Türkiye toplumsal yapılanmasında son günlerde, enteresan ve ipucunu kaçırmış durumla karşı-karşıya olduğumuzu söylersek fazlaca abartmış sayılmayız.

Uzak Asya kökenli, çekik gözlü, yüz ve çehre olarak Anadolu topraklarında yaşayan insan tiplemesine benzemiyorsa, 'linç' edilmeye, 'tartaklanmaya' 'hakarete' uğramaya, 'hak' kazanmış 'duygusu' ile kadın veya erkek fark etmez saldırıya, 'maruz' kalmaya mahkûm, davranışlarıyla, sağa sola saldıran, Türkiye kökenli çeteler, ucuz, 'kahramanlar' yine sokakları raptı-zapt etmeye başladılar.

Hatta, ''nereden bilsin ülkücü gençler, çekik gözlülerin Çinli veya Koreli olduklarını'' diyebilecek kadar gözlerini karartmış muhalefet partisi liderleri bu raptı-zapt girişimlerini maruz görmeye çalışıyorlar.

Peki, tüm bunların gerekçesi nedir? Neden gözü kararmış şekilde ucuz, 'kahramanlık' tasarlayarak, uzak Asya kökenli çekik gözlü insanlara, kadın, erkek, genç, çocuk, yaşlı ayırt etmeden saldırmak için fırsat kollamanın girdabında kulaç atmak?

Türkiye topraklarında, turist, iş sahibi kimliği veya ülkelerini temsilen bulunmaları, çekik gözlü insanların 'potansiyel' olarak 'suçlu' muamelesine tabii kılmak, nasıl bir mantığın ürünüdür?

Bütün bunların gerekçesi olarak, Çin Halk Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan, Özerk Uygur Cumhuriyeti, (Türkiye de, Doğu Türkistan olarak' anılan) vatandaşları olan, Uygur Türkleri üzerinde, uygulanan baskıları, 'protesto' amaçlı olduğu ileri sürülmektedir.

Bir gerçeğin altını çizmekte yarar var. Mevcut Çin Halk Cumhuriyeti ÇHC devleti, Uygur Türklerine ve Çin milliyetine mensup olmayanlar üzerinde, uzun yıllardır bir asimilasyon politikası yürüttüğü gerçekliği ile karşı-karşıyayız.

ÇHC devletini yöneten güçlerin, Çinli olmayan, kendileri düşünmeyen, aynı etnik ve inançsal olarak ortak zeminde bulunmayanların, asimile edilmesinde sakınca bulmamaktadırlar. Bu nedenle, etnik ve inançsal bazda yasakların olduğu gerçeğini yadsımamaktayız. Bu davranış tüm burjuva, kapitalist devletlerin ortak çıkmazlarındandır. ÇHC devletini etkisi altında tutan yozlaşmış, 'komünist' partisi bürokratlarının, ÇHC coğrafyasında yaşayan halklar üzerinde hükümranlık, farklı milliyet ve inançsal toplumsal güçlere karşı, asimilasyoncu politikaları benimsediği kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.

Çinli burjuva, bürokratların halklara karşı uyguladığı baskıcı, asimilasyoncu politikalarını gerekçe göstererek, Çinli ve çekik gözlüler, 'avına çıkmak' abesle iştigal etmekten başka bir şey değildir.

Son günlerde, yandaş, 'milliyetçi' ırkçı çevrelerde, medya kuruluşlarında, sosyal medya da, bilinçli ve öngörülü olarak çıkarılan asparagas haberlerinde etkisi ile ucuz, 'kahramanlık' tasarlanarak, Çinliler ve çekik gözlü avına çıkılmıştır.

Ucuz, 'kahramanlara' sormak gerek, aslı astarı olmayan, yandaş ve ırkçı medya, basın organlarının, sosyal medya üzerinde yayılan yalan haberlere dayanarak, Uygur Türklerini, 'korumaya' almak, ÇHC'de yaşadıkları sorunlarını çözmek girişimleri, asla saldırganlıkla, ırkçı söylemlerle, faşizan tavırlarla olmayacaktır.

