Avusturya’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda aşırı sağcıların adayı Norbert Hofer 31 bin oyla kaybetmesi Avrupalıları endişelendirdi. Partinin (FPÖ) lideri Heinz-Christian Strache, Hitler’in SS güçlerini övmesi, sert göçmenlik karşıtı tutumu ve Avrupa Birliği’ne muhalif görüşleriyle sürekli gündemde olan bir lider. Norbert Hofer işte bu partinin cumhurbaşkanı adayı oldu…

Avusturya cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bağımsız aday olarak giren Van Der Bellen, halk arasında Yeşiller adayı olarak bilinmektedir. Van Der Bellen 22 Mayıs’ta yapılan ikinci tur seçimlerinde, 31 bin oyla cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı.

22 Mayıs ‘da yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine FPÖ’den itiraz geldi.

Aşırı sağcı parti FPÖ, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mektupla yapılan oylarda usulsüzlük yapıldığını öne sürdü. 8 Haziran’da “büyük usulsüzlükler” yapıldığı gerekçesiyle seçim sonucuna itiraz etti.

Avusturya Anayasa Mahkemesi Başkanı Gerhard Holzinger yaptığı açıklamada Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri Heinz-Christian Strache tarafından getirilen itirazın kabul edildiğini kamuoyuna açıkladı. Yani Avusturya Anayasa Mahkemesi, 22 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal etti.

Seçimlerin iptaline vesile olan konular;

*Mektupla seçimde 14 ilçede yasaya aykırılık,

*Seçim sandığı görevlilerinin bazı ilçelerde usulsüz bir şekilde göreve çağrılması,

*Seçim kurulunun görevlerinin ilçe makamlarında görevli memurlara devredilmesi,

*Bakanlığın seçim sonuçlarını kısmen zamanından önce medyaya yansıtması,

*Binlerce oyun, seçim kurallarının öngördüğünden daha erken açılması ve kimi oyların yetkisi olmayan kişiler tarafından sayılması,

Avusturya’da posta yoluyla oy kullanma hakkı var. Yaklaşık 750 bin kişi posta yoluyla oy kullanıyor.

Yapılan itiraz sonucu, yeni seçim tarihi 2. 10 2016 olarak belirlendi ama bu da ikinci bir kararla 4 Aralık tarihine ertelendi… Dolayısıyla yeni cumhurbaşkanın kim olacağını, başta Yahudiler olmak üzere Avrupa kamuoyunu merakla beklemektedir. Eğer FPÖ’lü aday kazanırsa, Avusturya-İsrail ilişkileri nasıl bir rota izleyecektir? Çünkü ÖVP (Siyah) ve FPÖ (Mavi) 2000 yılında iktidar ortaklığı yaptı. Bunun üzerine İsrail hemen devreye girmiş, iki ülke arasındaki ilişkilerini gözden geçireceğini açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı olan SPÖ’lü Heinz Fischer’in görev süreci 8.7. 2016 tarihinde bitti. Yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar, şu an görevde olan meclis başkanları Doris Bures (SPÖ), Norbert Hofer (FPÖ), ve Karlheinz Komp (ÖVP) zaruri olan görevleri yerine getiriyorlar.

Aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Norbert Hofer, birinci tur seçiminde oyların çoğunluğunu almasına rağmen 50%’ i geçemedi. Yeşiller Partisi’nin adayı Alexander Van der Bellen ise diğer partiler arasında en fazla oyu aldığı için ikinci tur seçimine katılmayı kazandı.

22 Mayıs’taki ikinci tur seçiminde, 31 bin oyla Van Der Bellen kazandı. İkinci turda Van Der Bellen’i SPÖ, ÖVP, NEOS gibi partiler bağımsız kadın aday Griess destekledi. 4 Aralık seçimlerinde tekrar bu partiler Van Der Bellen’i destekleyecekleri görülmektedir.

Avusturya cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda ırkçı, aşırı sağcı bir adayın öne çıkması Avrupa’yı ciddi ciddi düşündürmeye başlamıştı.

Avusturya’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en önemli gündem maddesi, Avrupa’nın içinde bulunduğu göçmen ve mülteci kriziydi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem merkez sağ ÖVP hem de Sosyal Demokrat Parti büyük bir yenilgiye uğradı.

4 Aralık Cumhurbaşkanlığı seçimini Hofer’in kazanması durumunda 2018 düzenlenecek genel seçimler için aşırı sağcı, yabancı düşmanı FPÖ’nün güç ve moral toplayabileceği ifade ediliyor.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker Norbert Hofer aşırı sağın yükselişinin endişe verici olduğunu ifade etmişti.

AB ülkelerinde gelişen aşırı sağcı partilerin güçlenmesi, hem diğer partileri hem de göçmenleri tedirgin ediyor. Irkçı partiler “göçmen karşıtı” sloganlarını her yerde dile getiriyorlar. Camilerin yapılmasına, İslami simgelere, burka, çarşaf vb kıyafetlere karşı çıkıyorlar. Sokaklarda göçmenlere saldırıyorlar. Avrupa ülkelerinde artan ırkçı saldırılar, göçmenleri, ilticacıları tehdit ediyor, göçmenler sözlü ve fiziksel saldırılara uğruyorlar, kaldıkları binalar kundaklanıyor, yakılıyor. islamofobik saldırılar giderek artıyor. Camiler kundaklanıyor, duvarlara ırkçı yazılar, hakaret içerikli yazılamalar yapılıyor. Cami önlerine domuz kafası bırakılıyor.

Bu atmosfer içinde umarız demokratik hukuk devletine yakışır bir seçim gerçekleşir ve barış içinde birlikte yaşamanın güvencesiyle göçmenlerin ve mültecilerin sorunlarına çözüm bulunur.

*9 kasım günü Alexandra Van Der Bellen, Avusturyalı sendikacıların organize ettiği podyuma katıldı. Sendikacıların ve katılımcıların sorularına cevap verdi. Van Der Bellen “tüm farklılıklarımızla barış içinde birlikte yaşamalıyız, göçmenler de mültecilerde bu barışın içindedir. Nazilere karşı oylarınıza ihtiyacım var” dedi gülerek. Göçmenleri kuçaklayan aday Alexandra Van Der Bellen de göçmen asıllıdır. 

Dolayısıyla Göçmenlerin sorunlarını daha gerçekci bilen bir Cumhurbaşkanı adayı olarak görülmektedir.

Avrupa’da gelişen Aşırı sağcı partiler;

Avusturya: FPÖ, Almanya: Almanya için Alternatif, Danimarka: Danimarka Halk Partisi, Hollanda: Özgürlük Partisi, Fransa: Ulusal Cephe, İsviçre: İsviçre Halk Partisi, Slovakya: Slovanyamız, Macaristan: Jabbik, İtalya: Kuzey Birliği, Yunanistan: Altın Şafak, Kıbrıs: Elam, İngiltere: Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP).