Üç yılın sonunda açılabilen ceza davası

 

Adalet Arayan İşçi Aileleri adına basın açıklamasını ikinci Van depreminde Bayram Otel’de hayatını kaybeden gazeteci Cem Emir’in kardeşi Sinem Emir okudu. Yapılan açıklamada Erkan Keleş’in 20 günlük bebeğini ardında bırakarak bir tatil günü hayatını kaybettiği anlatıldı. Mevcut bilirkişi raporuna rağmen 3 yılın sonunda ancak ceza davasının açılabildiği, davanın “olası kast ve bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek”ten açıldığı ve davada BEDAŞ ve taşeron şirket ALKAMA yetkililerinin yargılanmakta olduğu aktarıldı. Açıklamadan sonra duruşmaya geçildi.

 

Duruşmadan notlar: Sorumluluğun kendisinde olmadığını belirten sanık ifadeleri dikkat çekti

 

Duruşmada sanık olarak ifade veren BEDAŞ Gaziosmanpaşa-Arnavutköy İşletme Başmüdürlüğü’nde elektrik teknisyeni olarak çalışan uzaktan akımı keserek tamirat sonrasında hatta elektriği yeniden vermekle görevli Özkan Gündoğdu yanlış trafodan elektriği kesmesinde sorumluluğu olmadığını belirtti; çalıştığı şirketi sorumlu olarak gösterdi.

 

Teknisyen Gündoğdu’nun sunduğu gerekçeler arasında direğin hangi taraftan elektrik aldığının bilgisinin bilgisayar sistemine geçilmediği, bu konuda bir değişiklik yapılmışsa kayıt defterine işlenmediği ve böylece durumdan haberi olmadığı yer almakta. Ayrıca Gündoğdu ifadesinde çalıştığı BEDAŞ Başmüdürlüğü’nde bu konuda en yetkili kişinin Başmühendislik pozisyonunda yer alan teknisyen Ali Sönmez olduğunu işaret etti. Yine sanıklar arasında yer alan görevli mühendisler şantiye şefi Nusret Muhammet Çorum ve işletme mühendisi Gürkan Saraç yetki konusunda Ali Sönmez’i işaret etti. Ancak Ali Sönmez, sanıkların da ifadelerinde belirttikleri üzere, bu pozisyonda bir elektrik-elektronik mühendisinin yer alması yasal olarak zorunlu iken, 2003 yılından bu yana yönetici olarak çalışan lise mezunu bir teknisyen. Sönmez’in EKAT Belgesi’nin (Elektrik Kuvvetli Akım Tesislerinde Yüksek Gerilim Altında Çalışma İzin Belgesi) Keleş’in ölümünden sonra alındığı ortaya çıktı. Ali Sönmez hakkında “zorla getirilme kararı” verildi.

 

BEDAŞ ve taşeron şirket ALKAMA arasında imzalanan teknik şartnamede her türlü teknik donanım, güvenlik malzemesi, teçhizatın temin edilmesi; nitelikli eleman çalıştırılması ve gerekli eğitimlerin verilmesi; BEDAŞ’ın gerekli durumlarda idari-para cezası verme yetkisinin bulunması ve benzerinin tanımlı olmasına dayanarak, sanık ifadeleri esnasında avukat Berrin Demir “Sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirmediğini nasıl kontrol ediyorsunuz, nasıl denetliyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Buna net bir yanıt alınamadı; sanık ve tanık ifadelerinden anlaşıldığı üzere bugüne kadar denetim yapılmadığı ortaya çıktı.

 

Duruşmada tanık olarak ifade veren BEDAŞ ve ALKAMA’da çalışan 3 işçinin ifadeleri dikkat çekti; kendilerine hiçbir zaman yeterli güvenlik malzemesi temin edilmediğini ve ancak Erkan Keleş’in ölümünden 2 gün sonra şirkette işçilere bir iş güvenliği eğitimi verildiğini anlattılar.

