Mahmut Özkan / Freiburg

KIZI EZGİ'NİN UĞURLAMA MÜZİĞİ, DUYGU DOLU DAKİKALAR YAŞATTI


Anma töreninde yapılan konuşmalarda Erhan Gencer'in ani ölümünden duyulan üzüntü dile getirildi. Anısına, yoldaşları ve yakın dostları tarafından "Mücadelemizde yaşayacaksın" içerikli rengarenk çiçeklerle süslenmiş çelenkler bırakıldı.

Eşi Helma'nın da yer aldığı Alman dostlarından oluşan Koro, Erhan Gencer'in sevdiği şarkıları almanca ve türkçe olarak seslendirdi. Dostları şiirler okudu. Erhan Gencer'in küçük kızı Ezgi'nin Kemanıyla babasına yaptığı uğurlama müziği, tarifi mümkün olmayan duygulu ve hüzünlü anlar yaşattı. Yaklaşık iki saat süren Anma etkinliğine, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden dava arkadaşları ve yoldaşları katıldı.

VASİYETİ GEREĞİ KÜLLERİ İSTANBUL BOĞAZINDAN DENİZE SAVRULACAK


Erhan ile olan anılar paylaşıldı. Anı defterine yazılar yazıldı. Birbirlerini pek sık göremeyen dostları "Bizi cenazelerimiz mi biraraya getirecek" serzenişleriyle eski günlerini ve dost sıcaklığının önemini yeniden bilince çıkartmanın hüznünü yaşadılar. Vasiyeti üzerine Küllerinin bir kısmı İstanbul Boğazından denize savrulacak.

Anma töreninde Partizan temsilcisi "Değerli Dostlar, Sevgili Yoldaşlar" başlğıyla bir konuşma yaparak, şunları ifade etti:

"Erhan Gencer  dostumuzu, yoldaşımızı sonsuzluğa uğurladığımız bugünde; başta Erhan Gencer yoldaşın eşi, kızı ve ailesine başsağlığı diliyor ve acılarını paylaşıyoruz.

Burada bulunan sizleri, fiziken burada bulunamayan ama yüreği ve duyguları bizimle birlikte olan, acımızı paylaşan tüm dostları, Partizan ruhuyla devrimci duygularımızla selamlıyoruz. Bugün, özgürlük düşünü terketmeyen, devrim yolunda yürümüş, katkılar yapmış nitelikli bir bilim insanının anısına burada bulunuyoruz.!

 Her ölüm kendi toprağında ağır ve acıdır. Düştüğü yerde yürek yakar, anlatılmaz bir sızı verir. Kimin hakkında konuştuğumuz, kimi yolculuğa uğurladığımız iyi bilinmelidir.  Doğru bakacağız, gidenin hangi izi sürdüğüne, hangi yolu yürüdüğüne Hangi toprak parçası üzerinde hangi devrim yolunu seçerek kimi takip ettiğini bilerek konuşacağız. O zaman, “Acılar paylaşıldıkça ve nedenleri anlaşıldıkça azalır” diyebileceğiz.!(...)

 O, bilimin ve tarihsel tercübelerin ışığında,  zorlu devrim yolunda yıllarca sebatla yürüdü. Sakin, sessiz, bir yürüyüşü değil, fırtınaları ve patlamaları amaçlayan, devrimin olanaklı hale gelmesi ve başarılması için zorlu bir devrim yolunu tercih etti. Bu uğurda tıpkı diğer yoldaşları gibi fedakarlıklar gösterip, büyük bedeller ödedi, sayısız acılar çekti. 

Kadınları yaşlanmadan çocukları büyümeden katledilenlerin bolca olduğu bir ülkede özgürlük düşünü büyütmeye çalıştı.
Bundandır ki, bedeninde derin yaralar yüreğinde silinmez sızılar yaşayarak yaşama tutunmaya çalıştı…!  Hangi komünist? hangi devrimci? bedeninde derin yaralar yüreğinde silinmez izler yaşamadan zorlu devrim yolunda yürüyebilmiştir? (...)

Şimdi onun küllerinin savrulduğu sularda ve topraklarda direnişin ve ayaklanmanın çocuk kahramanları Berkin ELVAN ve sayısız adsız direnişçiler onu ve onun gibi toprağa düşenleri selamlayarak, çocuk yürüyüşlerini ve gülüşlerini devrime katıyorlar. (...)

Şimdi onun büyük özgürlük düşleri, toprağa tohum olup savrulan  Taksim’den Lice’ye, Dersim`den,  Amed’e uzanan  her direnişçinin ve özgürlük savaşçısının bitmez özgürlük özlemlerinde yaşıyor. Bizlerde yaşıyor."