MLKP kurucularından Garbis Altınoğlu geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu yaşamını yitirdi.

Altınoğlu’nun ölüm haberinin ardından Twitter hesabından paylaşım yapan eski CHP milletvekili Hüseyin Aygün, “Garbis Altunoğlu öldü. Genç kuşaklar bilmez onu; o bir devrimciydi; 1978 Maraş Katliamında direnişin simgesi. Adı unutulmayacak, kuşaktan kuşağa anlatılacak” ifadelerini kullandı.

GARBİS ALTINOĞLU KİMDİR

1946’da Amasya’da doğdu. 1960’lı yıllarda sol düşünceyle tanıştı. Proleter Devrimci Aydınlık grubundan ayrılarak İbrahim Kaypakkaya ile birlikte TKP-ML, ardından MLKP örgütünün kurucuları arasında yer aldı. 12 Eylül döneminde çok ağır işkencelere uğradı.

Garbis Altınoğlu'nun ani ölümüyle ilgili Avrupa Sürgünler Meclisi'nin açıklamasına yer veriyoruz.

Sürgünde bir yürek daha sustu ! Garbis Altınoğlu’nu kaybettik !

12 Mart ve 12 Eylül faşist yönetimlerine karşı yiğitçe mücadele veren devrimci kardeşlerimizden Garbis Altınoğlu’nun sürgünde, Belçika’nın Antwerpen kentinde yaşama veda ettiğini büyük üzüntüyle öğrendik.

Ailesinin, dostlarının, yoldaşlarının ve Ermeni ulusunun acılarını yürekten paylaşıyoruz.

1946’da Amasya’da doğmuş olan Altınoğlu 60’lı yıllarda Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitim görmüş, gençlik yıllarında İbrahim Kaypakkaya önderliğinde kurulan TKP (ML) ’de başladığı sosyalizm mücadelesini sürdürürken 12 Eylül askeri darbesinde tutuklanarak ağır işkenceye maruz kalmıştı.

Altınoğlu için bu dönemde açılan davanın iddianamesinde “Her nasılsa Türkiye’de doğmuş, Türk tabiiyetinde olan, kolejlerde cemaat adına okuyan, Boğaziçi üniversitesinde tahsil gören, hasılı devlet ve milletin bahşettiği en büyük nimetleri nefsinde yaşayan bu Ermeni oğlu Ermeni…” denilmişti.

1 Eylül 2010’da NTV’de yayınlanan bir söyleşisinde Altınoğlu, “Pek çok devrimcinin gördüğü işkenceleri, bir parça fazlasıyla ben de gördüm; Ermeni kökenli bir komünist olmam nedeniyle bu konuda da ayrıcalıklıydım” demişti.

Sinop Cezaevi’nde 1987 ve 1988 arasında, 7 ay boyunca yeraltındaki bir hücrede tek başına tutulduğunu anlatan Altınoğlu, şunları söylemişti:

“Ölmemeyi nasıl başardığımı ben de merak ediyorum. Yakalandığım sırada (31 Aralık 1981) meydana gelen boğuşmada polisin elinde patlayan tabancadan çıkan mermi beni öldürebilirdi. Bunu ‘sadece’ sağ gözümü yitirmek suretiyle atlattım. 2 Şubat 1984’de sevk edildiğimiz Antep E-Tipi Cezaevi girişinde tek tip elbise giymediğim için vahşice dövüldüm. Ardından ağır bir rahatsızlık geçirdim ve uzun süre bir şey yiyemedim. 2 Mart’ta helikopterle Çukurova Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılmasaydım, belki de ölebilirdim.”

Gabris Altınoğlu, “Ortadoğu/Seçme Yazılar”, “Hikmet Kıvılcımlı’nın Saptamaları Işığında Osmanlı ve Türkiye Tarihine Bakışlar”, “Filistin-israil-dosyası”, “Polemikler 1-2-3” dahil olmak üzere çok sayıda kitap, broşür ve makale yazmıştı.