 

Sanık ALKAMA Gaziosmanpaşa-Arnavutköy şantiye şefi Nusret Muhammet Çorum’un, “olay günü şantiye şefi olarak kaydedilmişse bile, kendisinin böyle bir görev üstlenmediğini, şantiye şefinin kim olduğunu bilmediğini” dile getirmesi ve sanık BEDAŞ Gaziosmanpaşa İşletme Müdürü Gürkan Saraç’ın “işletme müdürlüğüne aslında vekâleten baktığını, 7-8 senedir başmühendisin olmadığını” anlatması ile tüm sanıkların benzer bir şekilde sorumluluğu diğer yetkili kişilere ya da kurumun kendisine yöneltmeleri dikkat çekti.

 

Olaya tanık olan Ramazan Kahveci, Erkan Keleş akıma kapıldıktan sonra kendisini yukarda tutan sepetin içinde kaldığını ve şoföre sepeti indirmesini söylediğini; ancak şoförün indirmeyi bilmediğini söylediğini anlattı. Şoförün “önce şirketten gelecekler” diyerek ambulansı aramadığını ve Keleş’in orada bekletildiğini aktardı. Ayrıca olay yerine hiçbir zaman ambulans çağrılmadığı ve gelmediği de öğrenildi. Şoför Süleyman Ay’ın operatör ehliyeti bulunmadığı ortaya çıktı ve hakkında “zorla getirilme kararı” bulunmakta.

 

BEDAŞ İşletme Müdürlüğü Arnavutköy Başmühendisliği’nde başteknisyen olarak çalışan tanık Merşit Hacıoğlu, işyerinde montörlükte tek hat besleme şeması olduğunu, arıza meydana gelen yerlere enerjinin hangi trafodan geldiğinin burada belli olduğunu, enerjinin geldiği trafo değişirse bu değişikliğin şemaya ve deftere işlendiğini açıkladı. Teknisyen Özkan Gündoğdu’nun dalgınlıkla, aceleyle yanlış trafodan akımı kesmiş olabileceğini söyledi.

 

Bir başka dikkat çeken noktaysa tanık Hacıoğlu’nun yüklenici firmanın çalışanların çalışmalarını kontrol için sadece bir kez geldiğine şahit olduğunu anlatmasıydı. Kâğıt üzerinde vasıfsız işçi olarak görünen Erkan Keleş’in yüklenici firmada hep benzer işleri, en iyi şekilde yaptığını, şirket personeli ile yüklenici firmanın irtibatı telefonla sağladığını, telsiz sisteminin sağlıklı çalışmadığını, telsizlerin yüklenici firma çalışanlarında olmadığını, genellikle BEDAŞ elemanlarında olduğunu aktardı. Ayrıca telsizle bildirim yapıldığında merkezdeki çalışanın ambulansa haber vermediği ve yanı sıra bu tür olaylar meydana geldiğinde otomatik olarak ambulansın aranacağı bir bildirim sisteminin kurulu olmadığı ortaya çıktı.

 

Duruşma sonrasında ailenin avukatlarından “1Umut-İş Cinayetlerinde Adalet İçin Hukuk Koordinasyonu”ndan Berrin Demir davaya ilişkin olarak şunları ifade etti: “ALKAMA ihaleyi kazanmış, bundan sonra hiç kimse hiçbir zaman doğru düzgün denetim yapmamış. Ağır ve tehlikeli bir iş olmasına rağmen, işçiler hiçbir güvenlik önlemi alınmadan orta ve ağır gerilime müdahale etmeye gönderilmiş. Hala daha gönderiliyor... Aynı Davutpaşa davasında ve benzerlerinde olduğu gibi burada da herkes ‘ben o tarihte görevde değildim, benim sorumluluğumda değil, benim haberim yoktu’ şeklinde ifadelerle bir diğerine suçu atmaya çalışıyor.”

 

Erkan Keleş davasında bir sonraki duruşma 9 Aralık 2013’te saat 14.00’te görülecek.

 

 

 

(Daha fazla bilgi için duruşma tutanağından detaylı notlar...)

 

ALKAMA iş ve işçi güvenliği yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmemiş

 

BEDAŞ Gaziosmanpaşa-Arnavutköy İşletme Başmüdürlüğü’nde elektrik teknisyeni olarak 1998’den beri çalışan sanık Özkan Gündoğdu, olay günü voltaj düşüklüğü ve elektrik kesintisine dair ihbar geldiğini, görevinin “elektriği kesip tamirat sonrasında hatta elektriği yeniden vermek” olduğunu anlattı.

