Cumartesi Anneleri, 416. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 14 Mart 1991 tarihinde Belgradkapı'da gözaltına alınarak kaybedilen Yusuf Erişti'nin dosyası açıklandı.

Yusuf Erişti, 22 yıl önce Belgradkapı civarlarında İstanbul Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından gözaltına alınarak, Gayrettepe Siyasi Şube'ye götürüldü ve Fikret Işınkaralar'ın başında olduğu tim tarafından sorgulandı.

Avukat Fethiye Pekşen DGM'ye başvuru yaparak, gözaltında tutulan Erişti ile görüşme izni aldı, ancak Emniyet Müdürlüğü'ne gittiğinde görüştürülmedi. 29 Mart'ta polisler hakkında suç duyurusunda bulunan Avukat Pekşen'e, "Yusuf Erişti'nin gözaltında olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmamıştır" yanıtı verildi.

Avukat Peşken şu iddialarına göre Erişti ile birlikte aynı operasyonda gözaltına alınanlar polislerin, "Seni gözaltına aldığımız kayıtlara geçirmedik, buradan ölün çıkar kimsenin haberi olmaz" dediklerine şahit oldu. Yusuf Erişti'nin duyulan son sözü ise "Size hiçbir şey söylemeyeceğim" oldu. Aynı kişiler, polislerin kendi aralarında Erişti'yi öldürdüklerine ilişkin yaptıkları konuşmaya da tanıklık etti.

Oğlunu bulmak için başta dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut olmak üzere bütün siyasi partilerin genel başkanlarına, İstanbul Valiliği ve Cumhuriyet Savcılığı'na 30'a yakın dilekçe ile başvuru yaptı, ancak yanıt alamadı, Yusuf Erişti'nin gözaltına alındığı inkar edildi.

BABASI HALA TEHDİT EDİLİYOR

Eylemde konuşan Yusuf Erişti'nin amcasının oğlu Hasan Erişti, Nazi Almanya'sında insanların gece evlerinden alınarak katledildiğini, Türkiye'de ise güpegündüz, insanların gözleri önünde gözaltına alınarak katledildiğini söyledi. Yusuf Erişti'nin faillerinin başında Mehmet Ağar'ın geldiğini kaydeden Hasan Erişti, faillerin yargılanmasını istedi.

Hasan Erişti, Bingöl'de yaşayan Yusuf Erişti'nin babası Bekir Erişti'nin hala başta jandarma olmak üzere polis ve devlet yetkilileri tarafından tehdit edildiğini açıkladı.

AĞAR'A SORUN, AĞABEYİMİN KEMİKLERİ NEREDE?'

Yusuf Erişti'nin kız kardeşi Zehra Erişti de Başbakan'a seslendi: "Ağabeyimin katili cezaevinde ve siz onu krallar gibi yaşatıyorsunuz. Sorun ona, ağabeyimin kemikleri nerede, onu kimlerle birlikte katletti. Failleri yargılayın ki, artık kimsenin annesi, babası ağlamasın. Dünyaya akıl vereceğinize önce kendi ülkenize bakın. Kahrolsun bize bunları yaşatanlar."

Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun ise Mart ayının katliamlarla dolu bir ay olduğunu, bugünün de Halepçe Katliamı'nın yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Tosun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halepçe'den bugüne hala kimyasal silahlarla insanlarımız katlediliyor. Hem üzgünüz hem de öfkeliyiz. Hesap soruyoruz, çünkü canlarımız kayıp."

KIRBAYIR: İNSANLIK UTANSIN

Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, "söylenecek söz kalmadı" dedi ve ekledi: "Ne yazık ki iki göz, iki kulak biraz da etten ibaret olanlar yıllardır söylediklerimizi, haykırışlarımızı, mücadelemizi görmedi, duymadı." Kırbayır, devletin bugüne kadar "ben devletim öldürürüm, istediğimde hesap veririm" tavrını takındığını kaydetti.

Sadece, devletin evlerinden, sokaklardan canlı alıp öldürdüğü insanlarının kemiklerini istediklerini ifade eden Kırbayır, "Adaleti, vicdanı, ahlakı arıyoruz. Söylenecek söz kalmadı. İnsanlık utansın" dedi.

BAŞBAKAN, BİZİM BİLDİKLERİMİZİ BİLMİYOR MUSUNUZ?


Haftanın metnini Mine Nazaryan okudu. Yusuf Erişti kaybedildiğinde, Mehmet Ağar'ın İstanbul Emniyet Müdürü, Cahit Bayar'ın İstanbul Valisi, Necati Bilican'ın Emniyet Genel Müdürü, Abdulkadir Aksu'nun İçişleri Bakanı, Yıldırım Akbulut'un ise Başbakan olduğunu hatırlatan Nazaryan, Yusuf Erişti'nin kaybedilmesinden bu isimlerin sorumlu olduğunu söyledi. Nazaryan, her devrin İçişleri Bakanı Aksu'nun, AKP Hükümeti'nde de aynı görevi yaptığını ve şimdi AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi ve İstanbul milletvekili olduğunu hatırlattı.

Nazaryan, "Yusuf Erişti'nin cansız bedenini Adli Tıp Kurumu'ndan geçirerek kimliksiz bir şekilde gömdüğünüzü biliyoruz. Fikret Işınkaraları'ın Yusuf'un gömülü olduğu yeri bilmesinin sürpriz olmayacağını biliyoruz. Başbakan Erdoğan, bizim bildiklerimizi siz bilmiyor musunuz?" diye sordu.

"Biz susmayacağız" diyen Nazaryan, Yusuf Erişti ve diğer kayıpları bulana, failleri yargılanana kadar mücadele edeceklerini dile getirdi.