İsveç'te insanlar neden uzun yaşıyor başlıklı yazının ilgili bölümü:

İSVEÇ’İN KARNESİ ÇOK İYİ!

Meşruti monarşi ile yönetiliyor, yani kral var ama haddini bilmek zorunda. Halkın yaşamına karışacak en ufak açıklama bile yapmaz, yapamaz. Saab, VolvoEricsson, Aga, H&M, Ikea, Daf, Scania, Electrolux gibi daha bir sürü dünya markasının çıktığı yer. Eğer rakamları konuşturmak gerekirse yani ülkenin karnesini; 52 bin dolarla kişi başına düşen milli gelir açısından dünya 7’incisi, demokrasi endeksinde dünya 4’üncüsü, Uzun, sağlıklı, kaliteli ve refah içinde yaşamak, eğitimli ve öğretimli olmak anlamına gelen insani gelişmişlik sıralamasında İsveç yine ön sıralarda ve dünya 4’üncüsü. Anlayacağınız, bizi kıskanmıyorlar!

Ülkemizin durumunu gösterir karnesini İsveç’in yanına koymadım ki; moral bozucu olmasın diye. Özetle söylemek gerekirse durumumuz; halen ülkemizi yöneten iktidar iradesi nedeniyle felaket durumda. Hangi demokrasiden, insani gelişmişlikten, refahtan ve insan haklarından bahsedilebilir ki! Daha yeni açıklanan “Hukukun Üstünlüğü” sıralamasında 113 ülke arasında 101’inciyiz. Yani ülkemizde hukuk ve adalet yok! Gerisini varın, siz tahmin edin!

İSVEÇ’TE İNSANLAR ÖLMÜYOR!

İsveç’in çok ciddi bir sorunu var; burada insanlar kolay kolay ölmüyor ve çok yaşıyor! Kırkından sonra azanı teneşir paklamıyor. 75 yaşının üstünde insanlar hala öğrenmeye ve başka nitelikler kazanmaya çalışıyor, kar kayağı yapıyor, eşiyle veya karşı cinsten bir arkadaşı ile birlikte İspanya’da veya Uzak Doğu’da tatile gidiyor. Kazalar da pek olmuyor. Erkeklerin ortalama ömrü 81, kadınların ise 85. Çünkü burada toplum ölümün bir kader değil, zaman içinde yeterli kaynak seferber edildiğinde çözülmekte olan teknik bir problem olduğunu biliyor. Burada insanların gelecek korkusu yok. İnsanların sosyal güvenceleri çok yüksek! Eğitim ve sağlık devletin işi!

BİZİMKİLER SADECE MAAŞA ÇALIŞMAZ!

İsveç’te nüfusun yüzde 87’si Hristiyan ve Martin Luther felsefesini esas alan Lutheran mezhebinden. Nüfusun geriye kalanı ise; KatolikOrtodoksMüslümanMusevi ve Budistİsveçliler için; “Dünyanın dinle en az ilgilenen insanları” denilebilir. Ayrıca; kindar da değiller! Doğum, ölüm ve evlenme törenleri dışında, halk kiliselere de pek gitmiyor. İsveç’te din, dünyevi yaşamın referansı değil. Dinin burada siyaseten hiç değeri yok. İsveç’te dini kullanarak siyaset yapan değil oy almak, siyaseten biter!

Siyasetçiler, başbakan dahil bakanlar burada sıradan insanlar gibiler. Makam arabaları, debdebeli bir yaşamı ve koruma orduları yok. Kimse koltuklarına yapışmıyor ve belli bir süre sonra; “Benim bir ailem ve özel yaşantım var” diyerek ayrılıyor. İsveç’teki milletvekillerinin, bakanların ve belediye başkanlarının maaşlarından başka gelirleri yok. Yani ihalelerden komisyon almak, iş takibi yapmak, hırsızlık ve yolsuzluk burada imkânsız! Halbuki, bizim siyasetçilerimizin ezici bir çoğunluğu sadece maaşa çalışmaz!

UCUBELİĞE MÜSAADE EDİLMEZ

İsveç’te başbakanı, bakanları hatta kralı ve kraliçeyi yolda, alışverişte kanal kenarında koşarken görmek ve rastlamak çok olağan! Değil yüzlercesi, görünürde bir korumaları bile yok! Burada siyasetçilerin en önemli özelliği; mütevazı olmaları ve halktan biri gibi yaşamaları!

Başkent Stockholm’ün içinde değil gökdelen, yüksek bir bina bile bulamazsınız. Tarihi binaları gölgede bırakacak, inanmasalar dahi kültürlerinin bir parçası olan kiliselerin ve katedrallerin uzaktan bile görünümünü bozacak ucubeliğe burada asla müsaade edilmez.

KUZEYİN VENEDİK’İ

Baltık Denizi kıyısında yer alan başkent Stockholm; yaklaşık 24 bin ada ve adacıktan oluşan bir takımada üzerinde kurulmuş olup, kanalları ve köprüleri ile adeta “Kuzeyin Venedik’i” gibi. İsveçliler, ağır doğa koşullarının egemen olduğu ülkelerini insan eliyle, cennet haline getirmişler. İmkân bulabilirseniz, mutlaka görmelisiniz. Bizim ülkemiz ise doğal olarak cennet ama niteliksiz ve bilim egemen kafalı olmayan siyasetçilerimizin eliyle, her geçen gün daha fazla cehennem haline geliyor.(Kaynak: Odatv / Türker Ertürk)