelliklerinin belirlenmesi, işlenmesi ve taşınması gibi herhangi bir adım için planlama yapılırken, diğer atık yönetim adımlarının çalışanlar, toplum ve çevreye etkileri imkan dahilinde göz önünde bulundurulacak.

RADYOAKTİF AKTIKLAR

Yönetmelikte, radyoaktif atım yönetim adımları; "radyoaktif atık özelliklerinin belirlenmesi, radyoaktif atıkların sınıflandırılması, serbestleştirme ve muafiyet, çok kısa ömürlü radyoaktif atıklar, çok düşük seviyeli radyoaktif atıklar, düşük ve orta seviyeli radyoaktif atıklar, yüksek seviyeli radyoaktif atıklar, işleme, taşıma, depolama ve bertaraf" olarak belirtildi. Buna göre, TAEK tarafından radyoaktif atık olarak kabul edilen kullanılmış nükleer atıklar, yeniden işleme sonucunda ortaya çıkan ve fisyon ürünleri ve aktinitleri içerebilecek atıklar ve bunların aktivitelerine yakın seviyelerde aktiviteye sahip diğer radyoaktif atıklar yüksek seviyeli radyoaktif atık olarak sınıflandırıldı. Yüksek seviyeli radyoaktif atıklar yalnızla derin bertaraf tesislerinde bertaraf edilebilecek. Radyoaktif atık tesislerinin sahaları ve saha üzerindeki tesise ilişkin faaliyetler, sahaya ilişkin olarak alınan ilk yetkilendirmeden itibaren TAEK'ten sahanın düzenleyici kontrolden çıkarılma onayı alınana kadar TAEK'in düzenleyici kontrolü altında bulunacak. Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği bugünden itibaren 6 ay içinde, mevcut radyoaktif atık tesislerinin yönelik hükümlerine uygunluğu yetkilendirilen kişi veya başvuru sahibi tarafından değerlendirilerek tam uyumu sağlayacak bir eylem planı oluşturulacak ve TAEK'e sunulacak. Plan, Kurum tarafından onaylandıktan sonra uygulanacak.