 

Gündoğdu arızayla ilgili ihbar geldiğinde direğin hangi taraftan elektrik aldığının bilgisayar sistemine geçmediğini, tahtaya yazılıp deftere işlendiğini, izinde olduğu sırada direğin enerji aldığı trafonun değiştirilmiş olabileceğini, olay yerine gitmeden bilgilerin kayıtlı olduğu deftere baktığını, ancak herhangi bir değişiklik bilgisinin olmadığını ifade etti.

 

Gündoğdu arıza mahallinde Erkan Keleş ve şoför Halit Bekçetin ile karşılaştığını, iş ve işçi güvenliği için kullanılması gereken hiçbir malzemenin -35 bin volt için eldiven, neon lamba, kontrol kalemi ve çizme gibi- Erkan Keleş’te bulunmadığını, Keleş gibi çalışanların yanında kontrol kalemi bulunmasa bile ıstankanın bulunması gerektiğini, ıstanka sayesinde yerden elektrik olup olmadığının kontrol edilebileceğini, daha önce malzeme eksikliği nedeniyle yüklenici firmayı uyardıklarını belirtti.

 

Yanlış trafodan elektrik kesilmiş

 

Özkan Gündoğdu olay mahalline 700-800 metre kadar uzaklıktaki trafodan, hattı kesip toprakladığını, telefonla Keleş’e haber verdiğini, Erkan Keleş’in işini bitirip kendisini aramasını beklediğini, bekleyiş uzayınca Keleş’i aradığını, ancak telefonu fırtına nedeniyle duymamış olabileceğini belirtti. Yaklaşık on dakika sonra ekip başı Metin Baybek’in kendisini aradığını, Erkan Keleş’i elektrik çarptığını öğrendiğini, olay yerine vardığında şoförün şok geçirdiğini, Keleş’in kovayla direğe çıkmış olduğunu ve kovanın indirilmediğini, direğe çıkarken vatandaşlarca direkte elektrik olduğuna dair uyarıldığını, elektriği kesmesine rağmen elektrik olmasının nedeninin ters elektrik olabileceğini sandığını, ama daha sonra direğin başka bir yerden elektrik aldığını öğrendiğini, kendisi, şoför ve bir vatandaşla birlikte Keleş’i hızlıca Özel Arnavutköy Hastanesi’ne götürdüklerini anlattı.

 

Kaza ya da ölüm durumunda ambulansa haber verilmiyor

 

Gündoğdu, Keleş’e hatta tel atmasını tembihlediğini,  teknik olarak literatürde “tel atma”nın olmadığını bildiğini, olay yerine gitmeden önce yaptığı kontrolde yüklenici şirket mühendisi ya da teknisyenlerinin yerlerinde olmadığını, çalıştığı firmanın en üst sorumlusunun sanıklardan Ali Sönmez olduğunu, kaza ya da ölüm durumunda otomatik olarak ambulansa haber verme gibi bir durumun çalışma sistemlerinde olmadığını, ekip başı Metin Baybek’in ambulansı arayıp aramadığını bilmediğini, kendisinin de arayamadığını anlattı. Erkan Keleş’in güvenliğiyle ilgili sorumluluğun kendisine ait olmadığını, çalıştığı şirkete ait olduğunu belirten Gündoğdu, BEDAŞ ve ALKAMA arasında imzalanan teknik şartnameden haberinin ve denetim görevinin olmadığını ifade etti.

 

Erkan Keleş’le 7-8 yıldır birlikte çalıştığını belirten Gündoğdu,  Keleş’in EKAT belgesi almaya uğraştığını, ama belgeyi alıp almadığını bilmediğini belirtti.

 

Şirket mühendisinin ve şantiye şefinin kim olduğu belli değil

 

Sanık Nusret Muhammet Çorum savunmasında 16 Ağustos 2010’da ALKAMA’da elektrik mühendisi olarak çalışmaya başladığını, çalışacağı süre içinde BEDAŞ ve ALKAMA arasındaki koordinasyonu ve yeraltı arızalarında şirket menfaatlerini sağlamak amacıyla hak edişleri düzenleyeceğinin kendisine bildirildiğini, 2 aylık deneme süreci sonunda işe başlayacağını, ancak çalışmaya başlamasının 3. haftasında Arnavutköy bölgesine gönderildiğini, BEDAŞ yetkilisinin Ali Sönmez olduğunu ifade etti. Bayram tatilinde şirket mühendislerinin nöbet tuttuğunu, kendisinin bayramın birinci ve üçüncü günü nöbetçi olduğunu, olay günü görevli olan mühendisin Suat Dükel olduğunu belirtti. Olay sırasında evinde bulunduğunu, şirket çalışanlarından Adem Öztürk’ün haber vermesi üzerine kendi imkânlarıyla hastaneye gittiğini, bu birimde göreve başladığının üçüncü günü olması nedeniyle arızalarda görev alan personele iş güvenliğiyle ilgili malzeme sağlanıp sağlanmadığını bilmediğini, kendisine alçak ya da orta gerilimli arızalarla ilgili BEDAŞ tarafından hiçbir bilgi verilmediğini ifade etti. İş kazası tutanağının nöbetçi mühendis Suat Dükel tarafından düzenlendiğini, resmi kayıtlarda yüklenici firmanın şantiye şefi olarak kendisinin gösterilmiş olabileceğini, ancak kendisinin böyle bir görev üstlenmediğini, şantiye şefinin kim olduğunu bilmediğini anlattı. Çalışanların mesai saatlerinin yüklenici firma tarafından BEDAŞ ile irtibatlı düzenlendiğini, arıza meydana gelen yere çalışan sevk etme görev ve yetkisinin BEDAŞ bünyesindeki nöbetçi montörlüğe ait olduğunu söyledi.

 

2003’ten beri başmühendis kadrosunda teknisyen çalıştırılmış

 

Sanık Gürkan Saraç, 1997’de BEDAŞ’ta elektrik mühendisi olarak göreve başladığını, olay günü Gaziosmanpaşa’da fiilen işletme müdürlüğü yaptığını, Ali Sönmez’in Arnavutköy İşletme Başmüdürlüğü’nde teknisyen olduğunu, olayı kendisine Ali Sönmez’in haber verdiğini, olay yerine gidip tutanak tuttuklarını anlattı. İşletmedeki montörlükte 24 saat usulüyle 3 vardiyada 3 teknisyenin görevli olduğunu, arıza yapan direklerin enerji aldığı yeri gösteren tek hat şeması bulunduğunu, görevli teknisyenin, Özkan Gündoğdu’nun,  olay yerine gitmeden bu şemaya bakması, herhangi bir tereddüt olması durumunda ekip başından bilgi alınması gerektiğini, günlük değişikliklerin tek hat şemasına işlendiğini, teknisyen bu şemaya bakmış olsaydı, durumdan haberdar olacağını, enerji kesilme aşamasında Keleş ile telefon irtibatında bulunması gerektiğini, işletmenin olanlardan haberinin olmadığını anlattı. Gaziosmanpaşa İşletme Müdürlüğü’ne vekâleten baktığını, 7-8 senedir başmühendisin olmadığını, başmühendis yerine teknisyen Ali Sönmez’in baktığını belirtti. İşletme müdürlüğünün çalışanlara iş güvenliği malzemelerini verdiğini ifade etti.

 

Mavi renkli işçi tulumu, yırtık, basit bir eldiven

 

Tanık Ramazan Kahveci, olay yerinin yakınında hayvan otlatırken şoförün telefonla görüşüp Erkan Keleş’e elektriğin kesildiğini söylediğini, Keleş’in kabloya değmesiyle patlamanın olduğunu ve hemen direğin yanına gittiğini, şoföre sepeti indirmesini söylediğini, ancak şoförün nasıl indireceğini bilmediğini ve şirket yetkililerinin gelip müdahale edeceğini söyleyerek ambulansı aramayı reddettiğini, 15-20 dakika sonra bir araçla 2 kişinin geldiğini, Keleş’i aşağıya indirdiklerini ve geldikleri araçla götürdüklerini anlattı. Erkan Keleş’in indirildiğinde üzerinde mavi renkli bir işçi tulumu, yırtık, basit bir inşaat işçisi eldiveni olduğunu söyledi.