Birde bunlara, ''burunlarımıza çinlilerin kan kokusu geliyor'' söylemleri eklenince, pussul'un son karesi tamamlanıyor, demek aklımıza gelmektedir.
Türkiye halkları, uluslar arası kamuoyu iyi bilmektedir, 'burunlarınıza kan kokusu gelmesinin' anlamını. Maraş'ta, Çorum'da, Malatya'da, Sivas Madımak Otel'de, yakılanlardan, katliamlardan ne anlama geldiğinin iyi bilmektedir.

Yazımın başlığında da belirttiğim gibi, bunlar gerçekten ucuz, 'kahramanlardır'. Bu kıytırık ve ucuz, 'kahramanlar' her fırsatta, 'türk dünyasına sahip çıkmaktan' söz etmek için, avazları çıktığı kadar bağırmaktalar. Hatta gerekirse, 'türk dünyasını korumak' için kan içmeye, kan dökmeye, 'yemin' dahi edebilmektedirler.

Tamam, o zaman, buyurun IŞİD çeteleri, her gün, her saat, Irak'ta, Suriye'de Türkmenlere karşı, en vahşi katliamlara girişmektedirler. Türkmenleri boğazlayarak, katliamlarına süreklilik kazandırmaktadırlar. Bu katliamları yaparken, allahu ekber diyerek, 'tekbir' getirmektedirler. Buyurun koruyun Türkmenleri. Katliamlara karşısında, duruşunuzu sergileyin, IŞİD katillerine tepki gösterin, IŞİD'çilerin coğrafya da yeşermesine müsaade etmeyin. En azından samimi davranın.

Yok, ama güçsüz savunmasız, bunlar birde çekik gözlü kadınlar olunca, iştahları kabarmakta, saldırmaktan, başına çullanmaktan, linç girişiminde bulunmaktan çekinmemektedirler. Ancak güçleri savunmasız insanlara yetmektedir. Birde altını çizmede yarar var. Ucuz, 'kahramanlarda' tıpkı yandaşları gibi katliam girişimlerinde, saldırganlıklarında, allahu ekber naralarıyla 'tek bir' getirmektedirler.

Bu ucuz, 'kahramanlar' Çin ve bir başka ülkede tek başlarına kalsalar ne yaparlar? Bırakın, 'kahramanlık' tasarlamalarını, inanın 'süt dökmüş' kedi gibi sinerler. Kendi, 'çöplükleri' olduğunda, önlerine geçilmez davranışta bulunsalar da, kokaktırlar. Ucuz kahramanlar, savunmasız insanlara saldırmak yerine buyurun, Çin Halk Cumhuriyeti devletinin haritada yeri belli, hatta özerk Uygur Cumhuriyetinin yeri de belli, gidin cesaretiniz varsa, taleplerinizi, saldırganlıklarınızı buralarda kanıtlamaya, denemeye çalışın, bakalım, 'kahramanlıklarınız' para eder mi?

Bir konuya da değinerek, yazımı noktalamak istiyorum. Ucuz, 'kahramanlar' sözde, Uygur Türklerinin haklarını savunur kisvesi altında, demokratik talepler ileri sürüyormuş, 'görüntüsü' verme uğraşındalar.

Peki, kendi ülkenizde, Türkiye de, Uygur Türkleri için ileri sürdüğünüz talepleri, talep edenler için gösterdiğiniz tavır nedir?
Uygur Özerk Cumhuriyetinin varlığından söz ediyoruz. Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya, Kürdistan demek neredeyse, kahramanlık gerektirmektedir.

Ucuz, 'kahramanlara' göre, Türkiye de bu tarz talep ileri sürüldüğünde, 'asla olamaz' çünkü burada yaşayanlar, Kürtlerdir, Ermenilerdir, Süryanilerdir, Alevilerdir farklı inançlardır. Bu nedenle Türkiye de, bu etnik kesim ve inanç gruplarının haklarını, 'asla talep etme' hakları yoktur.

Bu ikiyüzlülük, çifte standart ucuz, 'kahramanları' daha da ayağa düşürmektedir. Nede olsa, 'kendi çöplüklerinde' kabadayılanmak, 'kahramanlık' tasarlamak basittir. Çünkü karşılığı, sadece ırkçı, faşist eğilimlilerin, 'tekbir' getirerek, sokağa dökülmekten, masum insanlara saldırmaktan başka becerileri yoktur!

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

Aliekber Pektaş 11 Temmuz 2015
Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP