'Halklarımızın ve Türkiye halklarının onurlu evlatlarından olan bu iki değerli ismi DÇH olarak sahipleniyoruz ve şehidimiz ilan ediyoruz.' şeklindeki açıklamayı günün önemi açısından olduğu gibi yayımlıyoruz.

İşte o açıklama:

ŞEHİTLERİMİZİ VE KILIÇ AİLESİ’Nİ SAHİPLENİYORUZ!

Ülkenin dört bir yanına ateş düşüren Suruç katliamında her halktan olduğu gibi Çerkes halkı da kayıplar verdi. Ferdane Kılıç ve oğlu Nartan’ı yitirdik.

Bu bildirimizin konusu, katliamın nedenleri ve olası sonuçları değil, birkaç önemli konu hakkında kamuoyuna bilgilendirme yapmaktır ve aldığımız bir kararın ilanıdır.



Öncelikle, korku yaymaya çalışanlara ve risk potansiyeline rağmen, toplumumuzun emektarlarından Kılıç Ailesi’ne ülkenin dört bir yanından ve Kafkasya’dan desteğe koşan tüm insanlarımızı dayanışma duygularımızla selamlıyoruz.

Biraz daha içinizi burkacağını düşündüğümüz aşağıdaki açıklamayı katliamın hemen ardından yapmamamızın nedeni, genel teamülleri çiğnememek içindir.

Değerli Dostlar, elbette Ferdane ve Nartan tartışılmaz değerdedir. Ferdane’nin mücadele dolu yaşamı, kişiliği ve halkımıza dair pratikleri herkesçe bilinmektedir. Aynı zamanda Nartan'ın DÇH açısından çok özel bir önemi var:

Bizler yola 4 yıl önce çıktık, ancak 3 yıl önce 29.07.2012 günü yaptığımız dar toplantı için Metin Kılıç dostumuz uygun bir yer ayarlamıştı ve şehirden ayrılana kadar bizlere refakat etmişti. O toplantımızda farklı ülke ve şehirlerden gelen katılımcılara hizmet eden, toplantı masasından 5-6 metre mesafede saatlerce ayakta bekleyen, DÇH adının alınmasına şahit olan dağ gibi bir genç vardı. Nalçik’te okuduğu üniversitesi tatil olması nedeniyle yanımızda olabilen o genç Nartan'dı...

Aynı annesi Ferdane gibi, gerek emeğe gerekse Çerkesliğe dair bilinç ve pratiklerine özel önem verdiğimiz Nartan, bahsi geçen toplantıya şahit olan evladımızdır, kardeşimizdir, arkadaşımızdır, dostumuzdur.



Halklarımızın ve Türkiye halklarının onurlu evlatlarından olan bu iki değerli ismi 
DÇH olarak sahipleniyoruz ve şehidimiz ilan ediyoruz.

İsimlerini yarınlara onurla taşıyacağız, emeğin ve kimliğin birleşik mücadelesinde yaşatacağız. Aynı şekilde, Kılıç Ailesi’ni de Ailemiz olarak tanımlıyoruz.

Her dönem haklının değil güçlünün yanında olan, resmi ideolojinin Çerkes camiasında taşıyıcılığını yapan, katillerin diliyle konuşan, katliamlara ve yağmaya omuz veren, emperyalizme ve iktidarlara yaslanarak güçlerini hep cehaletten alan ve şehitlerimizin tırnağı bile olamayacak seviyede olan ırkçı-gerici kişi veya çevrelerden bu iki isme ve Kılıç Ailesi’ne yönelik her türden yaklaşım DÇH’yi de bağlamaktadır.



Suruç katliamı ülkenin geneli gibi Çerkesler için de bir turnusol kâğıdı rolü oynayacak. Gün KILIÇ Ailesi'nin yanında olma günüdür. Onlara yönelik her türden ırkçı yaklaşımlara karşı duvar örme günüdür.

Kaffed başta olmak üzere toplumumuzdaki kurumlardan ve bireylerden ezici bir çoğunluğun bu dayanışmacı yaklaşımımızla aynı doğrultuda düşündüğüne, yitirdiklerimizle TEK YÜREK olacaklarına inanıyoruz.

Tüm kurumlarımızı da bu perspektif etrafında birleşmeye davet ediyoruz.