 

Telsiz sistemi sağlıklı çalışmıyor

 

Gaziosmanpaşa BEDAŞ İşletme Müdürlüğü Arnavutköy Başmühendisliği’nde başteknisyen olarak çalışan tanık Merşit Hacıoğlu, olay günü evde istirahatta olduğunu, 17.30 sularında haber gelince mesai arkadaşı Aydın Çiftçi ile işyerine gittiğini beyan etti. İşyerinde montörlükte tek hat besleme şeması olduğunu, arıza meydana gelen yerlere enerjinin hangi trafodan geldiğinin burada belli olduğunu, enerjinin geldiği trafo değişirse, bu değişikliğin şemaya işlendiğini, ayrıca bu bilgilerin deftere de işlendiğini açıkladı. Özkan Gündoğdu’nun dalgınlıkla, aceleyle yanlış trafodan akımı kesmiş olabileceğini söyledi. Yüklenici firmanın çalışanların çalışmalarını kontrol için sadece bir kez geldiğine şahit olduğunu, sağlıklı kontroller yapıldığını sanmadığını, kâğıt üzerinde vasıfsız işçi olarak görünen Erkan Keleş’in yüklenici firmada hep benzer işleri, en iyi şekilde yaptığını, şirket personeli ile yüklenici firmanın irtibatı telefonla sağladığını, telsiz sisteminin sağlıklı çalışmadığını, telsizlerin yüklenici firma çalışanlarında olmadığını, genellikle BEDAŞ elemanlarında olduğunu anlattı.

 

İki teknisyen olması gerekiyor

 

BEDAŞ Gaziosmanpaşa İşletme Müdürlüğü Arnavutköy Başmühendisliğinde teknisyen olarak görev yapan tanık Sedat Yeşilköy, olay günü 15.00’te mesaisinin bittiğini vardiyasını devrettiğini anlattı. Keleş’in teknisyen olmadığını, benzer olaylarda görev yaptığını bildiğini, trafodaki akımı kesen teknisyenini yanı sıra çalışma yapılacak direğin yanında da teknisyen olması ve akımın kesilip kesilmediğini kontrol etmesi gerektiğini belirtti.

 

Erkan Keleş’in ölümünden sonra iş güvenliği kursu

 

Elektrik teknisyeni tanık Hüseyin Dal, ALKAMA şirketinde iki yıldır Erkan Keleş’le birlikte çalıştığını, olaydan sonra iş güvenliği kursuna gönderildiklerini, kendisinin EKAT belgesi aldığını, Erkan Keleş’in EKAT belgesi olmadığı halde olaydan önce de benzer işlerde çalıştırıldığını, iş güvenliği malzemelerinin kendilerine verilmediğini, kendilerinin satın almak zorunda kaldıklarını, işyerinde iş güvenliğinden sorumlu bir kişi olduğunu bilmediğini belirtti. BEDAŞ genel müdür yardımcısı tanık Engin Önder, Arnavutköy işletme başmühendisliğinde sorumlu mühendis olması gerektiğini, eleman eksikliği nedeniyle teknisyen Ali Sönmez’in yetkili olarak uzun süredir çalıştığını, hangi tarihte göreve başladığını bilmediğini, yüklenici firma çalışanlarını kontrol etmesinin söz konusu olmadığını, kontrolle ilgili görevlilerin ve mühendisler olduğunu, iş güvenliği malzemeleri olmadan işe başlatmanın imkânsız olduğunu, BEDAŞ’ın kadrosundan mühendis atayamayacağını, ifade etti.

 

BEDAŞ bünyesinde iş güvenliği uzmanı yok

 

BEDAŞ genel müdürlüğü işletme bakım yardımcısı tanık Teyfik Gökhan olayı telefonla öğrendiğini, olayla ilgili bilgi aldıklarını, yanlış akımın kesildiği trafoda inceleme yapıp tutanak tuttuklarını belirtti. Her çalışana yaptığı işe göre malzeme verildiğini, Erkan Keleş vasıfsız işçi olduğundan malzemelerinin farklı olduğunu, çalışanların çalışmalarıyla ilgili kontrolleri yapmak öncelikle işletme başmühendisliğindeki işbaşındaki şantiye şefinin görevi olduğunu, yapılan kontrollerde herhangi bir eksiklik olduğunu duymadığını anlattı.

 

Teyfik Gökhan, genel müdürlüğün, işletme müdürlüklerinin belirlediği eleman alımlarıyla ilgili hizmet alımı ihaleleri düzenlediğini, ihale sonrası sözleşme imzalanarak şartnamede belirtilen kadroların yüklenici firma tarafından temin edilerek işletme müdürlüklerinde göreve başlandığını,  EKAT belgeli  iş güvenliği sorumlusu teknisyeninin arızayla ilgili çalışmaların başında bulunmasının yüklenici firmaya şart koşulduğunu anlattı. Çalışanların kontrollerini Sultançiftliği İşletme Başmühendisliği'nde görevli Naci Bayraktar ve olay tarihinde Gaziosmanpaşa'da müdür yardımcısı olan Hürriyet Mehmet Sayın'ın bulunduğu kurulun yaptığını, yüklenici firma ve BEDAŞ şantiye şeflerinin de kontrol yapması gerektiğini, BEDAŞ bünyesinde iş güvenliği uzmanı olmadığını, iş güvenliğinden sorumlu teknisyenle ilgili hizmet alımı yapılmakta olduğunu ifade etti.

 

Kontrol sorumluluğu BEDAŞ’ta

 

Müşteki Mustafa Keleş, çalışanlara iş güvenliği malzemelerinin verilmediğini, kardeşinin BEDAŞ’ta çalışan ortak tanıdıklarından eldiven istediğine şahit olduğunu anlattı. Kardeşinin yüklenici firma ALKAMA’da çalıştığını, şirket çalışanlarının kontrol sorumluluğunun BEDAŞ’ta olduğunu, işletme müdürlüğü tarafından gerekli kontrollerin yapılmadığını düşündüğünü belirterek sanıklar hakkında şikâyetçi olduğunu, cezalandırılmalarını istediğini söyledi. Erkan Keleş’in kardeşi Haydar Keleş, abisinin çalışma şartları nedeniyle can güvenliğinin bulunmadığını söylediğini, olay günü kendi imkânlarıyla aldığı eldivenlerle çalıştığını, şirket çalışanlarının yeterince kontrol edildiğini sanmadığını, abisinin başka bir teknisyenle konuşmasında sanık Özkan Gündoğdu’yu kastederek “bir gün hepimizi yakacaksın” dediğini beyan ederek sanıklardan şikâyetçi oldu, cezalandırılmalarını istedi.

 

İkinci duruşma 9 Aralık 2013’te

 

Bir sonraki duruşması 9 Aralık 2013’te saat 14.00’te görülecek davada, duruşmaya çağrıldıkları halde gelmeyen sanıklar Ali Sönmez ,

ALKAMA Şirketi Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul Şube Müdürü sanık Süleyman Ay, Halit Pekçetin ve Mesrou Öztürk hakkında da zorla getirilme kararı bulunmaktadır.  Ayrıca, müştekiler Gülcan Keleş, Fatma Keleş, Rabia Şen, Aynur Şen, Şengül Yıldırım ve Nurşen Şen’in dinlenmesine, Sultançiftliği BEDAŞ işletme başmühendisliğinde görevli Naci Bayraktar’ın meşruhatlı davetiyeyle celbine, tanıkların Hürriyet Sayın, Murat Köksal’ın adreslerine meşruhatlı davetiye çıkarılmasına, 18 Mart Üniversitesi’nde elektrik mühendisi olan Cem Tanrıverdi’nin bilgi ve görgüsüne başvurmak için Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasına, yüklenici firma ortağı M. Müncü Büyükbay’ın soruşturma sırasında şüpheli sıfatı ile beyanı alındığından meşruhatlı davetiyeyle celbine, Arnavutköy İşletme Başmühendisliği, Gaziosmanpaşa İşletme Müdürlüğü, BEDAŞ Genel Müdürlüğü, ALKAMA şirketlerinden işçi sağlığı ve iş güvenliği kurumlarının yaptığı toplantılara ilişkin tutanakların istenilmesine karar verildi.